Adalet ne demektir? Kur ’an ’da adalet kavramı nasıl geciyor? Kur ’an ’da adalet hakkında gecen ayetler nelerdir? Adalet ile ilgili ayetler.Adalet sozlukte, “Hak ve hukūka uyma, herkesin hakkını gozetme, doğruluktan ayrılmama, hakkāniyet, adl” demektir.
ADALET NEDİR? Adalet, “davranış ve hukumde doğru olmak, hakka gore hukum vermek, eşit olmak, eşit kılmak (Allah hakkında kullanıldığında ‘şirk koşmak ’)” gibi mÂnalara gelen bir masdar-isimdir.
Yine aynı kokten bir masdar-isim olan ve “orta yol, istikamet, eş, benzer, misil, bir şeyin karşılığı” gibi mÂnalara gelen adl kelimesi, sıfat olarak kullanıldığında Âdil ile eş anlamlı olup aynı zamanda Allah ’ın isimlerinden (esmÂ-i husnÂ) biridir.
KUR ’AN ’DA VE HADİSLERDE ADALET KAVRAMI Adalet, Kur ’Ân-ı Kerîm ’de ve hadislerde genellikle “duzen, denge, denklik, eşitlik, gerceğe uygun hukmetme, doğru yolu izleme, takvÂya yonelme, durustluk, tarafsızlık” gibi anlamlarda kullanılmıştır.
ADALET HAKKINDA AYETLER Kur ’an-ı Kerim ’de gecen adalet ile ilgili ayetler...
Ey iman edenler! Belli bir vÂde ile birbirinizden borc alıp verdiğiniz zaman onu hemen yazın. İcinizden biri onu doğru bir şekilde yazsın. Yazmayı bilenler, kendisine Allah ’ın oğrettiği şekilde yazmaktan cekinmesin de yazsın. Borclanan kimse de, borcunu soyleyip yazdırsın. Rabbi olan Allah ’tan korksun da ondan en kucuk bir şey eksiltmesin. Eğer borclu yarım akıllı veya kucukse yahut bizzat yazdırmaya guc yetiremiyorsa, o takdirde velîsi doğru bir şekilde yazdırsın. İcinizden iki erkeği de bu anlaşmaya şÃ‚hit tutun. İki erkek bulunmazsa o takdirde şÃ‚hitliğini kabul edeceğiniz kimselerden bir erkekle, biri yanılırsa diğerinin ona hatırlatabilmesi icin iki kadın şÃ‚hit olsun. ŞÃ‚hitler, cağrıldıkları zaman şÃ‚hitlik yapmaktan kacınmasınlar. Az olsun, cok olsun borcları vÂdesiyle birlikte yazmaktan uşenmeyin. Boyle yapmanız, Allah katında adÂlete daha uygun, borcu ispat etmeniz icin daha sağlam ve şupheye duşmemeniz icin daha elverişli bir yoldur. Ancak aranızda hemen o anda hazır mallar uzerinde yapacağınız peşin alışveriş olursa, bu takdirde yazmamanızda size bir gunah yoktur. (Bakara suresi, 282)
***
“Rabbimiz! Bizi doğru yola erdirdikten sonra kalplerimizi eğriltme, bize tarafından bir rahmet bağışla! Cunku bağışı pek bol olan yalnız sensin!” (Al-i İmran suresi, 8)
***
Allah, adÂleti ayakta tutarak, kendisinden başka hicbir ilÂhın olmadığına bizzat şÃ‚hittir. Ayrıca butun melekler ve kendilerine ilim verilmiş olanlar da tam bir doğruluk, adÂlet ve hakkÂniyet icinde aynı gerceğe şÃ‚hittirler. Evet, O ’ndan başka bir ilÂh yoktur. O, kudreti dÂim ustun gelen, her hukmu ve işi hikmetli ve sağlam olandır. (Al-i İmran suresi, 18)
***
Şuphesiz Allah ’ın Âyetlerini inkÂr eden, peygamberleri haksız yere olduren ve kendilerine adÂletli davranmayı oğutleyenleri de oldurenler yok mu, onları pek elem verici bir azap ile mujdele. (Al-i İmran suresi, 21)
***
Yetim kızlarla evlenip de, adÂletli davranamayacağınızdan korkarsanız, o zaman onları değil, size helÂl olup hoşunuza giden kadınlardan birini, hatta bunlardan iki, uc veya dordunu birden nikÂhlayabilirsiniz. ŞÃ‚yet bunlar arasında da adÂleti sağlayamayacağınızdan endişe ederseniz, o zaman sadece bir kadınla evlenin veya sahip olduğunuz cÂriyelerle yetinin. Boyle davranmanız, zulme ve haksızlığa meyletmemeniz icin en uygun yoldur. (Nisa, suresi, 3)
***
Şuphesiz Allah size emÂnetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hukmettiğinizde adÂletle hukmetmenizi emrediyor. Boylece Allah size ne guzel oğut veriyor! Doğrusu Allah her şeyi hakkiyle işiten, kemÂliyle gorendir. (Nisa suresi, 58)
***
Kadınlar hakkındaki dinî hukumleri acıklamanı istiyorlar. De ki: “Allah, onlar hakkındaki hukmunu acıklıyor: Kitapta size okunan Âyetler; kendilerine verilmesi gereken miras, mehir gibi şeyleri vermediğiniz, ustelik guzel ve zenginse nikÂhlamak istediğiniz, miraslarını kaybetmemek icin başkalarıyla nikÂhlamak istemediğiniz yetim kızlar, caresiz kalmış cocuklar hakkında ve yetimlere karşı adÂleti yerine getirmeniz hususunda gerekli hukmu vermektedir. İyilik olarak her ne yaparsanız, mutlaka Allah onu bilmektedir.” (Nisa suresi, 127)
***
Ne kadar isteseniz de eşleriniz arasında adÂleti sağlamaya guc yetiremezsiniz. Hic olmasa birine busbutun meyledip, diğerini ne kocalı ne de kocasız bir halde askıda bırakmayın. Eğer yanlış davranışlarınızı duzeltir ve birbirinize haksızlık etmekten sakınırsanız, şuphesiz Allah cok bağışlayıcıdır ve engin merhamet sahibidir. (Nisa suresi, 129)
***
Ey iman edenler! Allah icin hakkı ayakta tutan ve adÂletle şÃ‚hitlik eden kimseler olun. Bir topluluğa duyduğunuz ofke, sakın sizi adÂletsiz davranmaya sevketmesin! AdÂletli olun; takvÂya en uygunu, en yakışanı budur. Allah ’a karşı gelmekten sakının. Şuphesiz Allah, butun yaptıklarınızdan haberdÂrdır. (Maide suresi, 8)
***
Onlar, yalan ve iftirayı dinlemeye pek meraklı, haram yemeye cok duşkundurler. Şayet bir dÂva icin sana başvururlarsa, istersen aralarında hukum ver, istersen onları kendi hallerine bırak. Muracaatlarını geri cevirdiğin takdirde sana hicbir zarar veremezler. Ama hukum verecek olursan, aralarında adÂletle hukmet. Cunku Allah, adÂletli davrananları sever. (Maide suresi, 42)
***
“Yetişkinlik cağına erinceye kadar, muhafaza ve yardım maksadıyla en guzel şekilde olanı dışında, yetimin malına yaklaşmayın. Olcuyu ve tartıyı adÂletle tam yapın. Biz hic kimseyi gucunun ustunde bir şeyle sorumlu tutmayız. Konuştuğunuz zaman, en yakınlarınızın aleyhinde bile olsa adÂleti gozetip doğruyu soyleyin. Allah ’a ve Allah icin verdiğiniz sozleri yerine getirin. İşte bunlar, duşunup ders almanız icin Allah ’ın size emrettiği hususlardır.” (Enam suresi, 152)
***
De ki: “Rabbim her işte doğru ve adÂletli olmayı emretti. Her secde ettiğinizde kalp ve beden ahengi icinde butun varlığınızla O ’na yonelin. İtaat ve ibÂdetinizde yalnız O ’nun rızÂsını gozeterek tum samimiyetinizle Allah ’a yalvarın. Nasıl sizi ilk defa O yaratmışsa, yine O ’na doneceksiniz.” (Araf suresi, 29)
***
Mûs ’nın kavmi icinde hakkı anlatıp onunla insanlara doğru yolu gosteren ve yine hakka dayanarak doğruluğu ve adÂleti uygulayan bir topluluk vardı. (Araf suresi, 159)
***
Yarattığımız kimseler icinde hakkı anlatıp onunla insanlara doğru yolu gosteren ve yine hakka dayanarak doğruluğu ve adÂleti uygulayan bir topluluk vardır. (Araf suresi, 181)
***
Bir zamanlar Yûsuf babasına: “Babacığım! Ben ruyÂmda on bir yıldızı, guneşi ve ayı gordum; onların bana secde ettiğini gordum” dedi. (Yusuf suresi, 4)
***
Yûsuf şoyle dedi: “Âdetiniz uzere, hic ara vermeden yedi sene ekin ekecek, bol urun alacaksınız. Fakat yemek icin ayıracağınız az bir miktar dışında butun ekinleri oylece başağında bırakın!” (Yusuf suresi, 47)
***
Kral: “Onu bana getirin, onu kendime ozel danışman yapayım” diye emretti. Yûsuf ’la konuşunca da: “Sen bundan boyle yanımızda onemli bir yere sahip guvenilir biri olacaksın” dedi. (Yusuf suresi, 54)
***
Yolun doğrusunu gostermek Allah ’a aittir. O yollardan eğri olanlar da vardır. Eğer Allah dileseydi, sizi hep birlikte doğru yola erdirirdi. (Nahl suresi, 9)
***
Allah şu iki adamı da ornek veriyor: “Bunlardan biri dilsizdir, hicbir şeye gucu yetmez ve efendisinin sırtında bir yuktur. Onu nereye gonderse hayırlı bir iş beceremez. Hic boyle biriyle adÂleti emreden ve her işte dosdoğru bir yol takip eden insan eşit olabilir mi?” (Nahl suresi, 56)
***
Şuphesiz ki Allah adÂletli davranmayı, iyilik yapmayı ve akrabayı gorup gozetmeyi emreder. Her turlu hayÂsızlığı, kotuluğu ve azgınlığı yasaklar. Duşunup ders almanız icin size boyle oğut verir. (Nahl suresi, 90)
***
Biz bu Kur ’an ’ı sana gucluk cekip bedbaht olasın diye indirmedik. (Taha suresi, 2)
***
KıyÂmet gunu biz adÂlet terÂzilerini kuracağız da hic kimseye en kucuk bir haksızlık yapılmayacak. Yapılan iş hardal tanesi kadar bile olsa, biz onu getirip mizana koyacağız. Hesap gorucu olarak biz yeteriz! (Enbiya suresi, 47)
***
Allah buyurdu ki: “Hayır, korkmayın! Sen ve HÂrûn mûcizelerimizle ona gidin. Elbette biz de sizinle beraberiz ve olup biten her şeyi işitip takip etmekteyiz.” (Şuara suresi, 15)
***
Evlatlıklarınızı oz babalarına nispet ederek cağırın; cunku Allah katında doğru olan budur. Eğer oz babalarını bilmiyorsanız, onlar zÂten sizin din kardeşleriniz ve aranızda karşılıklı haklar ve vazîfeler bulunan yakın dostlarınızdır. Onları cağırırken yanılarak duşeceğiniz hatalardan dolayı size bir vebÂl yoktur; fakat bilincli ve kasten yaptıklarınızdan sorumlusunuz. Allah, cok bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir. (Azhab suresi, 5)
***
Biz peygamberlerimizi apacık delillerle gonderdik ve insanların adÂleti ayakta tutmaları icin beraberlerinde de kitabı ve adÂlet terazisini indirdik. Bir de kendisinde buyuk bir kuvvet ve insanlara bircok fayda bulunan demiri indirdik. Allah, butun bunları, gormedikleri halde kendisine ve peygamberlerine yardım edenleri ortaya cıkarmak icin size verdi. Şuphesiz Allah cok kuvvetlidir, karşı gelinemez bir kudrete sahiptir. (Hadid suresi, 25)
***
Allah, dîninizden dolayı sizinle savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan cıkarmayan kÂfirlere iyilikte bulunmanızı ve mumkun olduğunca onlara adÂletli davranmanızı yasaklamaz. Hic şuphesiz Allah, hak ve adÂlet konusunda titiz davrananları sever. (Mumtehine suresi, 8)
***
O fasıklar ne zaman bir anlaşma yaptılarsa, iclerinden bir gurûh her defasında onu bozup bir kenara atmadı mı? Aslında, onların coğu zÂten inanmıyor. (Bakara suresi, 100)
***
Rasûlum! Doğrusu biz, ilÂhî gercekleri ortaya koyan bu kitabı sana, insanlar arasında Allah ’ın gosterdiği şekilde hukum verebilesin diye indirdik. Sakın, hÂinlerin savunucusu olma! (Nisa suresi, 105)
***
Ey iman edenler! Kendinizin, ana-babanızın ve yakın akrabanızın aleyhinde bile olsa, Allah icin doğru durust şÃ‚hitlik yaparak, adÂleti titizlikle ayakta tutan kimseler olun! Hakkında şÃ‚hitlik yaptığınız kimse zengin de olsa fakir de olsa boyle davranın. Cunku Allah, ikisine de sizden daha yakındır, hÂllerini daha iyi bilir. Şu hÂlde, sakın Âdil davranmaktan yuz cevirip nefsin arzularına uymayın. Eğer dilinizi eğip buker, gerceği olduğu gibi soylemekten cekinir veya busbutun ondan yuz cevirirseniz, başınıza geleceği siz duşunun! Zira Allah, yaptığınız her şeyden hakkıyla haberdÂrdır. (Nisa suresi, 135)
***
Allah ’a ve peygamberlerine inanıp peygamberlerin arasını ayırmayanlara gelince, Allah onlara yakında mukÂfatlarını verecektir. Allah, cok bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir. (Nisa suresi, 152)
***
Bunun icin Rasûlum, sen insanları tevhide dÂvet et. Emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Onların arzularına uyma. De ki: “Ben Allah ’ın indirdiği butun kitaplara inandım. Bana, sizin aranızda adÂletle davranmam emredildi. Allah, bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir. Bizim yaptıklarımız bize sizin yaptıklarınız sizedir. Aramızda tartışılacak hicbir şey yoktur. Nasıl olsa Allah hepimizi bir araya toplayacak ve aramızda hukmunu verecektir. Cunku herkesin nihÂî donuşu O ’nadır.” (Şura suresi, 15)
***
Butun mu ’minler kardeştir; oyleyse kardeşlerinizin arasını duzeltin ve Allah ’a gonulden saygı besleyip O ’na karşı gelmekten sakının ki O ’nun rahmetine erişesiniz. (Hucurat suresi, 10)
İslam ve İhsan