
İslam alimlerine gore dinin tanımı nedir? İslÂm bilginlerince hak bir dinin temel ve değişmez prensipleri nelerdir?İnsanlık tarihinde cok onemli bir yeri bulunan "din"in kelime ve terim anlamlarının acıklanması, bu kavramın daha iyi anlaşılmasına yardım edecek­tir.
Arapca ’da “din” kelimesi, “ceza, mukafaat, hukum, hesap, itaat, boyun eğme, ibadet, adet, hal, şeriat, kanun, yol, mezhep, millet” gibi anlamlara gelir. Bununla beraber “borclanma ve odunc alma” anlamındaki "deyn" kelimesi de aynı kokten gelmektedir.
Ote yandan Kur'an-ı Kerim'de "din" kelimesi, Allah ’a ve kula nispetle iki tarafı hedef alır. Bu iki taraftan biri, Allah'a nispetle, hakim olma, itaati altına alma, hesaba cekme, cezalandırma; oteki de kula nispetle, boyun eğme, itaat etme, teslim olmadır. İşte bu iki taraf arasındaki munasebeti duzenleyen kanun, nizam ve yola din denir.[1]
İSLAM ALİMLERİNE GORE DİNİN TANIMI Kur ’an ’daki kullanımlarını nazar-ı itibara alarak İslÂm Âlimleri dini şoyle tarif etmişlerdir: "Din, akıllı insanları kendi istekleri ile doğru yola (mutlak hakikate) goturen ve peygamberlerin vahyine dayanan ilahi bir kanundur." İslÂm bilginlerince umumiyetle ka­bul edilen tarif budur. Bu tarife giren temel ve değişmez prensipler şunlardır:
Dinin ilahi kanun olması: Din Allah'a dayanır. Onu Allah koymuştur. Onda beşerin tebliğ ve beyan vazifesinden başka hicbir rolu yoktur. O tebliğ de ilk once peygamberlerle başlar. Ebedi saadeti temin etmesi: Din, insanları doğru yola, mutlak hakikate ve hayra sevk eder. Mutlak hakikat ve hayır, dunya ve ahirette kurtuluş demektir ki, ebedi saadet olarak izah edilebilir. Boylece dinin gayesi de belirtilmiş oluyor. Dinin vahye dayanması: Dini insanlara, yuksek sıfatlarla muttasıf, ilahi vahye mazhar olmuş peygamberler bildirmiş, insanla Allah arasındaki irtibat ancak bu sayede mumkun olmuş ve Allah TeÂl ilahî kanununu boylece kullarına gonder­miştir. İlahî dinlerde peygamber zarurettir. Cunku dinin mevcu­diyeti, dolayısıyla insanların kulluğu ve kurtuluşu ona bağlıdır. Akla hitap etmesi: Dinin hitabı, aklı başında olan insanlaradır. İslÂm, akl-ı selime dayanır. Zira İslÂm ’a gore akıllı olmayanlar mukellef değillerdir. İnsanlara din hurriyeti tanıması: Kur'an-ı Kerim, dinde zorlamayı men etmiştir. Buna gore herkes dinini secmekte hur­dur. Kendi cuz ’i iradesini kullanarak dilediği yola gidebilir, bunun karşılığında ceza veya mukafaat gorur. İslÂm ’ın din tarifi, Allah, peygamber ve ahiret gibi fikirleri tespit ve telkin ettiğinden, insan fıtratına en uygun tarif olarak kabul edilir. Zira en mukemmel ve en ideal dinin, bu uc esası icine alması şarttır.
Bu uc temelde esasen imanın altı şartı mevcuttur. Cunku peygam­ber inancına "melek ve kitap", ahiret inancına ise "kaza ve ka­der" inancı dahildir.[2]
Umumiyetle kabul edilmektedir ki, İslÂm en şumullu din kavramını getirmiştir. İslÂma gore din, insanın yeryuzunde ortaya cıktığından bu yana, zaman zaman insanlığa ifşa edilen, Yuce Allah tarafından nihaî ve mukemmel şekliyle son peygamberi Muhammed İbn Abdullah'a (a.s.) vahyedilen ve Kur'an-ı Kerim'de vucut bulan bir hayat kanunudur. Hayatın, maddî-manevî yonleriyle ilgili acık ve tam yol gosterici bir kanunudur. Bu, da­ha geniş ve daha şumullu din kavramının, dunyanın diğer dinlerine nasıl tesir ettiğini, insanların kalbini nasıl fethettiğini ve muntesiplerine hayat mucadelesinde nasıl bir kuvvet ve metanet verdiğini daha sonra goreceğiz.[3]
[1] G. Tumer-A. Kucuk, age, s. 1-3.
[2] Ahmet Kahraman, Mukayeseli Dinler Tarihi, İstanbul 1999, s. 31-32.
[3] Abdullah Masdusi, Yaşayan Dunya Dinleri (cev. Mesut Sadak), İstanbul 1981, s. 17.
Kaynak: Dr. Erdoğan Baş, Salih İnciAna Hatlarıyla Yahudilik Hıristiyanlık ve İslÂm, Erkam Yayınları
BENZER YAZILAR Diğer Dinleri Oğrenmenin İslam Acısından Onemi İslam ve İhsan
İslam, İman ve İhsan Nedir? (Cibril Hadisi)