CEZERİ ( 1150 - 1220 Tahmini) Sibernetik alimi
Musluman Sibernetik Alimi
Tam adı Bediuzzaman Ebu'l-İzz İsmail b. er-Rezzaz el-Cezeri'dir. Hayatı hakkında, kitabının girişindeki kısa acıklamanın dışında bilgi yoktur. 1181-1206 yılları arasında Amid'de (Diyarbakır) Artuklu hanedanının himayesinde bulunduğu soylenen Cezeri, 1205'te tamamladığı Kitab fi ma'rifeti'l-hiyeli'l-hendesiye adlı unlu eseri Emir Nasiruddİn Mahmud'un isteği uzerine kaleme almıştır.
Cezeri lakabıyla şohret bulmasının sebebi, Cezire (ada) denilen Dicle ile Fırat arasındaki bolgede doğmuş olmasıdır. Artuklu Turklerindendir. Diyarbakır'da dunyaya geldi
Cezeri, İslam medeniyetinin oldukca ilerlediği, Doğu Anadolu'da kultur faaliyetlerinin yoğunlaştığı bir devrede ilim ve imar işlerinde bir hayli ilerIeyen Artukoğulları sarayına girdi. Orada 32 yıl Reis-ul amal (başmuhendis) olarak gorev yaptı. Nureddin Muhammed (1167) ve onun oğulları Kutbeddin Sokmen (1185) ile Nasuriddin Mahmud'un (1201) hukumdar oldukları donemlerde buyuk hizmetlerde bulundu. Karaaslan tarafından Hısn Keyfa'da inşa ettirilen muhteşem kopru ile onun altındaki carşı, han, hamam ve mahallelerin imarında emeği gecti.
Cezeri, sadece otomatik sistem kurmakla yetinmeyip, otomatik olarak calışan sistemler araşında denge kurmayı da başarmıştır o Aradan 800 yıl gibi bir zaman gectikten sonra sibernetiğin babalarından sayılan İngiliz Noroloji Profesoru Dr. Ross Ashby, ancak 1951'de " Ustun Denge Durumu"nu ortaya atabilmiştİr. Ve ancak ilk defa o zaman otomatik olarak işleyen sistemlerin ustunde bunları kontrol eden sistemlerden soz edebilmiştir. Her ne kadar Fransızlar, sibernetik ve elektronik sistemin Descartes (1596-1650) ve Pascal'la (16231662), Almanlar Leibniz'le (1646-1716), İngilizler de Roger Bacon'la (1214-1294) başladığını soylerlerse de, gercekte Cezeri, bu fikri, ilim dunyasına takdim eden ilk bilgin olarak karşımıza cıkmaktadır .
Bugun fizikci ve mekanikciler, ''Isı Etkisiyle Haberleşerek Denge Kurma'' sistemini ilk defa olarak James Watt'ın (1760-1819) 1780'de regulatoru icad etmesiyle gercekleştirdiğini soylerler. Bu doğru olmakla birlikte, bunun Cezeri'ye kadar dayandığı kitabından rahatlıkla anlaşılacaktır. Gunumuzden 800 yıl once, bugunku Diyarbakır yoresinde yaşayan Artuklu Turklerinin hukumdarı Mahmud, ''Ben abdest alırken ayaklarıma su doken hizmetcilerimin bana hakları geciyor'' diye duşunerek rahatsız olur. Ve sarayın başmuhendisinden bu işe bir care bulmasını ister. Bir Sure sonra muhendis, abdest suyu doken bir robot yapmayı başararak, bunu hukumdara sunar. Robot, elinde tuttuğu testiden hukumdarın abdest alabileceği şekilde elini, kolunu oynatarak su dokebilmektedir. O gune kadar gorulmemiş bu muhendislik harikası karşısında hukumdar , hayretler icinde kalır . Bu eserin mucidi Cezeri'den başkası değildir. Hukumdar, onun calışmalarına buyuk destek olur. Cezeri de kendi kendine oten tavus kuşları, robot filler , uzatılan bardaklara şerbet doken, bardak dolduğu zaman da kendi kendine duran kadın robotlar gibi 50 değişik buluşla hukumdarın bu desteğinin karşılığını fazlasıyla verir.
CEZERİ'Yİ İLİM DUNYASINA TANITAN ESERİ
Cezeri'yi une kavuşturan husus, sibernetik ve elektronik sistemle ilgili robotlar , makineler yapması ve bunlan eserinde tarif etmesidir. Cezeri'nin meşhur eserinin adı ''Kitabu'l-Cami Beyn'el-İlmi ve'l-Ameli en Nafi fi Sınaati'l-Hiyel="Mekanik Hareketlerden muhendislikte Faydalanmayı İcine Alan Kitap"tır. Eserin daha başka değişik isimleri de vardır. Kitabın orijinali, gunumuzde mevcut değildir. Fakat 5 tanesi Turkiye'de bulunmak uzere butun dunyada bilinen 15 kopyası vardır. Turkiye'dekilerin 4'u Topkapı, biri de Suleymaniye Kutuphanesi'ndedir. Eser, zamanın ilim dili olan Arapca ile kaleme alınmıştır. Eserin nushalarından birisi Topkapı Muzesi 3. Ahmed Kutuphanesi'nde 3472 numarada kayıtlıdır .
Prof. Dr. Kazım Cecen, Kopru Dergisi'nin Eylul-1982 sayısında yazdığı makalede, eserin muhendislik acısından cok buyuk değer taşıdığını ifade etmektedir . Kitap, altı kısma ayrılmış olup, ilk dort kısmı onar, son iki kısım da beşer bolumden meydana gelmektedir. Bu kısımlar; su saatleri ve kandil saatleri, ziyafetlerde kullanılan kaplar ve surahiler, el yıkama ve kan alma icin kullanılan kaplar, ceşmeler ve mekanik yollarla hareket eden (otomatik) muzik aletleri, su pompalayan makineler, muhtelif aletler uzerinedir. Kitapta her aletin şekli renkli murekkeplerle cizilmiş ve calışması ayrıntılı olarak izah edilmiştir . Bu ayrıntılar da ceşitli renklerle gosterilmiştir. Ayrıca, şekillerde Arap harfleri kullanılarak bazı parcalar işaretlenmiş ve metinde bunlara gondermeler yapılarak, acıklamaların anlaşılması kolaylaştırılmıştır. Bazı nushalarda ise bu harflerin ebced değerleri goz onune alınmış, bazılarında da henuz acıklanamayan gizli bir harf sistemi kullanılmıştır. Metinde, aletlerin sonra, imal sırasına gore parcaların teker teker anlatılarak bunların montaj usulu acıklanmış ve en sonra o aletin calışması hakkında bilgi verilmiştir .
Su ve kandil saatleri, Cezeri'nin gucunu ifade eden karmaşık aletlerdir. Su terfi makineleri ekonomik yonden daha onemli olmakla beraber, kitapta bunlara saatler kadar onem verilmemiştir. Metal dokum tekniğine ait bilgiler, ileri bir muhendislik seviyesini ifade etmektedir. Cezeri'nin aletleri yer cekimi kuvvetiyle calışır ve bu kuvvet, duşurulen bir ağırlık, boşalan bir kaptaki şamandıra veya batan bir cisimle elde edilir. Cezeri, kullandığı makine parcalarını ve imal usullerini de en ince ayrıntılarına kadar tanımlamıştır. Buyuk bir kısmı bugunku Avrupa muhendislik terminolojisine giren makine parcaları uzerine yaptığı calışmaların en onemlileri şunlardır: Konik vanalar, kapalı kum kutularında pirinc ve bakır dokum, tekerleklerin balansı. Cezeri'nin muhendislik harikaları kağıttan maketlerinin yapılması, su akıtan savakların ayar edilmesi, carpılmayı en az indirmek icin ahşabın tabakalar halinde kullanılması, gercek anlamda emme borusunun kullanılması, suyunu belli bir zaman aralığı ile boşaltan kaplar ve daire sektoru dişliler. Bunlardan bir kısmının yuzyıllar sonra Avrupa'da adeta yeniden keşfedildiği, bilinen tarihi bir gercektir. Mesela, kapalı kum kutuları ile dokum, Avrupa'da 1500 yıllannda başlamıştır. Konik vanalardan ilk soz eden Leonardo da Vinci'dir. Su saatinde seviye kontrol cihazına benzer ve buhar kazanlarında kullanılacak bir aletin patenti, İngiltere'de 1784 yılında alınmıştır. Cezeri'nin makinelerinden sadece biri, su carkı ile işleyen tulumba, modern muhendisliğin gelişmesine doğrudan doğruya katkıda bulunmuştur. Bu makine, a) Cift etki ilkesinin uygulanması, b) Donme hareketinin ileri-geri hareketle cevrilmesi, c) Emme borusunun bilinen ilk kullanılışı olmasından dolayı cok onemlidir. Dolayısıyla, buhar makinesinin ve emme basma tulumbanın ilk omeği sayılabilir. Soz konusu makinede, akan suyun cevirdiği cark, duşey duzlemde bir dişliyi, bu dişli de yatay duzlemdeki diğer bir dişliyi dondurmektedir. Yatay dişlinin cevresine yakın bir yerde duşey bir pim bulunmaktadır. Bu pime ortası yarık ve diğer ucu yine bir pimle sabitleştirilmiş bir cubuk gecirilmiş ve bu cubuğa da tulumbalanın piston kolları bağlanmıştır. Yatay diş donunce yarık cubuk acısal bir hareket yapmakta, piston kolları da ileri-geri gidip gelerek tulumbaları calıştırmaktadır.
Cezeri, kendisinin, Helenistik cağdan XIII. yuzyıla kadar uzanan bir muhendislik geleneğinin İslam dunyasındaki bir devamı olduğunun bilincindedir. İslam dunyasında Musaoğuları (bk. BENİ MUSA) ile başlayan bu gelenek, Cezeri'de zirveye ulaşmıştır. Cezeri, kendi yaptığı abidevi su saatinin Pseudo-archimedes'in yaptığı su saatine dayandığını soyler. Kitabının dorduncu kısmında, ceşmeler uzerindeki calışmaları sırasında, Musaoğulları'ndan ve ayrıca Bizanslı Apollonios'un otomatik muzik aletleri uzerine yazdığı eserden de bahseder. Bu arada, kimin tarafından yapıldığı bilinmeyen aletleri de zikretmiştir. Cezeri, esas itibariyle bir mucit değil, bir muhendistir ve gorevinin kendinden oncekilerin yapmış oldukları aletleri mukemmelleştirmek olduğu kanaatindedir. Bu noktadan bakıldığında, eserinde, teori ile pratiğin eşit ağırlıkta olduğu, hatta bazı yazarlara gore aletleri yapmak icin gerekli pratik bilgi ve kuralların ağır bastığı hissedilir. Gercekten de O, calışmasının pratik hayatta işe yarar bilgiler turunden olduğunu ozellikle belirtir .
Cezeri'nin yaşadığı cağda elektrik gucu, magnetik guc, foton etkisi veya elektromagnetik gucler bulunmadığı icin, o elindeki imkanları değerlendirmesini bilmiş, su gucu ve basınc tesirinden faydalanma yoluna gitmiştir. Gercekten başka imkanlar bulunmadığı, su da kıt olduğu halde, bu derece muhteşem hidromekanik sistemle calışan makineler yapabilmiş olması, onun sibemetik ilmi alanındaki yerini ve değerini gostermeye yetmektedir. Cezeri'nin tarif ettiği bazı makinelerin pratik faydaları oldukca buyuktur. Bunlardan bir kısmı, bir mil (eksen) boyunca yer alan dişlilerle calışan bir nevi tulumbadır. Tulumba, bir suru kepceyi sırayla hareket ettirerek suyu cıkarmaktadır.
Bazı makinelerin ise yalnızca eğlendirici tarafı vardır. Mesela, icinde su varmış gibi gorunmesine rağmen suyu boşaltılamayan su kapları ve ici boş gibi gorunup, su akıtan kaplar gibi. Gunumuzde bu kaplarda kullanılan prensiplerden faydalanılarak bir kısım oyuncaklar yapılmaktadır. Hem eğlendirci, hem de faydalı olan bu cihazlara, ceşme ve su saati ornek gosterilebilir. Cezeri'nin saatlerinin calışma sistemi ise, coğunlukla aynı mil ustundeki bir gosterge ile ustunden, ucuna ağırlık asılı bir kayış gecen, kasnak bicimindedir. Ağırlığın duşuş hızı, yuzen bir cisimle kontrol edilmektedir. Yuzen cisim, kayışın oteki ucuna tutturulmaktadır. Bazı durumlarda da devrilebilen bir kova, otomatik olarak dolmakta ve devrilince bir mandalı iterek, dişlinin bir diş ilerlemesini sağlamaktır.
DEĞERİ YENİ ANLAŞILAN BİLGİN.
Kitabu'l Hiyel, 1974 yılında Dortrecht ve Boston'da "AI-Jazari's Book of Knowledge of İngenious Mechanigal Devices" adıyla Donald R.Hill tarafından İngilizce'ye tercume edildi. Eserin bazı parcaları da Almanca'ya cevrildi. Maalesef kendi ilim adamımızın bu kıymetli eserini henuz Turkce'ye tercume edebilmiş değiliz. Bundan dolayı da otomatik makinelerin calışması hakkında detaylı bilgiye sahip bulunmuyoruz. Cezeri'nin, kitapta tarif ettiği makinelerden birkac tanesi, Wiedemann tarafından yapıldı ve başarıyla işletildi. Makineler, halen Almanya'nın Erlangen Universitesi'nde bulunmaktadır. Aynı zamanda bugun, İngiliz ve Amerikalılar da bu makinelerden faydalanarak yeni eserler ortaya koyma cabasındadırlar.
Ayrıca, ulkemizde İTU Bilim ve Teknoloji Tarihi Enstitusu, Cezeri'nin kitabındaki şekillerin aslına sadık kalarak, tavuskuşlu su saatini yapmayı gercekleştirmiştir.
Cezeri'nin yaptığı makine parcalarının bir kısmına kendisinden 200-350 yıl sonra yaşayan Giovanni de Donti ve Leonardo da Vinci'de rastlanmaktadır.
Son soz olarak diyebiliriz ki, Cezeri, ilim tarihine sibernetiğin kurucusu olarak kaydolmuştur."
Bunlarda yaptığı bir kac eserin cizim resimi arkadaşlarım.



