
Tevbe Suresi 85. ayeti ne anlatıyor? Tevbe Suresi 85. ayetinin meali, Arapcası, anlamı ve tefsiri...Tevbe Suresi 85. Ayetinin Arapcası:وَلَا تُعْجِبْكَ اَمْوَالُهُمْ وَاَوْلَادُهُمْۜ اِنَّمَا يُر۪يدُ اللّٰهُ اَنْ يُعَذِّبَهُمْ بِهَا فِي الدُّنْيَا وَتَزْهَقَ اَنْفُسُهُمْ وَهُمْ كَافِرُونَ
Tevbe Suresi 85. Ayetinin Meali (Anlamı):Onların ne malları ne de evlatları sakın seni imrendirmesin! Cunku Allah, onları daha dunyada bunlar yuzunden sıkıntılara duşurmeyi ve neticede kÂfir olarak can vermelerini istemektedir.
Tevbe Suresi 85. Ayetinin Tefsiri: “Onlardan bir topluluk” ifadesi, Medine ’de kalıp sefere cıkmayanların hepsinin munafık olmadığını gosterir. Cunku bunlar arasında mazereti uygun gorulenler vardı. Hicbir mazereti olmadığı halde daha sonra affa mazhar olan ve tevbeleri kabul olunan kimseler de vardı. (bk. Tevbe 9/118) Dolayısıyla burada ozellikle Tebuk seferine katılmamak icin yalandan mazeretler uyduran, havala­rın aşırı sıcak olduğu bahanesine sığınan, aynı zamanda başkalarını da sefe­re cıkmaktan caydırmaya calışan munafıklara, Resûlullah (s.a.s.) ile beraber bir daha ebedi olarak sefere cıkmaları ve onunla beraber duşmana karşı savaşmaları yasaklanmaktadır. Bu, onlara layık gorulen ve bir daha affedilme fırsatlarını kaybettiklerini haber veren pek buyuk bir manevî cezadır. Bunlardan olenleri­n imansız olarak can verdikleri bildirilip, Peygamberimiz ’e de onların cenÂze namazlarını kılmaması emredilmektedir.
Munafıkların başı Abdullah b. Ubeyy b. Selûl olunce, samimi bir musluman olan oğlu Abdullah, babasının bağışlanmasına vesile olacağı umidiyle ve ona kefen yapmak duşuncesiyle Resûl-i Ekrem (s.a.s.) ’den gomleğini istedi. Efendimiz ona gomleğini verdi. Sonra Abdullah Peygamberimizden babasının cenaze namazını kıldırmasını istedi. Efendimiz (s.a.s.) cenaze namazını kıldırmak uzere kalkınca Hz. Omer, Resûl-i Ekrem ’in elbisesini tutarak:
“- Ey Allah ’ın Rasûlu! Rabbin yasakladığı halde onun namazını kılacak mısın?” dedi. Peygamber Efendimiz ona:
“Rabbim bana, «O munÂfıklar icin ister Allah ’tan bağışlanma dile, ister dileme fark etmez. Eğer onlar icin yetmiş defa bağışlanma dilesen bile Allah onları asla affetmeyecektir» (Tevbe 9/80) buyurmak suretiyle af dileyip dilememekte beni serbest bıraktı. Ben ona yetmiş defadan fazla af dileyeceğim” diye cevap verdi. Hz. Omer:
“- İyi ama, o munÂfık!” dedi. Resûlullah (s.a.s.) onun cenaze namazını kıldırdı. Bunun uzerine, “Onlardan olen hic kimsenin cenÂze namazını kılma…” (Tevbe 9/84) Âyeti nÂzil oldu. (BuhÂrî, CenÂiz 22; Muslim, MunÂfikîn 3)
Âyette yer alan “kabrinin başında da durma” (Tevbe 9/84) ifadesini Efendimiz ’in cenazenin defninden sonraki tatbikatına gore acıklamak uygun olur. Resûl-i Ekrem (s.a.s.) bir muslumanm cenazesi defnedildikten sonra kabri başında bir sure durur ve etrafındaki­lere şoyle buyururdu: “Kardeşiniz icin Allah ’tan mağfiret dileyiniz ve sorulanlara şaşır­madan cevap verebilmesi icin dua ediniz; zira şu anda o hesaba cekilmektedir.” (Ebû DÂvûd, CenÂiz 69)
Bu bakımdan gonlumuzu nifak lekelerinden arındırıp hesabımızı kolaylaştırmak icin Allah yolunda cihada cağrıldığımızda hemen koşmalı, şu Âyetlerde haber verilen munafıkca tavırlardan uzak durmalıyız:
Tevbe Suresi tefsiri icin tıklayınız...
Kaynak: Omer Celik Tefsiri
Tevbe Suresi 85. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler icin tıklayınız...
İslam ve İhsan