Turk dunyasının buyuk duşunce adamlarından ve reformistlerinden biri olan Gaspıralı İsmail Bey, Kırım Harbi (1853-1856) butun şiddetiyle devam ederken, Bahcesaray'a iki saat mesafedeki Avcıkoy'de dunyaya geldi. Babasının doğduğu koye nisbetle Gaspirinski (Gaspıralı) lÂkabını alan İsmail Bey'in cocukluğu, Kırım Turk kulturunun beşiği olan Bahcesaray'da gecmiş ve bu şehir, onun ruhunda, sokakları, camileri, evleri ve ozellikle Hansarayı ile, silinmez İzler bırakmıştır.


Henuz on yaşındayken Akmescit lisesine gonderilen İsmail, orada İki sene kaldıktan sonra Varonej şehrindeki askerî okula nakledildi. Daha sonra Moskova Askerî İdadisi'ne gitti.
Gaspralı bu donemde en cok etkisinde kaldığı olay Ruslar'ın ozellikle Turk karşıtlığından beslenen Panslavizm politikalarıdır. Genc İsmail buna karşı tepki koymak istemektedir. Bu yuzden okuldan ayrılmıştır.


Okuldan ayrılan Gaspralı Zincirli Medresesi'nde Rusca oğretmeni olarak goreve başladı. Bîr bucuk yıl kadar suren bu gorevi sırasında, bol bol okuyarak Rus edebiyatı ve fikir akımları hakkında esaslı bilgiler edinen İsmail Bey, bir yandan da Rus basınını takip ederek politik gelişmeleri ve Rusya'nın icte dışta izlediği politikayı daha İyi kavramaya calıştı. İleride kafasını cok meşgul edecek olan "sosyalizm" hakkında da hayatının bu doneminde epeyce bilgi edinen Gaspıralı, 1869 yılında maaşı 600 rubleye cıkarılarak Yalla'da Derekoy mektebine tayin edildi, burada da iki yıl kaldıktan sonra, Bahcesaray'a donerek yeniden Zincirli Medresesi'nde Rusca dersleri vermeye başladı.


Gaspıralı, o zamana kadar kafasında teşekkul eden "yenilikci" fikîrleri ilk olarak Zincirli Medresesi'nde uygulamaya calıştı, talebelerine, asıl gorevi dışında "usul-u cedid" (yeni metod)'le Turkce dersleri verdiği gibi, medreselerde uygulanan "skolastik" eğitim tarzını da eleştirmeye başladı. Fakat bu metod ilk başlarda tepkiyle karşılandı.
Gaspralı'nın en buyuk hedeflerinden biri İstanbul'a gitmekti. İstanbul'a giderek zabit olmayı istiyor fakat yarıda bıraktığı eğitimin buna engel olacağını duşunuyordu. Bu sebepten dolayı da 1871 yılında Paris'e giderek yarıda kalan eğitimini tamamladı. Gaspıralı, 1874 sonlarına kadar Paris'te kaldı.


İsmail Bey, Paris'ten İstanbul'a gitmiş fakat bir turlu ideali olan memuriyeti yapma fırsatı bulamamıştı. Yazarlık hayatı da bu donemde başladı. Zabitlik hayalinin gercekleşemeyeceğini anlayınca, 1875 kışında Kırım'a donen Gaspıralı, 1878'de Bahcesaray belediye başkanlığına secilinceye kadar başka hic bir işle uğraşmadı, sadece okudu ve milletinin hayatını inceledi.


Gaspıralı İsmail Bey, 1878 yılında Bahcesaray belediye başkanlığına secildi; bu gorev sayesinde duşunduğu bazı yenilikleri gercekleştirebileceğini zannediyordu, ne var ki onune yine bazı engeller cıktı. Belediye başkanı olarak gorevlerini -butun imkÂnsızlıklara rağmen-yerine getirmeye calışırken, aslı misyonunu da hic unutmayan Gaspıralı, 1879 yılında, bir gazete cıkarmak icin Rus hukumetine muracaat ettiyse de, bu muracaatı reddedildi. Fakat o, mutlaka yayın yoluyla milletine hizmet etmek istiyordu. 1881 yılında, "Genc Molla" mustear adı ile, ileride kitap olarak da yayınlanacak olan "Russkoe Musulmanstovo" (Rusya Muslumanları) başlıklı makalelerini yazarak Akmescit'te cıkan "Tavrida" gazetesinde yayınlandı.
Gaspıralı, izin alamamasına rağmen, gazete cıkarma fikrinden asla vazgecmemiştir. Bunun icin, zemin yoklamak amacıyla, 1881 yılından başlayarak "Tonguc", "Ay", "Guneş", "Yıldız", "Mir'at-i Cedid" gibi ceşitli adlarla kucuk risaleler yayınlamaya başladı. Ne var ki, Rus sansuru, bu risalelerin yayınını, adlan başka olsa da gazete huviyeti taşıdıkları gerekcesiyle cok gecmeden yasaklayacaktır.


"TERCUMAN"
Gaspıralı, bir gazete cıkarabilmek icin tam dort yıl mucadele verdi, defalarca Petesburg'a giderek muracaatlarda bulundu ve nihayet 1883 yılında, Turkce kısmı aynen Ruscaya da tercume edilmek şartıyla "Tercuman-ı Ahval-i Zaman"ı yayınlama iznini kopardı. Adını Şfnasi'nin İstaNbul'da cıkardığı "Tercutman-ı Ahval"dan alan bu gazetenin Rusca adı da "Perevotcik" olacaktı. Zuhre Hanım'ın ziynet eşyalarını ve annesinden kalan kıymetli elbiseleri satarak elde ettiği paraya, 300 ruble kadar abone parasını da ilave ederek eski bir makine ve bir miktar hurufat alan Gaspıralı, ilk nushayı 10 Nisan 1883'te cıkardı.

Turcuman,Rusya'da cıkan ilk Turk gazetesi değildi, ama yaygınlığı ve oynadığı rol bakımından en onemlisiydi. 1903 yılına kadar haftalık, 1903-1912 arasında haftada bazan iki, bazan uc defa, Eylul 1912'den sonra da gunluk olarak tam 33 yıl yaşadı ve 1916 yılında kapandı.
Kucuk boyda dort sayfa olarak cıkmaya başlayan Tercuman cok gecmeden, devrin şartlarına ve okur yazarlık oranına gore cok yuksek sayılabilecek tirajlara ulaştı. Kafkasya, Kazan, Sibirya, Turkistan, Cin, hatta İran ve Mısır'da satılan Tercuman'ın buyuk başarısı, Gaspıralı'nın sadece Rusya Turklerinin değil, butun muslumanların meseleleriyle yakında ilgileniyordu. Bu aynı zamanda Dilde birlik fikrinin hayata gecmesi aynı dilin kullanılmasında onemli bir misyon yerine getirilmesi anlamına geliyordu.
1905 bunalımından sonra Kazan'da, Kafkasya'da, Turkistan'da ve Kırım 'da yayınlanan 35'ten fazla gazete ve dergide, cok sayıda hikÂye ve romanda "Gaspıralı dili" kullanılmıştır.


MUSLUMAN İTTİFAKI
Tercuman gazetesi sayesinde gecmişte hayali olan Dilde birlik fikrinin yanısıra usu-u Cedid okulunu da oluşturan ve yaygınlaştıran Gaspıralı İsmail Bey'in 1905 İhtilali'nden sonra Rusya Muslumanlarının ittifakı gayesiyle toplanan uc kongrede de onemli roller oynadı. Eğitim meselesinin ağırlıklı olarak ele alındığı III. Kongre'de "dil birliği" ile ilgili goruşlerini butun Rusya Muslumanlarına resmen kabul ettirdi. (1906).


"Usul-u cedid" hareketinin başarısı ve Ekim Manifestosu 'ndan sonra muslumanların kazandığı hurriyet, ote yandan "Musluman İttifakı" icin yapılan kongreler Gaspıralı'nın cesaretini arttırdı. Gercekte, yaptığı butun faaliyetler, onun Turk birliğinin daha ileri bir merhalesi olarak İslÂm birliğini hedeflediğini, fikrî yapısının Turkcu olduğu kadar, İslamcı bir nitelik de taşıdığını gostermektedir. Nitekim 1907'de, Kahire'de bir "İslÂm Kongresi" toplayabilmek icin buyuk gayret sarf etti. 1910'da ise Hindistan'a gitti ve Bombay'daki "Encumen-i İslamiye"nin toplantılarına katılarak goruşlerini anlattı.


Meşrutiyet'in ilanından sonra İstanbul'a gelmiş ve buyuk bir heyecanla karşılanmıştır (1909). Turkiye Turkluğune buyuk bir ilgi duyan Gaspıralı, Kırım'da da Rus basınına karşı Turkiye'yi savunmaktan, aleyhteki yazılara cevap vermekten asla cekinmemişti. Birinci Dunya Savaşı arifesinde İstanbul'a tekrar gelerek Turkiye'yi savaşa girmemesi hususunda uyarmaya calışan Gaspıralı, Turk dunyasının yetiştirdiği nadir zekalardan biriydi, buyuk bir mucadele adamı ve gercekten inanmış bir idealistti.


Gaspıralı İsmail Bey, 11 Eylul 1914 Cuma gunu Bahcesaray'da vefat etti. Ertesi gun muhteşem bir cenaze toreniyle, Mengligiray Han turbesi civarında toprağa verilen buyuk idealistin olumu, butun İslÂm dunyasında cok buyuk bir teessur uyandırdı.

alıntı kimkimdir