
Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yayınlanan bugunku Cuma hutbesinde yalnızca Allah'a iman ve kulluk etmenin ozgurluğunden bahsedildi. Ayrıca nefsini ve heveslerini ilahlaştıran zalimlere karşı doğru yolun Kur'an'ın ve Resûlullah'ın yolu olduğu hatırlatıldı.Kardeşlerim!
İslÂm nurunun Mekke topraklarını yeni aydınlatmaya başladığı gunlerdi. Peygamberimiz (s.a.s), Beytullah'ın yanındaki Saf tepesine cıktı ve Mekkelilere şoyle seslendi: “ 'Şu vadinin arkasında size saldırmak uzere bekleyen bir ordu var.' desem bana inanır mısınız?" Mekkeliler hep bir ağızdan, “Evet, inanırız. Zira biz senin yalan soylediğini hic işitmedik." diye karşılık verdiler. Bunun uzerine Rahmet Elcisi, “Ben sizi elîm bir azaba karşı uyarıyorum." 1 diyerek Mekkeliler nezdinde butun insanlığı Allah'a kul olmaya, tevhid inancını benimsemeye cağırdı.
Kardeşlerim!
Rahmet Peygamberinin bu cağrısı, Hz. Âdem ile başlayan ve insanları Âlemlerin Rabbine kul olmaya davet eden yuce bir cağrıdır. Bu kutlu daveti, Hz. Nuh, İbrahim, Lut, Hud, Salih, Musa, İsa, hÂsılı butun peygamberler dillendirmişlerdir. Ve HÂtemu'n-Nebiyyinin dilinde kemÂle eren bu cağrı, kıyamete kadar devam edecek ebedi kurtuluş cağrısıdır. Bu cağrıda sadece Allah'a iman ve kulluk vardır. Bu cağrıda bir tek Allah'ın huzurunda eğilmek, eğildikce de yucelmek vardır. Bu cağrıda Allah'tan başkasına kul kole olmayarak gercek ozgurluğe ulaşmak vardır. Bu cağrıda hak, hakikat ve hakkaniyet vardır. Bu cağrıda şirk ve nifaktan, kufur ve isyandan, fitne ve fesattan, hile ve tuzaktan, yalan ve aldatmadan uzak durmak vardır.
Aziz Muminler!
Yuce Rabbimiz hutbemizin başında okuduğum Âyet-i kerimede şoyle buyurmaktadır: “Onlara, dini Allah'a has kılan ve hakka yonelen kimseler olarak sadece O'na kulluk etmeleri, namaz kılmaları ve zekÂt vermeleri emredilmişti. İşte dosdoğru din budur."2 Kardeşlerim! Bu Âyet-i kerime, ibadet ve kulluğun sadece Allah'a mahsus olduğunu bizlere oğretmektedir. Nitekim Peygamberimizin vefatına bir turlu inanmak istemeyen bazı sahabilere Hz. Ebu Bekir'in şu uyarısı son derece dikkat cekicidir: “Kim Muhammed'e tapıyorsa bilsin ki Muhammed olmuştur. Kim Allah'a kulluk ediyorsa bilsin ki Allah diridir, asla olmez."3
Kardeşlerim!
İnsanlık tarihi, nefsini, heva ve heveslerini ilahlaştıran nice zalimlere ibretle şahit olmuştur. Tarih boyunca kula kullukla, fani şahsiyetlere kolelikle tuketilen nice beyhude omurler vardır. İnsanlık onur ve haysiyetini ayaklar altına alan, hak ve hakikat karşısında kor, sağır ve dilsiz kesilen nice gafil zihinler, taşlaşmış kalpler vardır. Oysa yuce kitabımız Kur'an'ın mukaddimesi olan Fatiha suresinde din-i mubin-i İslam'ın kulluk anlayışı bizlere acıkca takdim edilmiştir. Bizler bu sureyi her gun beş vakit namazımızda okur ve Rabbimize olan iman ve kulluk ahdimizi tekrarlarız. “Rabbimiz! Ancak sana kulluk ederiz ve yalnız senden yardım dileriz. Bizi doğru yola ilet." diye dua ederiz. Şuphesiz ki bu doğru yol, Kur'an'ın ve Resûlullah'ın yoludur. Peygamberimiz (s.a.s), “Sozlerin en doğrusu Allah'ın Kitabıdır. Rehberliğin en guzeli Muhammed'in rehberliğidir." 4 hadisiyle bu yolu bizlere beyan etmiştir. Bu yol, insanlığa ornek kılınmış İslam ummetinin on dort asırdır takip ettiği ana yoldur. Bu yol, insanı aydınlığa ulaştıran yegÂne kurtuluş yoludur. Bu yolun yolcularına Rabbimizin ebedi nimetlerine mazhar olma mujdesi vardır.
Kıymetli Kardeşlerim!
Bu bereketli yolun yolcusu olmak, her şeyden once Musluman kimliğini ve şahsiyetini doğru bir şekilde inşa etmekten gecer. Bunun icin bizler, Kerim Kitabımızın ve Peygamberimizin rehberliğini baş tacı ederiz. Onların hayat veren rahmet yuklu mesajlarıyla gonlumuzu, zihnimizi ve hayatımızı mamur etmek icin gayret gosteririz. Rabbimizin, bizlerden istediği insanca bir hayat icin, bizlere emanet verdiği nimetlerin değerini de bunları değerlendirmeyi de biliriz. Aklımızı başkalarının aklına, gonlumuzu başkalarının gonlune, vicdanımızı başkalarının vicdanına esir etmeyiz. Ebedi kurtuluş beratımızın sadece Allah'a, Allah'ın rızasına bağlı olduğunu tasdik ederiz. Bizlere kurtuluş beratı vaat edenleri, hakikatin sadece kendi elinde olduğunu iddia edenleri dikkate almayız. Varlığımızı fÂnî şahsiyetlerin değil, Rabbimizin rızasına; gecici menfaat ve beklentilere değil, bÂkî hakikatlere adarız.
Kardeşlerim!
Bu aydınlık yolun neferleri olarak bizler, cehalet, tefrika ve yakılmak istenen fitne-fesat ateşine karşı uyanık davranırız. Kendimizin, değerlerimizin, inancımızın farkında oluruz. Onları yozlaştıracak, anlamsız kılacak tutum ve davranışlardan kacınırız. Yuce dinimize, Kerim Kitabımıza, Resûl-i Ekrem Efendimize mensubiyetin, her turlu mensubiyetten ustun olduğunu kabul ederiz.
Kıymetli Kardeşlerim!
Geliniz, Kur'Ân-ı Kerim'in ve Peygamberimiz (s.a.s)'in dosdoğru yolunun yolcuları olarak bu mubarek vakitte Rabbimize şoyle niyazda bulunalım: Allah'ım! Bize imanı sevdir, kalplerimizi imanla susle! Bizleri sana şukreden, seni zikreden, sana itaat eden, sadece sana kul olan, sana yonelip yakaranlardan eyle! Allah'ım! Suret-i Haktan gorunerek bu milletin arasına fitne ve fesat tohumları ekmek isteyen munafıklara, bozgunculara fırsat verme! Bizi din ile, iman ile, Kur'an ile, Peygamber ile aldatanlardan ve aldananlardan eyleme Allah'ım!
İslam ve İhsan