
Hz. Muhammed (s.a.v.)'in vasiyeti uzerine Veysel Karani'ye bırakılan onemli kutsal emanetlerden biri olan Hırka-i Şerif, Ramazan'ın ayında İstanbul'un Fatih semsiteki Hırka-i Şerif Camii'nde ziyarete acıkıyor...
TÂbiinin buyuklerinden olan Veysel KarÂnî Hazretleri ’nin en onemli vasfı, Peygamberimize olan sevgisi, ibadete canla başla devamı ve annesine saygısıdır. Annesine cok hizmet edip, hayır duÂsını aldı. Rasûlullah Efendimizi gormeyi cok arzu ediyordu. Defalarca Peygamber Efendimiz ’i gormek icin annesinden izin istedi. Annesi, kendisine bakacak kimsesi olmadığı icin izin veremedi.
Peygamberimizin ( aleyhisselÂm ) vefÂtı yaklaşınca, “Hırkanızı kime verelim?” dediler. “Uveys-i Karnîye verin” buyurdu. Resûlullah ’ın vefÂtından sonra Hazreti Omer ile Hazreti Ali Kûfe ’ye geldiklerinde, Omer ( radıyallahu anh ), hutbe esnasında: “Ey Necdliler, kalkınız!” Buyurdu. Kalktılar. “Aranızda Karn ’dan kimse var mıdır?” buyurdu. “Evet” dediler ve birkac kişiyi ona gonderdiler.
Hazreti Omer, onlardan Uveys ’i sordu. “Biliyoruz. O, sizin aramanızdan pek aşağı bir kimsedir. Divanedir, akılsızdır ve insanlardan kacar bir hÂli vardır” dediler. “Onu arıyorum, nerededir?” Buyurdu. “Arne vadisinde develerimize cobanlık yapmaktadır, biz de karşılığında ona akşam yiyeceği veririz, sacı-sakalı karışıktır, şehirlere gelmez, kimse ile sohbet etmez, insanların yediğini yemez, uzuntu ve neş ’e bilmez, insanlar gulunce o ağlar, insanlar ağlayınca o guler.” dediler.
HZ. OMER : “ARADIĞIMIZ SENSİN”
Sonra Hazreti Omer ’le Hazreti Ali, onun olduğu yere gittiler. Onu namaz kılarken gorduler. Namazı bitirip selÂm verince, Hazreti Omer, kalktı ve selÂm verdi. SelÂmı aldı. Hazreti Omer “İsmin nedir?”diye sordu. “Abdullah, yanî Allah ’ın kulu” dedi. Hz. Omer, “Hepimiz Allah ’ın kullarıyız; esas ismin nedir?” diye sordu. “Uveys” dedi. “Sağ elini goster” buyurdu. Gosterdi. Hazreti Omer; “Peygamber efendimiz size selÂm etti. MubÂrek hırkalarını size gonderip, ‘Alıp giysin, ummetime de du etsin ’ diye vasiyet etti” dedi. “Y Omer! Ben zayıf, Âciz ve gunahkÂr bir kulum. Dikkat buyur, bu vasiyet başkasına Âit olmasın?” deyince, Hz.Omer: “Hayır Uveys, aradığımız kimse sensin. Peygamber efendimiz senin eşkÂlini ve vasfını belirtti.” cevabını verdi. Bunun uzerine, Hırka-i Şerîf ’i hurmetle aldı, optu, kokladı, yuzune gozune surdu.
HIRKA GENC OSMAN ’A HEDİYE EDİLDİ, CAMİİYİ ABDULMECİD YAPTIRDI
Veysel KarÂnî ’ye hediye edilen Hırka-i Şerîf ’in bir parcası, Van civarında İrisÂn beylerine kadar gelmiş ve 1618 senesinde, Osmanlı padişahlarından Sultan İkinci Osman (Genc Osman) ’a getirilip hediye edilmiştir. Daha sonra Sultan Abdulmecid Han, bu Hırka-i şerîf icin FÂtih civarında Hırka-i şerîf CÂmii ’ni yaptırdı.
HIRKA-İ ŞERİF ’İN UMMETİ BİRLEŞTİREN NİTELİĞİNİ ANLATAN BİR HİKÂYE
Son yılları harplerle gecen Osmanlı Devleti ’nin malî durumu hayli zordaydı. Bunun uzerine Hindistan ’daki Diobend Âlimleri 65.000 rupi yardım topladılar ve İstanbul ’a gonderdiler. O sırada tahtta bulunan V. Mehmed Reşad, boyle bir moral desteğinden ziyadesiyle memnun oldu. Mukabele olarak da Hırka-i Şerîf ’in uzun yıllardır sarılı olduğu ortusunu hediye etti.
Bu mubÂrek hediye Hindistan ’da baş tÂcı edildi. O ortu Hırka-i Şerîf ’e değmiş olduğu icin Hindistanlı Musluman ulem ve halk arasında gonulleri muhabbet cağlayanı eyleyen bir bereket oldu. 1913 ’ten bugune kadar o mubÂrek ortuyu bereket olması maksadıyla canları gibi muhafaza ettiler.Ona Mendil-i Şerif ismini verdiler. Onu ziyaret, feyz u bereket telakkî edildi. Şu an hazine dairesinde saklanan bu mubÂrek emanet, Hindistanlı Muslumanlar icin aşk-ı Muhammedî ile yanan yureklerinin feryatlarını dindirdikleri mustesn bir teberruk vesilesi…
Bu hÂl, Hazret-i Peygamber muhabbetinin canlılığıdır ki, O ’nun en kucuk hÂtırasına bile ihtiram; tecellî ikliminde gonulleri berekete gark etmiştir. (Osman Nuri Topbaş / Yuzakı Dergisi sayı: 26)
İslam ve İhsan