En'Âm Suresi 28. ayeti ne anlatıyor? En'Âm Suresi 28. ayetinin meali, Arapcası, anlamı ve tefsiri...En'Âm Suresi 28. Ayetinin Arapcası:بَلْ بَدَا لَهُمْ مَا كَانُوا يُخْفُونَ مِنْ قَبْلُۜ وَلَوْ رُدُّوا لَعَادُوا لِمَا نُهُوا عَنْهُ وَاِنَّهُمْ لَكَاذِبُونَ
En'Âm Suresi 28. Ayetinin Meali (Anlamı):Hayır, bu sozlerinde de samimi değiller! Aslında onlar oteden beri gizledikleri ic yuzleri, gunahları, mu ’minlere kurdukları tuzaklar butun acıklığıyla karşılarına cıktığı icin boyle soyluyorlar. Yoksa dunyaya geri dondurulecek olsalar, yine kendilerine yasaklanan kotulukleri yapmaya girişir, aynı inkÂrlarında diretirler. Cunku onlar gercekten yalan soyluyorlar.
En'Âm Suresi 28. Ayetinin Tefsiri:Muşrikler ve kÂfirler Âhirette cehennem azabıyla yuz yuze gelip, o korkunc ateşin apacık bir gercek olduğunu gozleriyle gordukleri zaman cok pişman olacaklar, tekrar dunyaya donmeyi isteyeceklerdir. “Donsek de Allah ’ın ayetlerini, Kur ’an ’ın verdiği haberleri yalanlamasak, mu ’minlerden olsak” diye temenni edeceklerdir. Cunku onceden beri gizledikleri şeyler; amel defterlerindeki kotulukler; kufur, şirk ve nifaklarının gercek yuzu, Âhireti, cennet ve cehennemi yalanlamalarının yanlışlığı hepsi apacık karşılarına cıkacaktır. Şu Âyet-i kerîmede haber verilen hakikat vuku bulacaktır:
“Herkesin amel defteri onune konulacak; sen gunahkÂrların o defterde yazılı olanlardan dolayı odleri patlayacak şekilde korktuklarını goreceksin. Hayretler icinde: «Yazıklar olsun bize! Bu nasıl defter ki, kucuk buyuk demeden, hicbir şeyi dışarıda bırakmadan ne yapmış, ne soylemişsek hepsini saymış dokmuş!» diyecekler. Boylece yaptıkları her şeyi amel defterlerinde bulacaklar. Rabbin hic kimseye zulmetmez.” (Kehf 18/49)
İşte bu gercek karşısında şaşkına donecekler ve tekrar dunyaya gelmeyi isteyeceklerdir. Fakat bu, onların o an ki duydukları korkunun bir neticesidir. Dunyaya gelseler o hali unutur ve tekrar inkÂra saplanırlar, kendilerine yasaklanan şeyleri yine pervasızca yaparlardı. Onlar bu iddialarında da yalancıdırlar. Onlar dunyada yaşarken dunya otesini, Âhireti inkÂr etmişlerdi. Dunya hayatından başka bir hayatın olmadığını sanmışlar, “varsa yoksa hayat bu hayattır, yaşarız oluruz, tekrar diriltilmemiz mumkun değildir” demişlerdi. (bk. Mu ’minûn 23/37) Fakat kıyamet gunu butun zanları, vehimleri boşa cıkıp değişmez gercekle yuz yuze gelip hesap vermek uzere Allah ’ın huzuruna cıktıklarında perişan hallerini bir gormek gerekir. O vakit Allah onlara inkÂr edip durdukları “yeniden dirilişin, Âhiret hayatının” gercek olup olmadığını soracak, gozleriyle gordukleri o gerceği inkÂr etme imkÂnı kalmayacak ve “O halde inkÂr etmeniz sebebiyle tadın azabı!” (En‘Âm 6/30) şeklindeki ağır bir ilÂhî hitabın kahredici ezikliği icinde ebedi azaba ducar olacaklardır. Cunku birgun mutlaka Allah ’a kavuşacağına inanmayanların kaybedenlerden olacağı şuphesizdir:
En'Âm Suresi tefsiri icin tıklayınız...
Kaynak: Omer Celik Tefsiri
En'Âm Suresi 28. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler icin tıklayınız...
İslam ve İhsan