Katip Celebi (1609 - 1657)



Doğum tarihi
Şubat 1609
»Olum tarihi
6 Ekim 1657
»Doğduğu Ulke
Turkiye
»Linkler
Osmanlı Sitesi

»Eserleri
Tuhfetu'l-Kibar fi Esfari'l-Bihar Cihannuma,
Takvimu't-Teravih Dusturu'l-Amelli-İslahi'l-Halel, Nizanu'l-Hakk fi İhtiyari'l-Ahakk Turkce Fezleke, Keşfu'z-Zunun an Esamii'l-Kutubi ve'l-Funun İlhamu'l-Mukaddes fi Feyzi'l-Akdas


Şubat 1609'da İstanbul'da doğdu. Asıl adı Mustafa'dır. Doğu'da Hacı Halife, Batı'da ise Hacı Kalfa adıyla da tanınır. Babası Abdullah Enderun'da yetişmiş, silahdarlık goreviyle saraydan ayrılmıştı. 14 yaşına kadar ozel eğitim goren KÂtib Celebi, 1623'te Anadolu Muhasebesi Kalemi'ne girdi. IV. Murad Donemi'nde (1624-1640) girişilen Doğu Seferlerine kÂtib olarak katıldı. 1635'te İstanbul'a donerek kendisini tumuyle okuyup yazmaya verdi.

Donemin unlu bilginlerinin derslerine katılarak medrese oğrenimindeki eksikliklerini giderdi. Tarihten tıpa, coğrafyadan astronomiye kadar geniş bir ilgi alanı olan KÂtib Celebi'nin aynı zamanda zengin bir kitaplığı da vardı. 1645'te sırası geldiği halde yukselemediği icin kalemdeki gorevinden ayrıldı. Ancak 1648'de Takvimu't-Tevarih adlı yapıtı dolayısıyla Şeyhulislam Abdurrahim Efendi aracılığıyla kalemde ikinci halifeliğe getirildi. Bundan sonra da oğrenme ve oğretme yolundaki cabalarını surduren KÂtib Celebi peşpeşe yapıtlar vermeye başladı. Telif ve ceviri olarak yirmiyi aşkın kitap yazdı. En onemlileri tarih, coğrafya ve bibliyografya alanındadır.

Tarih alanındaki yapıtlarının ilki 1642'de tamamladığı Arapca Fezleke'dir. (Fezleketi AkvÂlu'l-AhyÂr fi İlmi't-Tarih ve'l-Ahbar). Dort bolumden oluşan kitapta tarihin anlamı, konusu ve yararı anlatıldıktan sonra bu alandaki temel yapıtların bir bibliyografyası verilmiş, ardından da Klasik İslam Tarihciliği'ne uygun olarak Dunya'nın yaratılışından 1639'a dek kurulan devletler ve meydana gelen onemli olaylar kısaca sıralanmıştır.

Arapca Fezleke'nin devamı niteliğindeki Turkce Fezleke, 1591-1654 arasındaki olayları anlatan bir Osmanlı Tarihi'dir. Olayların kronolojik sıralamasının ardından her yılın sonunda o yıl icerisinde olen devlet adamları ve bilginlerin yaşam oykulerinden ve yapıtlarından da kısaca soz eder. Takvimu't-Tevarih ise, Adem Peygamber'den 1648'e kadar gecen tarihsel olayların bir kronolojisidir.

En tanınmış yapıtlarından olan Tuhfetu'l-Kibar fi Esfari'l-Bihar'da kuruluş doneminden 1656'ya kadar, Osmanlı Denizciliği'nin bir tarihcesi yanında Osmanlı Donanması'nın, tersane ve bahriye orgutunun işleyişini anlatır, kaptan-ı deryaların yaşam oykulerini verir. Sonunda da son zamanlarda denizlerde uğranılan başarısızlıkları giderme yolundaki oğutlerini sıralar.

Coğrafi yapıtların en onemlisi olan Cihannuma, Osmanlı Coğrafyacılığı'nda yeni bir cığır acmıştır. KÂtib Celebi, Cihannuma'yı iki kez yazmıştır. 1648'de yazmaya başladığı ilki, Klasik İslam Coğrafyası temelindeydi. Bu yapıtını henuz bitirmemişken eline gecen Gerardus Mercator'un Atlas'ını, Mehmed İhlasî adlı bir Fransız donmesinin yardımıyla Latince'den Turkce'ye cevirterek yeni bilgiler edindi ve 1654'te Cihannuma'yı ikinci kez yazmaya girişti. Ardından yine Mercator'un Atlas Minor'unu elde etti. Bunların yanı sıra Batılı coğrafyacılardan Ortelius, Cluverius ve Lorenz'in yapıtlarından da yararlandı. Doğal olarak eski Arap, İran ve Osmanlı Coğrafyacıların yapıtlarını da kullandı.

İkinci Cihannuma, Dunya'nın yuvarlak olduğunu da kanıtlamaya calışan fiziki coğrafya ağırlıklı bir giriş bolumunden sonra Kristof Kolomb ve Macellan'ın keşif gezilerinden soz eder. Ardından Japonya'dan başlayarak Asya ulkelerini tanıtır. Bunların tarihleri, yonetim bicimleri, ekonomileri, inancları konusunda bilgiler verir. Bu arada İslam Coğrafyacılarının bilgi yanlışlarını gosterir, bunların harita kullanmamaktan ileri geldiğini acıklar. Bu ikinci Cihannuma'da anlatılan son yer Van'dır. Birinci Cihannuma'da ise Osmanlı Avrupa'sı ve Anadolu ile İspanya ve Kuzey Afrika'yı kapsamaktadır. Her iki bicimde de ek olarak bircok harita vardır.

Cihannuma, ozunde tum İslam ve Hıristiyan Coğrafyacılığı'nın da temeli olan Batlamyus (Ptolemaios) Kuramı'na dayanmakla birlikte, o gune dek hemen hemen hic yararlanılmayan Batı kaynaklarını Osmanlı Coğrafyacılığı'na tanıtması bakımından buyuk onem taşır.

KÂtib Celebi'nin Batı'da tanınan en unlu yapıtı Keşfu'z-Zunun an Esamu'l-Kutubi ve'l-Funun'dur. Arapca bir bibliyografya sozluğu olan yapıtta 14.500 kitap ve risalenin adı ve yazarı verilir. Bilim tasnifine gore ve alfabetik olarak duzenlenmiş olan yapıt, yirmi yılda tamamlanmıştır.

KÂtib Celebi'nin tarih felsefesini ve toplum gorunuşunu acıklaması bakımından onemli olan yapıtı Dusturu'l-Amel li-Islahi'l-Halel'dir. Kısa kısa dort bolumden oluşan bu kucuk risalede İbn Haldun'un etkisi acıkca gorulur. Toplumların da canlılar gibi doğup, gelişip, olduğu goruşunu yineleyen KÂtib Celebi, bu donemlerin uzunluğunun ya da kısalığının toplumlara ve kişilere gore değiştiğini de ekler. Risalede Osmanlı Toplumu'nun omrunun uzaması icin de reaya, asker ve hazine konularında alınması gerekli onlemleri sıralar, oğutler verir.

Daha cok dinsel konuları tartıştığı yapıtlarının en onemlilerinden olan İlhamu'l-Mukaddes fi Feyzi'l-Akdes'de kuzey ulkelerinde namaz ve oruc zamanlarının belirlenmesi, Dunya'da Guneş'in hem doğduğu hem de battığı bir yerin var olup olmadığı ve her ne yana yonelirse Mekke'den başka kıble olabilecek bir yer olmadığını tartışır. Arapca olan bu yapıtında yanıtlamaya calıştığı bu soruları daha once Şeyhulislam'a ve bilginlere sorduğunu, ama doyurucu bir karşılık alamadığını da belirtir.

Son yapıtı olan Mizanu'l-Hakk fi İhtiyari'l-Ahakk'da da donemin din bilgilerinin tartıştıkları ceşitli konular hakkında duşuncelerini acıklar. Karşıt duşuncelere hoşgoruyle bakılmasını oğutler. Din bilginlerinin kendi aralarındaki şiddetli tartışmalarının temelsizliğini ve zararlarını vurgular. Yapıtın sonunda kendi ozyaşamoykusune yer verir. 6 Ekim 1657'de İstanbul’da vefat etmiştir.

alıntı