
Tarhana corbasının tarihimizle bağlantısı olduğunu biliyor musunuz? Osmanlı zamanında halk arasında pişirilen bu corbayı Yavuz Sultan Selim, bakın nasıl keşfetmiş?
Yavuz Sultan Selim Caldıran Savaşı'na giderken ordunun kamp kurup istirahat ettiği bir bolgede tebdil-i kıyafet ederek derviş kılığına girer. Kimseye haber vermeden gec saatte ordugÂhtan ayrılır. Koylulerin hayat şartlarını merak etmektedir.
Bir koye girer ve gozune kestirdiği bir evin kapısını calar. Hane sahibi kapıyı acınca karşısında peşmurde bir derviş ile karşılaşır. Gerci kendi halleri de purmelÂldir ama Allah'ın misafirine buyur etmemek olur mu?..
Hane halkı yaslağac etrafında akşam yemeği yemektedirler. Sofrada sadece kara ekmek ve bir corba kasesi vardır. Allah'ın misafiri hemen sofraya oturtulur. Ancak hane halkı Yavuz'un davranış ve hazametinden şuphelenir. OrdugÂh da yakındadır. Padişah olduğunu anlarlar, sofralarının fakirliğinden utanıp "af buyurun padişahım somun ve darhane corbamızdan başka yiyeceğimiz yoktur" derler.
Corbanın lezzeti padişahın cok hoşuna gitmiştir. Hane halkına iltifatta ve ihsanda bulunur. İstanbul'a donunce lezzetini unutamadığı bu corbadan devamlı yaptırır. İşte bu fakir evin 'Darhane' corbası halk ağzında olur 'Tarhana' corbası.
Tarhana corbası gibi nice lezzetleri dunya mutfağına katan ulkemiz insanı, en yuksek damak zevkini yakaladığı Turk Mutfağı'nı, dunyanın beğeni kazanmış sayılı mutfakları arasına sokmuştur.
Kaynak: Bursa Araştırmaları Dergisi, Sayı:4 - Şubat 2004, sayfa:40
İslam ve İhsan