
Mahmud Sami Ramazanoğlu Hazretleri ’nin hikmetli sozlerinden bazılarını derledik.Sami Efendi ’nin bazı hikmetli sozleri.
“Herkes CenÂb-ı Hakk ’ın kulu değildir, mahlûkudur. Hakîkî kul olan, CenÂb-ı Hakk ’ın emirlerini kÂmilen îf eder ve nehiylerinden kulliyen sakınır. İşte kul budur. Yoksa gaflet ile vakit geciren, ibadet ve tÂate ehemmiyet vermeyen kimseler, kul olamazlar.”[1]
“Şefkatli bir babaya isyÂn eden evlÂda mecnun derler. Merhametlilerin en merhametlisi olan CenÂb-ı Hakk ’ın emirlerine muhÂlefet eden kişiye ise ne soylense azdır!”[2]
“Gercek hayÂ, CenÂb-ı Hakk ’ın men ettiği gunahları, kimsenin olmadığı yerde, «CenÂb-ı Hak işitir, gorur, bilir…» diye îmÂn ederek terk etmektir.”[3]
“Mu ’min, icindeki duşunce ve emelleri başkası işittiğinde mahcub oluyorsa, o hakîkî mu ’min değildir.”[4]
“Bedeni dunyanın meşrû işlerine, kalbi de CenÂb-ı Hakk ’a yoneltmek sûretiyle dunya ve Âhiret saÂdeti hÂsıl olur.”[5]
“AllÂh ’ın rızÂsını kazanmak icin gayret etmek, kulluk vazifesinin en yuksek mertebesidir.”[6]
“İbadetlerin en fazîletlisi, AllÂh ’ın dostlarına dostluk ve duşmanlarına duşmanlık etmektir. (LÂyıkına muhabbet, mustahakkına nefret.) Zira boyle davranabilmek, hÂlis muhabbetten kaynaklanır.”[7]
“İslÂm, dîne ve dunyaya Âit butun işlerde taassup ve ifrattan uzaklaşarak muvÂzene ehli olmayı emreder. İslÂm, hıyÂnet veya harp hÂlinde olmamak şartıyla gayr-i muslimlere bile rıfk ile (yumuşaklıkla) muÂmeleye teşvik eder.”[8]
“Hak yolcularının CenÂb-ı Hakk ’a yaklaşabilmeleri icin yegÂne sığınakları gozyaşıdır.”[9]
“Muhakkak ki dunya sıkıntısı, Âhiret azÂbından cok daha hafiftir. Bu sebeple kulun ibadet, tÂat ve zikrullah ’tan hicbir an gaflet etmemesi zarurîdir.”[10]
“Beraat Gecesi, herkes hakkında hukum verilecektir. Hakkında hukum verilecek kişi uyumamalıdır. DuÂ, niyaz, ibadet, tevbe, istiğfar, şukur ve zikir yaparak hakkında verilecek hukmun hayırlı olması icin yalvarmalıdır.”[11]
“Kur ’Ân-ı Kerîm, mu ’minler icin cennete dÂvet tezkeresidir.”[12]
“Kibri ve zulmu Âdet edinen kimsede saÂdet olmaz. Zira saÂdetin sebebi ikidir: « اَلتَّعْظِيمُ لِأَمْرِ اللّٰهِ وَالشَّفَقَةُ عَلٰى خَلْقِ اللّٰهِ » Yani:
1) CenÂb-ı Hakk ’ın emirlerine tÂzim,
2) O ’nun butun mahlûkÂtına şefkat ve merhamet…”[13]
Dipnotlar:
[1] M. SÂmi Efendi, MusÂhabe, VI, 217. [2] M. SÂmi Efendi, a.g.e, VI, 219. [3] M. SÂmi Efendi, a.g.e, VI, 207. [4] M. SÂmi Efendi, a.g.e, VI, 210. [5] M. SÂmi Efendi, a.g.e, VI, 201. [6] M. SÂmi Efendi, a.g.e, VI, 63. [7] M. SÂmi Efendi, a.g.e, I, 96. [8] M. SÂmi Efendi, a.g.e, II, 140. [9] M. SÂmi Efendi, a.g.e, VI, 193. [10] M. SÂmi Efendi, Yûnus ve Hûd Sûreleri Tefsîri, s. 42. [11] M. SÂmi Efendi, Bayram Sohbetleri, s. 69. [12] M. SÂmi Efendi, MusÂhabe, I, 46. [13] M. SÂmi Efendi, a.g.e, I, 91.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Altın Silsile, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan