Ukrayna-Rusya krizi... Bu işin sonu nereye varacak? Kimilerine gore varacağı yer 3. Dunya Savaşı. Kimilerine gore ise duşuk yoğunlukla da olsa daha uzun yıllar surecek bir savaş kapıda. Hatta tum Avrupa ’ya yayılma ihtimali de var bu savaşın…Uc ayını dolduran Ukrayna-Rusya savaşı uzadıkca cevapları aranan sorulara yeni sorular ekleniyor. Belirsizlik daha da artıyor. Malum, krizin patlak vermesinin gerekcesini Rusya, NATO ’nun doğuya doğru genişlemesi olarak gostermişti. Bunu kendi guvenliği acısından tehdit olarak tanımlıyordu Moskova yonetimi. Soğuk Savaş sonrası NATO ’nun, doğuya doğru yayılmayacağı sozunu tutmadığını soyleyen Putin, Batı dunyasına karşı meydan okuyarak NATO uyeliğinde ısrar eden, bir anlamda batının ozellikle de ABD ve İngiltere ’nin dolduruşuna gelen Zelenski yonetimine karşı kendi tabiriyle “ozel operasyon” başlattı.
Ukrayna şehirlerini ağır bombardıman ile tarumar eden, milyonlarca Ukraynalıyı Avrupa ’ya goce zorlayan, binlercesini de katleden Rusya, cantada keklik gorduğu Ukrayna ordusuna karşı arzu ettiği hedefe hÂl ulaşabilmiş değil. Bunda Batı dunyasının Ukrayna ’ya sağladığı silah ve istihbarat yardımları kadar Rus ordusu ve generallerinin beceriksizliğinin de payının yuksek olduğunun altı ciziliyor askeri uzmanlarca.
Uzerime fazla gelmeyin, nukleer silahlarımı kullanmak zorunda kalırım” şeklindeki tehdit dolu mesajları da Batı dunyasının Ukrayna ’ya verdiği desteği ve dahi Rusya ’yı izole etmeye yonelik yaptırımları durdurabilmiş değil. Ustelik NATO, yayılmacılığını surduruyor. Ukrayna ’nın başına gelenlerden ders cıkartmayan Finlandiya ve İsvec, 200 yıldır surdurdukleri tarafsızlık ilkesini bir kenara bırakıp Rusya ’nın yayılmacı tehdidine karşı daha guvende olacağını duşundukleri NATO ’nun guvenlik şemsiyesi altına girmek icin resmi anlamdaki ilk adımı attılar. Şayet Turkiye engelini aşabilirlerse onlar da surekli genişleyen ittifakın yeni uyeleri olacaklar.
Peki cokca guvendikleri NATO ’nun o “guvenlik şemsiyesi” Rusya ’nın “surpriz” olarak nitelediği hamlelerine karşı Finlandiya ve İsvec ’i koruyabilecek mi? Putin ’in “surpriz” dediği o hamle ne olacak acaba? Rusya ’nın kuzeyden de kuşatılması Avrupa ’yı cok daha guvenli hale mi getirecek yoksa cok daha riskli hale mi? Bekleyip goreceğiz.
Tabi bu sorulardan once Finlandiya ve İsvec, NATO ’nun guvenlik şemsiyesi altına girebilmek icin Turkiye ’yi ikna edebilecekler mi sorusunun cevabının netleşmesi lÂzım. Finlandiya ve İsvec, Cumhurbaşkanı Erdoğan ’ın ifadesiyle “teror orgutlerinin kulucka merkezi” tanımlamasına son derece denk duşen iki ulke. Terore destek konusunda her iki ulkenin sicilleri bir hayli kabarık. Para, silah, siyasi destek velhasıl ellerinden ne geliyorsa yağdırıyorlar teror orgutune. Turkiye ’ye parasıyla vermedikleri silahları teror orgutune verecek kadar bir Turkiye karşıtlığı soz konusu. Ozellikle İsvec ’in PKK dosyası bir hayli kabarık.
Cumhurbaşkanı Erdoğan haklı olarak: “Terore destek verip NATO muttefikliği icin bizden onay beklemek tutarsızlıktır” diyor. Sorduğunuzda “biz de PKK ’yı teror orgutu olarak kabul ediyoruz” diyorlar ama soylemleri ile eylemleri ortuşmuyor. İnsan aklıyla alay edercesine “PKK başka YPG başka” diyorlar. Turkiye ’nin, terorle mucadelesini, teror orgutunun lanse ettiği şekilde yani “Otokratik Turkiye yonetimi Kurtlerle savaşıyor, onlara hayat hakkı tanımıyor, asimile ediyor” şeklinde goruyorlar. Aslında ne olup bittiğini cok iyi biliyorlar da emperyalist politikalarına denk duşen propagandaya daha cok inanıyorlar.
Ancak gelinen nokta itibariyle amiyane ifadesiyle -belki abartı da gelebilir ama- her iki ulke de Turkiye ’nin ocağına duşmuş gozukuyor. 30 uyeli NATO ’nun 29 ulkesi onay verse bile Turkiye “hayır onaylamıyorum” derse bu ulkelerin Rus tehdidinden kacmak icin NATO ’nun guvenlik şemsiyesi altına sığınmaları mumkun olmayacak. Bu tablo her iki ulkenin ve genel anlamda Avrupa medyasının Erdoğan alerjisine sahip yayın organlarını isyan ettiriyor. Mesela, “NATO Erdoğan ’a tavizler vermek zorunda kalabilir” diyen Danimarka ’nın Politiken Gazetesi “bu bedelin buna değeceğini, ancak uzun vadede Erdoğan'dan kurtulması gerektiğini” savunuyor. Finlandiya medyasından Iltalehti Gazetesi Finlandiya ve İsvec ’in NATO uyeliğine Turkiye ’nin nihayetinde rıza gostereceğinden emin konuşuyor. Gazete, “Turkiye ’nin fazla ileri gidemeyeceğini” ileri suruyor. “Şayet Turkiye fazla ileri giderse, bu en cok da ABD ’yle ilişkileri bakımından ciddi sonuclar doğurur” diyerek kendince tehditte bulunuyor. Finlandiya ’nın Helsingin Sanomat gazetesi ise Turkiye ’nin mesajının adres bolumunde Finlandiya ve İsvec değil ‘Washington ’ yazdığı yorumunda bulunuyor, bundan sonra Turkiye ’nin muhatabının ABD olacağını ileri suruyor…
Peki, bundan sonrası icin beklentiler ne yonde, ne gibi gelişmeler bekliyor bizleri? Finlandiya ve İsvec ya da onlar adına devreye girecek olan Batılı ulke başkentleri Turkiye ’yi ikna edilebilecek mi? Bunun icin Turkiye ’nin talepleri ne olacak? Bu talepler her iki ulke tarafından karşılanabilecek mahiyette mi olacak? Ya da Turkiye ileri surduğu talepler konusunda ne kadar kararlı bir duruş sergileyecek? Talepleri konusunda esnemezse ya da geri adım atmazsa iş her iki ulkeyi ittifaka dahil etmekte kararlı olan NATO ile Turkiye arasında bir probleme mi donuşecek?
Haziran ayının sonunda Madrid ’de gercekleşecek NATO liderler zirvesine kadar bu soruların cevaplarının netleşmesini bekleyeceğiz. Avrupalı liderlerden gelen “Turkiye ’nin endişeleri giderilmeli” şeklindeki sozler karşılık bulacak mı?
Velhasıl haziran ayı boyunca sıkı pazarlıkların olacağı bir diplomasi trafiği bizi bekliyor. Turkiye ’nin muhatabı Finlandiya ve İsvec liderlerinden cok Finlandiya medyasınca ileri surulduğu gibi ABD olacak gibi gozukuyor.
Biden yonetimi, Rusya ’nın başına orduğu coraptan vazgecmek istemiyor acıkcası. Bu uğurda Ukrayna ’nın ardından Rusya ile 1300 kilometre sınıra sahip Finlandiya ’yı da onun komşusu İsvec ’i de kullanmak istiyor. Acıkcası onlar da ABD ’nin kendilerini kullanmasına razı bir goruntu veriyorlar.
ABD, Rusya ’nın başındaki belayı buyutup hem Rusya ile Avrupa arasındaki zorunlu ekonomik yakınlaşmayı sonlandırıp husumete tahvil ederken hem de Transatlantik ilişkileri yeniden konsolide olmasından istifade edeceğini hesap ediyor. Biden yonetimi, bir taraftan da Ukrayna ’daki savaşı uzatmak icin elinden geleni yapıyor. Ukrayna icin 40 milyar dolarlık ABD yardımının Senato ’dan onay almasının ardından Zelenski ’nin “zafere kadar savaşa devam edeceğiz” yonundeki efelenmelerine bakılacak olunursa Ukrayna ’yı Suriye ’ye donduren savaş daha uzun surecek gibi duruyor.
Biden yonetimi bir taraftan savaşı uzatma stratejisi ile savaşın Rusya ’ya yonelik askeri ve ekonomik maliyetini artırmaya calışırken diğer taraftan da Finlandiya ve İsvec ile Rusya ’yı cevreleyerek Putin yonetim uzerindeki baskıyı artırmayı hedefliyor. Dolayısıyla Rusya ’ya karşı yıpratma stratejisi izleyen Biden yonetimi Putin uzerindeki baskıyı artırmak adına Finlandiya ve İsvec ’in NATO uyeliği konusunda Turkiye ’yi bir şekilde ikna etmeye calışacaktır. ABD ile yapacak olan pazarlıkta, PKK'nın Suriye'deki uzantılarının da teror orgutu olarak kabul edilmesinden tutun da CAATSA yaptırımlarının kaldırılmasından, F-16 satışına hatta F-35 programına geri donulmesine varıncaya kadar Turkiye ile ABD arasındaki bircok kronikleşen meselenin masaya yatırılması bekleniyor.
Kaynak: Beytullah Demircioğlu, Altınoluk Dergisi, Sayı: 436
İslam ve İhsan