

Ahmet Kaya ( 1958)- (16.11.2000)
AHMET KAYA (Malatya, 1957 - Paris, 16 Kasım 2000)
Dibine vurmuş gecelerden geldim... Yalanım yok... Bir cebimde kufur, bir cebimde cocuklara şekerle yaşadım. Hepinizin gurbetindeyim şimdi... Eyvallah!..
Ahmet Kaya, Malatya'da beş cocuklu bir ailenin en kucuğu olarak 1957 yılında dunyaya geldi. Mensucat işcisi bir baba, cocuklarını yetiştirmekle yukumlu bir anne ve diğer dort kardeşle birlikte gecen cocukluk... Babası, neredeyse onun boyu kadar olan bir bağlama ile eve geldiğinde mutluluğun bu olduğunu duşunur. Dokuz yaşındadır daha. 24 Temmuz İşci Bayramı�nda sahneye cıkarırlar onu, bir daha unutmaz bunu...
Yaz tatillerinde, ya plakcıda ya da tanıdıkların minibusunde calışır. 'Başar ağabey'yi tutuklanınca Ahmet, kucuk bağlaması ile ilk bestesini yapar: "Bir Wolksvagen alacağım, Adını �Başar� koyacağım" der... Ruhi Su�nun plaklarını satın alan Ahmet Kaya, bol pacalı pantolonlar giyen uzun saclı 68�lilerden etkilenen gencir artık...
Mensucat fabrikasından emekli olan babası, daha iyi bir yaşam icin İstanbul�a goc eder. İstanbul/Kocamustafapaşa�ya yerleşirler. Ahmet Kaya'nın ilk izlenim �korkudur.
Ahmet Kaya, ortaoğrenimini tamamlamaya calışırken yetmişli yılların toplumsal catışmalarının farkına varmardı. Ora'dan gelmiş olmanın farklılığını, bu yeni kultur ve yaşam bicimi ile icice yaşar. Turkuler, devrimci marşlar, Ruhi Su ve Zulfu Livaneli�den muzikal anlamda etkilendiğini inkar etmez, ama kedi sesini arar. Butun boş zamanlarda bağlama calıp şarkılar soyler. İlk bestelerini bugunlerde yapar. Boğazici Universitesi�nde bir panelede Ruhi Su�yla karşılaşır. Ustayı cok sevse de yetmeyen birşeyler vardır Ahmet Kaya icin, bunu ifade etmeye calışır Ruhi Su�ya. Ruhi Su'nun 'Mahsus Mahal' turkusunu kendince yorumlar O'na. Bağlamanın sapını tutan Ruhi Su, 'Boyle bağlama calınmaz!' der. Oysa Ahmet Kaya asi. Farklı birşeyler yapmak ve kendini aramaktadır. Yıllar sonra verdiği ilk resitalin afine 'Bağlama Boyle De Calınır' 'i spota cıkaracaktı.
Seksenli yılların başı talihsizliklerle gecer. Evliliği biter, bebeği ondan ayrı buyumeyecektir ve cok zordur. Bu donem bestelerinin olgunlaştığı donemleridir bu yıllar. Sadece muzikle kendini ifade eden Ahmet Kaya, 1985 yılına geldiğinde kararını verir. 'Zamanıdır' deyip, oltuğunun altında şarkılarını alıp, Unkapanı�nın yolunu tutar. Dinleyenlerin hicbir kategoriye koyamadığı bu muziğe kimse yuz vermez. Sonraki gunlerde arkadaş yardımları ve kendi olanakları ile ilk albumunu yapar. Ama hemen toplatılır. Yapılan itiraz sonuc verir. Olay gazetelere yansır, Ahmet Kaya�nın �Ağlama Bebeğim� adlı albumu Danıştay kararıyla serbestir artık!'
Bu arada. Universite oğrencileri, dar gelirliler, 12 Eylul darbesinden nasibini almış-ceşitli kesimlerden tutuklu yakınları, Turkiye�de demokrasiyi yeniden inşa etmeye kararlı kitle orgutleri, sivil toplum kuruluşları Ahmet Kaya'nın dinleyici profilini oluşturur.
Kısa bir sure sonra ikinci albumu "Acılara Tutunmak" ı yapar. Ahmet Kaya, edindiği toplumsal, siyasal duyarlılıkla uretim yapmaktadır, peşpeşe albumler cıkarmaktadır.
Ucuncu albumu O sıralar tutuklu olan ve idamla yargılanan Nevzat Celik'in 'Şafak Turkusu' şiirini besteler, aynı zamanda albumun de adıdır 'Şafak Turkusu'. Ullkenin gundemindeki idam cezaları ve hapishanelerde bulunan binlerce insanın ve onların ailelerinin icinde bulunduğu durumu şarkılaştırmıştır...
'An Gelir' isimli dorduncu albumunde Atilla İlhan, Hasan Huseyin ve Ulku Tamer'in şiirlerini besteleyen Ahmet Kaya, yeni arayışlar icerisine girmiş, besteciliği ile ilgili kendisini epeyce geliştirmiştir. İlk uc albumde aranjor olarak kendi cabalarının yanı sıra Sezer Bağcan, Oğuz Abadan gibi isimlerle calışan Ahmet Kaya, dorduncu albumde Osman İşmen ile calışmaya başlar ve bu beraberlik uzun yıllar surer...
Beşinci albumunde unlu şairlerin yanı sıra yeni bir isimle, Yusuf Hayaloğlu'yla calışmaya başladı. Hayaloğlu'yla beraberlik, Ahmet Kaya muziğinde uzun ve verimli bir calışmanın başlangıcını oluşturur. 'Yorgun Demokrat' isimli bu album, gerek donemi gerekse iceriği bakımından yine Turkiye�nin toplumsal gidişatına denk duşmuş ve 12 Eylul doneminin etkisini uzerinden atmaya calışan milyonlarca demokratın durumunu dile getirmiştir.
Album calışmalarına paralel olarak halk konserleri de yapar Ahmet Kaya. Gosterilen ilgi, katılım ve coşkuya rağmen, ulkenin bircok yerinde �sakıncalı� bir şarkıcıdır artık O. Dinleyicisiyle buluşamamak onu uzmektedir...
Konserde kendisine bağlamasıyla eşlik eden Ahmet Koc�la altıncı albumu olan 'Sevgi Duvarı" nın hazırlıklarına başlar. Can Yucel�in aynı isimli şiirini bestelemiş olan Ahmet Kaya, bu albumu �vazgecilmezlerim� dediği Yusuf Hayaloğlu ve Osman İşmen�siz hazırlar ve bu arada 'Resitaller' adını verdiği albumde canlı konser kayıtlarını toplar. 'İyimser Bir Gul' adını taşıyan yedinci albumu, Turkiye doksanlı yıllara adımını atmış, Ahmet Kaya gundemi ile ulke gundemi yine ortuşmuştur. Yeniden Yusuf Hayaloğlu ve Osman İşmen� le calışmaya başlar. Albumun adı 'Başkaldırıyorum'dur.
Olgunluk cağında ulkesinin icinde bulunduğu olumsuzluklara, mevcut gidişata ve sistemin hoşnut olmadığı her yanına şarkılarla mudahale etmeye calışan bir 'muhalif'tir artık...
Başı, zaman zaman derde girer, bircok yerde konser verememenin yanı sıra albumleri �sakıncalı� bulunup kısmen de olsa toplatılır. Bu surecin şarkılarına yansıması kacınılmazdır. Yeni albumun adı 'Başım Belada'dır o yuzden. Ahmet Arif, Atilla İlhan ve Yusuf Hayaloğlu�nun şiirleri ve şarkı sozleri Ahmet Kaya muziği ile biraraya gelir. Bu arada ağırlıkla Turk Halk Muziği�nden orneklerin yer aldığı 'Resitaller 2' adlı albumu yayınlanır.
Onuncu albumu 'Dokunma Yanarsın' ile birlikte hayatında bir takım değişiklikler gundeme gelir. Bu yeni surecte de milyonluk satışlara imza atan Kaya, 1993�te onbirinci albumu 'Tedirgin'i cıkarır. Ertesi yıl cıkardığı 'Şarkılarım Dağlara'da hemen hemen tum şarkı sozlerinin altına da imzasını atar. Album, 'Kum Gibi', 'Ağladıkca', 'Saza Niye Gelmedin' gibi parcalarla satış rekorları kırarak Ahmet Kaya diskografisinde ayrı bir yere sahip olur. Toplumsal-kulturel gelişmelerin getirdiği etkileri uretkenliğe ceviren Ahmet Kaya, 1995 yılında onucuncu albumu 'Beni Bul' u cıkartır.
Sesinin rengini ve olgunluğunu gunun teknik imkanlarıyla yeniden deneyerek, ağırlıkla eski şarkıların yeni duzenledi. 1996 tarihli 'Yıldızlar ve Yakamoz' bu arada ortaya cıkar. Bunu, 1998 yılında Yusuf Hayaloğlu ve Osman İşmen�den oluşan cekirdek kadroyla hazırladığı 'Dosta Duşmana Karşı' izler.
'Gak Production' isimli bir yapım firması da kuran Kaya, Kent Ozanları isimli cağdaş halk muziği yapan bir grup ve on yıldır asistanlığını yapan Cetin Oraner�in albumlerine de yapımcı olarak imza atar.
Profesyonel sureci boyunca onun muziğine ceşitli isimler bulunmuşsa da Ahmet Kaya, kendisini hep toplumcu-gercekci sanat kategorisinde gormuştur. Dunyada �protest muzik� olarak tanımlanan bu turun ulkemizdeki onemli temsilcilerinden olan Ahmet Kaya�nın en belirgin ve ayırdedici tarafı, muziğindeki geleneksel motiflerin ve ulusal kultur değerlerinden yola cıkmasıdır. Toplumsal surecten kopmammış, olmuştur. Turkiye�nin siyasal ve toplumsal gidişatına paralel bir muzik seyri izlemiştir.
Turkiye'de her soylediği soz ve şarkısı olay olan Ahmet Kaya hakkında bircok dava acıldı ve kendi deyimiyle emniyetler onun ikinci adresi oldu. Bu baskılara rağmen Kaya, kimliğini hicbir zaman inkar etmedi ve mucadele etti.
Kaya hakkında, yurtdışında verdiği konserlerde 'vatana ihanet' suclamasıyla 3 ayrı dava acıldı. Bu davalardan biri gectiğimiz gunlerde sonuclandı ve Kaya'nın 3 yıl 9 ay hapis cezası kesinleşti. Diğer iki davada ise, duruşmalara katılmadığı ve ifade vermediği icin Kaya hakkında gıyabi tutuklama kararı verildi.
Kaya'nın cıkardığı kasetlerin bazılarının isimleri şoyle:
"ağlama bebeğim, tedirgin, acılara tutunmak, şafak turkusu, an gelir, yorgun demokrat, başkaldırıyorum, dokunma yanarsın, adı bahtiyar, başım belada, şarkılarım dağlara, yıldızlar ve yakamoz, beni bul ve dosta duşmana karşı."
1980�lerde Nevzat Celik'in �Penceresiz kaldım anne / Saclarına yıldız duşmuş, koparma anne� 'Şafak Turkusu' şiirini turkuleştirerek patlama yaptı A. Kaya. Karyerinde �Ağladıkca� isimli turkunun buyuk bir yeri oldu. Aram Dinkjian�ın bestelediği bu turku, sanatcıya sağ veya sol goruşlu farketmeksizin milyonlarca dinleyici kazandırdı. Kaya, son olarak Gazeteciler Derneği�nde yaptığı konuşmada �Kurtce bir klip cekmek istiyorum ve bunu yayımlayacak bir televizyon kanalı arıyorum� deyince İkitelli medyanın hışmına uğradı ve yuzunden Fransa�ya gitmişti.
16 Kasım gunu sabah saat altıda topragından uzakt kalp krizi gecirip oldu.
O Paris Komunarlarıyla Pere Lachais mezarlıgında yatarken bize duruşu ve sesi kaldı.