
Âl-i İmrÂn Suresi 73. ayeti ne anlatıyor? Âl-i İmrÂn Suresi 73. ayetinin meali, Arapcası, anlamı ve tefsiri...Âl-i İmrÂn Suresi 73. Ayetinin Arapcası:وَلَا تُؤْمِنُٓوا اِلَّا لِمَنْ تَبِعَ د۪ينَكُمْۜ قُلْ اِنَّ الْهُدٰى هُدَى اللّٰهِۙ اَنْ يُؤْتٰٓى اَحَدٌ مِثْلَ مَٓا اُو۫ت۪يتُمْ اَوْ يُحَٓاجُّوكُمْ عِنْدَ رَبِّكُمْۜ قُلْ اِنَّ الْفَضْلَ بِيَدِ اللّٰهِۚ يُؤْت۪يهِ مَنْ يَشَٓاءُۜ وَاللّٰهُ وَاسِعٌ عَل۪يمٌۚ
Âl-i İmrÂn Suresi 73. Ayetinin Meali (Anlamı):Yine birbirlerine: “Siz siz olun, dininize uyanlardan başkasına sakın ha guvenmeyin” derler. Rasûlum! De ki: “Uyulması gereken en doğru yol, Allah ’ın gosterdiği yoldur. Birine size verilenin bir benzeri verilecek veya onlar Rabbinizin huzurunda sizinle munÂkaşa edip aleyhinize delil getirecekler diye mi boyle soyluyorsunuz?” De ki: “Şuphesiz lutuf ve ihsÂn Allah ’ın elindedir, onu dilediğine verir. Allah ’ın lutfu pek geniştir ve O her şeyi hakkıyla bilir.”
Âl-i İmrÂn Suresi 73. Ayetinin Tefsiri:Rivayete gore yahudilerden 12 kişilik bir hahamlar grubu birbirlerine: “Gunun başında Muhammed ’in dinine girin; «Muhammed ’in gercek peygamber olduğuna, doğruluğuna şehÂdet ederim» deyin; gunun sonuna ulaşınca da inkÂr edin ve: «Biz Âlimlerimize, hahamlarımıza donup sorduk, onlar da bize Muhammed ’in bir yalancı olduğunu, sizin din adına herhangi bir şey uzere bulunmadığınızı soylediler. Biz de onceki dinimize donduk. O bize sizin dininizden daha hoş gorundu» deyin. Belki onlar da: «Bunlar gunun başında bizimle beraberdiler, şimdi bunlara ne oldu?» diyerek dinlerinde şupheye duşerler” dediler. Allah Teal bu Âyet-i kerîmeyle Peygamberine onların bu durumunu haber verdi. (Taberî, III, 423)
Ehl-i kitabı bu tarzda bir davranışa sevkeden sebep, sırf kendilerine verilen kitap ve ilim ustunluğunun bir benzerinin başka birisine yani Hz. Muhammed (s.a.s.) ’e ve Araplara da verilmiş olmasıdır. Buna duydukları şiddetli hasetleri yuzunden boyle şeyler soyluyor ve birtakım tuzaklar hazırlıyorlardı. İkinci olarak da peygamberlik ve kitap verilen o insanların, kıyÂmet gunu Allah ’ın huzurunda inkÂrlarına karşı delil getirip, bununla kendilerini susturmalarından korkuyorlardı. Zira peygamberlerin kıyamet gunu Allah ’ın huzurunda muhaliflerine karşı delil getirecekleri dini bir hakikattir. Onların bu hasetleri ve korkuları, Allah ’ın hukmunu asla değiştirecek değildir. Sonsuz lutuf, ihsan ve ikramın yegÂne sahibi olan CenÂb-ı Hak, peygamberliği, kitap, ilim ve hikmeti kullarından istediğine vermekte hurdur. Kimsenin buna engel olması veya mudÂhalede bulunması mumkun değildir. Allah ’ın lutfu geniştir, kudret ve kuvveti sonsuzdur. O, her şeyi en iyi bilendir; ilmi sınırsızdır. Bu sebeple O, dilediği kulunu istediği şekilde ustun kılabilir; rahmetini ona tahsis edebilir.
Ehl-i kitabın hepsi bir değildir; iclerinden son derece guvenilir olanlar bulunduğu gibi, en kucuk dunyalığa tama eden guvensizler de mevcuttur. Şoyle ki:
Âl-i İmrÂn Suresi tefsiri icin tıklayınız...
Kaynak: Omer Celik Tefsiri
Âl-i İmrÂn Suresi 73. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler icin tıklayınız...
İslam ve İhsan