Tebbet suresinin anlamı nedir? Hazırlanan video ile Tebbet suresini kolaylık oku, dinle, takip et ve ezberle. Tebbet suresinin Arapca ve Turkce okunuşu...Tebbet sûresi Mekke ’de nÂzil olmuştur. 5 Âyettir. İsmini, birinci Âyetteki “kurudu/kurusun” mÂnasındaki تَبَّتْ (tebbet) kelimesinden alır. Ayrıca اَلْمَسَدُ (Mesed), لَهَبٌ (Leheb), اَبُو لَهَبٍ (Ebû Leheb) isimleriyle de anılır. Mushaf tertîbine gore 111, iniş sırasına gore ise 6. sûredir.
TEBBET SURESİNİ OKU DİNLE TAKİP ET VE KOLAYLIKLA EZBERLE
TEBBET SURESİ - ARAPCA
TEBBET SURESİ TURKCE OKUNUŞU* (*Turkce okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun gorulmemektedir. Ayetler Turkce olarak arandıkları icin aramalarda cıkmak icin sitemize eklenmiştir.)
BismillÂhirrahmÂnirrahîm. 1. Tebbet yed ebî lehebin ve tebb.
2. M ağn ‘anhu mÂluhû ve m keseb.
3. Seyasl nÂran zÂte leheb.
4. Vemraetuhû hammÂlete ’l-hatab.
5. Fî cîdih hablun min mesed.
TEBBET SURESİ ANLAMI RahmÂn ve Rahîm olan Allah ’ın adıyla.
1. Ebu Leheb ’in elleri kurusun, (yok olsun) zaten yok oldu ya.
2. Malı da, kazandıkları da kendisine bir yarar sağlamadı. (kurtarmadı)
3. (O) alevli bir ateşe girecektir.
4. Karısı da, odun hamalı (ve),
5. Boynunda bukulmuş bir ip olarak (ateşe girecektir.)
TEBBET SURESİ TEFSİRİ
Ebu Leheb, Peygamber Efendimiz (s.a.s.) ’in amcasıdır. Buna rağmen Efendimiz ’e inanmadığı gibi, karısıyla birlikte ona cok buyuk duşmanlıklar yapmıştır. Şu rivayetler, bu duşmanlığın şiddetini ve ulaştığı korkunc seviyeyi gostermeye yeter.
TÂrık b. AbdullÂh el-MuhÂribî, bir muşÃ‚hedesini şoyle anlatır:
Resûlullah (s.a.s.) ’i Zulmecaz Panayırı ’nda gormuştum:
“–Ey insanlar! LÂ ilÂhe illallah deyin de kurtulun!” diye yuksek sesle hitÂb ediyordu. Bir adam da elindeki taşla O ’nu tÂkip ediyor ve:
“–Ey insanlar! Sakın ona inanmayın, itaat etmeyin. Cunku o yalancıdır!” diyerek bağırıyordu. Attığı taşlarla Efendimiz ’in ayak bileklerini kanatmıştı. Oradakilere:
“–Kimdir bu zÂt?” diye sordum.
“–Bu, Abdulmuttaliboğulları ’ndan bir genctir” dediler.
“–Ya onun ardına duşup taş atan kimdir?” diye sordum.
“–O da amcası Ebû Leheb ’dir” dediler. (Darekutnî, Sunen, III, 44-45)
Mekke ’de Resûlullah (s.a.s.) ’in evi, iki ebediyet fukarÂsı Ebû Leheb ile Ukbe b. Ebî Muayt ’ın evleri arasında idi. Bunlar, her turlu pisliği getirip Efendimiz (s.a.s.) ’in kapısının onune atarlardı. Fahr-i KÂinat Efendimiz ’in rakîk ve temiz gonlu, komşularının bu cirkin muamelesinden incinir:
“−Ey Abdi Menaf oğulları! Bu nasıl komşuluk?!” diye sitem eder, pislikleri kapısının onunden yayı ile uzaklaştırırdı. (İbn Sa‘d, et-TabakÂt, I, 201)
Ebû Leheb, birgun yine aynı menfur hareketini yapmak uzereyken Hz. Hamza onu gordu. Pisliği elinden alıp başının uzerine doktu. Ebû Leheb, bir taraftan pislikleri temizlerken, diğer taraftan da Hz. Hamza ’ya hakÂret ediyordu. (bk. İbn Esîr, el-KÂmil, II, 70)
Ebû Leheb ’in karısı Ummu Cemîl de Allah Resûlu ’ne ez ve cef etmekte kocasından geri kalmaz, her gece dikenli ağac dallarını buyuk bir demet yapar, boynuna bağlar, geceleyin ayağına batması icin Resûl-i Ekrem (s.a.s.) ’in gececeği yollara atardı. Resûlullah (s.a.s.) ise, ipek uzerine basar gibi onların uzerine basar gecerdi. (bk. İbn HişÃ‚m, es-Sîre, I, 376; Kurtubî, el-CÂmi‘, XX, 240)
İşte onların bu ve benzeri zulumleri sebebiyle haklarında Tebbet sûresi nÂzil olmuştu. Ummu Cemîl bunu duyunca, eline buyukce bir taş alarak Peygamber Efendimiz ’i aramaya cıktı. Allah Resûlu, o esnÂda Hz. Ebubekir ile birlikte KÂbe ’de bulunuyordu. Ebubekir (r.a.) onun geldiğini gorunce Varlık Nûru ’na:
“−YÂ Rasûlallah! Bu Ummu Cemîl ’dir. Cirkef bir kadındır. Sizi gorup eziyet etmesinden korkuyorum. Keşke bu kadın sana bir zarar vermeden kalkıp gitmiş olsaydın!” dedi. Fahr-i KÂinat Efendimiz:
“−O beni goremez!” buyurdu.
Hakîkaten de Ummu Cemîl yanlarına geldiği hÂlde Allah Resûlu ’nu goremedi. Ebûbekir (r.a.) ’ın yanında bÂzı hezeyanlar savurduktan sonra cekip gitti. (Bk. İbn HişÃ‚m, es-Sîre, I, 378-379; Kurtubî, el-CÂmi‘, XX, 234)
Ebû Leheb cok kotu bir şekilde olmuş, malı, kazandıkları ve bunlara dÂhil olan cocukları ona hicbir fayda sağlayamamıştır. Şoyle ki:
Ebu Leheb Resûlullah (s.a.s.) ’i yenebilmek icin varını yoğunu ortaya dokmuştu. Bu sûrenin nuzûlunden sonra 7-8 sene gecmeden Bedir savaşı vuku bulmuştu. Cicek hastalığına tutulduğu icin o azılı kÂfir savaşa katılamamıştı. Savaş olup Kureyşin pek cok ileri gelen reisinin oldurulduğu haberi Mekke ’ye ulaştığında Ebu Leheb o kadar uzuldu ki ancak 7 gun yaşayabildi. Olumu de cok ibret vericidir. Ebu Leheb, cicek hastalığına benzer bir hastalığa yakalandı. Evdeki yakınları bile, bulaşmasından korkarak ona dokunmuyorlardı. Olumunden sonra uc gun boyunca kimse ona yanaşmadı. Cesedi curuyerek kokmaya yuz tuttu. Bunun uzerine herkes oğullarını kınamaya başladı. Bir rivayete gore oğulları bazı zencilere ucret vererek cesedini kaldırtmış ve yine ucretle defnettirmişlerdi. Diğer bir rivayete gore, bir hendek kazdırtmışlar ve babalarının cesedini icine sopayla iterek toprakla kapatmışlardı. Boylece ne malından ne de evlatlarından bir fayda gormuştu. Oğulları, cenazesini bile şerefle defnetmeye fırsat bulamamışlardır. Boylece Kur ’Ân-ı Kerîm ’in Ebu Leheb ’le ilgili olarak verdiği mûcizevî haberin birkac sene icinde nasıl gercekleştiğini herkes gormuştur.
Ebu Leheb ’in hanımı Ummu Cemîl de duşmanlıkta kocasından geri kalmadığı icin o da aynı fecî akıbete uğramıştır:
Burada Ummu Cemil icin حَمَّالَةَ الْحَطَبِ (hammÂlete ’l-hatab) yani “odun taşıyıcısı” tavsifi yapılır. Bununla alakalı şu izahlar yapılabilir:
› Bu kadın, oduncular gibi liften yapılmış urganı boynuna bağlayıp Peygamber Efendimiz (s.a.s.) ’in yoluna atmak uzere diken taşıdığı icin “gerdanında bukulmuş ip bulunan odun hamalı” diye nitelendirilmiştir.
› Yahut cehennemde boyle bir duruma gireceğini anlatmak icin ona bu vasıf verilmiştir.
› Yahut insanlar arasında koğuculuk yapıp arayı kattığı, insanları birbirine duşurup kızıştırdığı icin ona “odun hamalı” denmiştir. Cunku koğuculuk yapana da: “İnsanlar arasında odun taşıyıp ateş yakıyor, onları birbirine katıp duşmanlık, kızgınlık, kavga cıkarıyor” denilir. Ateş nasıl odunla yanarsa, insanların birbirine kızması da koğucunun hareketleriyle olur. Âdeta koğucunun davranışı, kavga ateşinin yakıtı olmaktadır. O dunyada fitne ateşini tutuşturduğu gibi, cehennem ateşi de onun icin tutuşacaktır.
› Rivayete gore o kadının mucevher­den yapılmış kıymetli bir gerdanlığı vardı. “LÂt ve Uzz ’ya yemin olsun ki, bunları Muhammed ’e duşmanlık yolunda harcayacağım” derdi. Bu sebep­le Yuce Allah da, o gerdanlık yerine, boynuna ateşten bir ip takmıştır. (bk. İbn Kesîr, Tefsîru ’l-Kur ’Ân, IV, 564)
İşte bu sebeplerle CenÂb-ı Hak, onlar hakkında mustakil bir sûre indirmiş, Habîbi ’ne olan duşmanlıkları yuzunden ebediyen lanetlenmek uzere onları KelÂm-ı Kadîmi ’ne pek fen bir şekilde kaydetmiştir. Hazin ve perişan Âkıbetlerini butun dunyaya bir ibret vesikası olarak sunmuştur. İslÂm ’da esas olanın kan akrabalığı değil, iman kardeşliği olduğunu acık bir misalle beyÂn etmiştir. Eğer bir kişinin imanı yoksa, Resûlullah (s.a.s.) ’e akraba olması, hatta onun amcası olmasının bile hicbir fayda vermeyeceğini bildirmiştir. Boylece kimsenin babasının, dedesinin veya herhangi bir akrabasının faziletine guvenerek aldanmamasını; sahih bir iman ve sÂlih amellere yonelerek, ihsan seviyesinde bir kullukla kendini kurtarmaya calışmasını telkin etmektedir.
Kaynak: kuranvemeali.com
İslam ve İhsan
Tebbet Suresi ’nin Fazileti ve Sırları