
Mehir ne kadar istenir? Boşandıktan sonra kadının nafaka veya tazminat alması caiz midir? Dr. Ahmet Hamdi Yıldırım cevaplıyor.
NAFAKANIN DİNEN HUKMU Hanefîler ’e gore hÂkim tarafından nafaka takdiri sadece miktarının belirlenmesi bakımından değil, nafaka borcunun kuvvetli bir borc haline gelmesi bakımdan onemlidir. Eğer karı koca nafaka borcu ve miktarı uzerinde anlaşmamışlarsa veya hÂkim tarafından takdir edilmemişse taraflardan birinin olumu ile, boşanma ile veya kadının “nÂşize” duruma duşmesi ile bu borc duşer. Kadının nÂşize olması evlilik hukukuna riayet etmemesi ve kocasının rızÂsını almadan evini terketmesi anlamına gelmektedir. NÂşize durumdaki kadının o andan itibaren esasen nafaka hakkı yoktur. Her uc halde de geriye donuk bir nafaka talebinin mumkun olmaması, mahkemeye başvurulmadığına gore nafakanın odenmekte olduğu var sayımına dayanmaktadır. HÂkim tarafından nafaka takdir edilmesi odenmiş olma faraziyesini ortadan kaldırmaktadır. Diğer uc mezhebe gore ise nafaka hÂkimin takdirine muhtac olmaksızın kuvvetli bir borc olarak doğar; ancak odenmekle veya ibr ile duşer.
Eşin ihtiyaclarının normal yollardan karşılanmaması durumunda mahkemece nafaka takdir edilmesi her zaman kadının problemini cozmemektedir. Kocasının nafaka borcunu eda etmemesi sebebiyle kadının ayrıca bir boşanma hakkının bulunup bulunmadığı tartışmalıdır. Hanefî hukukcular bu durumda kadının bir boşanma hakkının var olduğunu kabul etmezler. Diğer mezheplerde ise ileride goruleceği uzere kadının belirli şartlarla boşanma hakkı bulunmaktadır.
Kaynak: İslam İlmihali 2, TDV Yayınları
İslam ve İhsan