
İslam ’da aklın onemi nedir? Kur ’an ’da akıl ile ilgili ayetler hangileridir? Akıl hakkında ayet-i kerimeler.Kur ’an, doğru bir iman icin aklî duşunceye ozel bir onem atfeder. Kur ’an ’a gore, imanın yeri kalptir; ancak onun sozunu ettiği kalp, bizim akıl dediğimiz şeydir. Kur ’an, dolayısıyla İslam, imana giden yolda işlevsel akla, onun onemine ozel bir vurgu yapar.
AKIL NEDİR? Akıl sozlukte, “duşunme, anlama ve kavrama gucu, us” anlamındadır.
Kur ’an-ı Kerim ’de gecen akıl ile ilgili ayetler.
AKIL HAKKINDA AYETLER Onlara: “Şu mu ’minlerin iman ettiği gibi siz de iman edin!” dendiği zaman: “Şu aptal ve akılsızlar gibi mi iman edeceğiz?” derler. Şunu bilin ki asıl aptal ve akılsız olan kendileridir; fakat bunu da bilmezler. (Bakara suresi 13. ayet)
***
Siz insanlara iyilik yapmayı emredip kendinizi unutuyor musunuz? Halbuki ilÂhî kitabı da okuyup duruyorsunuz. Hic aklınızı calıştırmıyor musunuz? (Bakara suresi, 44. ayet)
***
“Kestiğiniz ineğin bir parcasıyla oldurulen kişiye vurun” dedik. İşte Allah, aklınızı calıştırmanız icin oluleri boylece diriltir ve size Âyetlerini gosterir. (Bakara suresi, 73. ayet)
***
Ey mu ’minler! Şimdi onların size inanacaklarını mı bekliyorsunuz? Halbuki onlardan bir grup var ki Allah ’ın kelÂmını işitirler de duşunup anladıktan sonra onu bile bile bozup değiştirirler. (Bakara suresi, 75. ayet)
***
İman edenlerle karşılaştıklarında “İnandık” derler. Birbirleriyle baş başa kaldıklarında ise: “Yarın Rabbinizin katında aleyhinizde kuvvetli bir delil olarak kullansınlar diye mi Hz. Muhammed hakkında Allah ’ın size acıkladığı gercekleri onlara anlatıyorsunuz? Hic akıl erdirmiyor musunuz?” derler. (Bakara suresi, 76. ayet)
***
Goklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gunduzun birbiri ardınca gelişinde, insanlara faydalı şeyler taşıyarak denizde akıp giden gemilerde, Allah ’ın gokten indirip de kendisiyle olumunden sonra yeryuzunu dirilttiği ve uzerinde dolaşan her turlu canlıyı yaydığı yağmurda, gokle yer arasında emre hazır bekleyen ruzgarları ve bulutları farklı yonlerde evirip cevirmesinde aklını kullanan bir topluluk icin elbette Allah ’ın varlığını ve birliğini gosteren deliller vardır. (Bakara suresi, 164. ayet)
***
İnkÂrcılara: “Allah ’ın indirdiğine uyun” dendiği zaman: “Hayır! Biz, atalarımızdan gorduğumuze uyarız” derler. Peki, ya ataları aklını kullanamayan ve doğru yolu bulamayan kimseler ise! (Bakara suresi, 170. ayet)
***
Allah ’ın dÂveti karşısındaki tavırları itibariyle kÂfirlerin hÂli, tıpkı cobanın cağrısını duyduğu halde, bu sozleri mÂnasız bir ses ve gurultu olarak algılayan surunun durumuna benzer. Onlar sağır, dilsiz ve kordurler. Cunku akıllarını kullanmazlar. (Bakara suresi, 171. ayet)
***
Ey akıl sahipleri! Sizin icin kısasta hayat vardır. Umulur ki boylece hem oldurmekten hem de oldurulmekten korunursunuz. (Bakara suresi, 179. ayet)
***
Hac vakti, bilinen aylardır. O aylarda ihrama girip hac yapmaya karar veren kişi hac boyunca cinsî munÂsebetten, gunah işlemekten, kavga ve munÂkaşadan tamÂmen uzak durmalıdır. İyilik olarak ne yaparsanız, Allah onu elbette bilir. Bir de yolculuk icin yanınıza azık alın. Şuphesiz azığın en hayırlısı takvÂdır. Oyleyse y akıl sahipleri, bana karşı gelmekten ve azabımdan sakının! (Bakara suresi, 197. ayet)
***
Duşunup anlamanız icin Allah size Âyetlerini işte boyle acıklıyor. (Bakara suresi, 242. ayet)
***
Allah hikmeti dilediğine verir. Kime hikmet verilmişse, ona gercekten pek cok iyilik ve guzellik verilmiştir. Fakat bu hakikatleri ancak gercek akıl sahipleri anlar, uzerinde duşunup ibret alır. (Bakara suresi, 269. ayet)
***
Ey iman edenler! Belli bir vÂde ile birbirinizden borc alıp verdiğiniz zaman onu hemen yazın. İcinizden biri onu doğru bir şekilde yazsın. Yazmayı bilenler, kendisine Allah ’ın oğrettiği şekilde yazmaktan cekinmesin de yazsın. Borclanan kimse de, borcunu soyleyip yazdırsın. Rabbi olan Allah ’tan korksun da ondan en kucuk bir şey eksiltmesin. Eğer borclu yarım akıllı veya kucukse yahut bizzat yazdırmaya guc yetiremiyorsa, o takdirde velîsi doğru bir şekilde yazdırsın. İcinizden iki erkeği de bu anlaşmaya şÃ‚hit tutun. İki erkek bulunmazsa o takdirde şÃ‚hitliğini kabul edeceğiniz kimselerden bir erkekle, biri yanılırsa diğerinin ona hatırlatabilmesi icin iki kadın şÃ‚hit olsun. ŞÃ‚hitler, cağrıldıkları zaman şÃ‚hitlik yapmaktan kacınmasınlar. Az olsun, cok olsun borcları vÂdesiyle birlikte yazmaktan uşenmeyin. Boyle yapmanız, Allah katında adÂlete daha uygun, borcu ispat etmeniz icin daha sağlam ve şupheye duşmemeniz icin daha elverişli bir yoldur. Ancak aranızda hemen o anda hazır mallar uzerinde yapacağınız peşin alışveriş olursa, bu takdirde yazmamanızda size bir gunah yoktur. Fakat yine de alışverişlerinizi şÃ‚hit huzurunda yapmanız daha iyidir. Ancak ne yazana ne de şÃ‚hitlik yapana bir zarar verilmemelidir. ŞÃ‚yet onlara bir zarar verirseniz, şuphesiz bu sizin icin gunah olur. Allah ’a karşı gelmekten sakının! Allah size ihtiyac duyduğunuz butun hukumleri ve her işte uymanız gereken yolu oğretmektedir. Allah, her şeyi hakkiyle bilendir. (Bakara suresi, 282. ayet)
***
Sana kitabı indiren O ’dur. O kitabın bir kısmı muhkem Âyetlerden meydana gelir ki bunlar, kitabın esası ve ozudur. Bir kısmı da muteşÃ‚bih Âyetlerdir. Kalplerinde eğrilik bulunanlar, sırf fitne cıkarmak ve kendi arzularına gore onun yorumunu yapmak duşuncesiyle muteşÃ‚bih Âyetlerin peşine duşerler. Halbuki bunların kesin anlamlarını Allah ’tan başka kimse bilemez. İlimde derinleşmiş olanlar ise: “Biz bunlara inandık, hepsi de Rabbimizin katındandır” derler. Ancak gercek akıl ve idrak sahipleri hakkıyla duşunup oğut alır. (Al-i İmran suresi, 7. ayet)
***
Ey Ehl-i kitap! İbrÂhim hakkında nicin tartışıp duruyorsunuz? Halbuki Tevrat da İncil de once değil kesinlikle ondan sonra indirilmiştir. Hic aklınızı kullanmıyor musunuz? (Al-i İmran suresi, 65. ayet)
***
Ey iman edenler! Ehl-i kitaptan bir gruba uyacak olursanız, onlar sizi, imanınızdan vazgecirip yeniden kufre dondururler. (Al-i İmran suresi, 100. ayet)
***
Ey iman edenler! Kendi din kardeşlerinizden başkasını dost ve sırdaş edinmeyin. Cunku onlar size ellerinden gelen kotuluğu yapmaktan geri durmaz; her zaman sıkıntıya duşmenizi isterler. Baksanıza, size olan şiddetli ofkeleri ağızlarından taşıyor. Kalplerinde gizledikleri kin ve duşmanlık ise daha korkunctur. Eğer aklınızı kullanıp gereğince davranırsanız, size Âyetlerimizi kesin bir şekilde acıklamış bulunuyoruz. (Al-i İmran suresi, 118. ayet)
***
Şuphesiz goklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gunduzun birbiri ardınca gelip gidişinde akl-ı selim sahipleri icin pek cok delil ve ibretler vardır. (Al-i İmran suresi, 190. ayet)
***
Siz ezan okuyup namaza dÂvette bulunduğunuz zaman onu alay ve eğlence konusu yaparlar. Cunku onlar, akletmeyen ve gerceği anlamayan bir topluluktur. (Maide suresi, 58. ayet)
***
Rasûlum! Pis ve murdar olan şeylerin cokluğu seni hayrete sevk etse bile: “Pis ve murdar olanla temiz ve hoş olan asla bir değildir” de. Oyleyse ey selim akıl sahipleri, Allah ’a karşı gelmekten sakının ki kurtuluşa eresiniz. (Maide suresi, 100. ayet)
***
Allah bahîra, sÂibe, vasîle ve hÂm diye bir şeyi meşrû kılmamıştır; fakat inkÂra saplananlar Allah adına yalan uyduruyorlar. ZÂten onların coğu akıl erdiremezler. (Maide suresi, 103. ayet)
***
Dunya hayatı bir oyun ve eğlenceden başka değildir! Âhiret yurdu ise Allah ’a karşı gelmekten sakınanlar icin daha hayırlıdır. HÂl aklınızı başınıza almayacak mısınız? (Enam suresi, 32. ayet)
***
Cocuklarını bilgisizlik yuzunden cÂhilÂne bir davranış olarak beyinsizce oldurenler ve Allah ’ın kendilerine ihsÂn ettiği helÂl rızıkları hem de Allah adına yalan uydurarak haram sayanlar gercekten ziyana uğramışlardır. Onlar kesinlikle azıp sapmış, doğru yolu bulamamışlardır. (Enam suresi, 140. ayet)
***
Onlara şoyle de: “Gelin, Rabbinizin size haram kıldığı şeyleri bildireyim: O ’na hicbir şeyi ortak koşma­yın. Ana-babaya iyilik edin. Fakirlik korkusuyla co­cuk­la­rınızı oldurmeyin; cunku sizi de onları da biz rızıklan­dırıyoruz. Acık olsun, gizli olsun hicbir gunaha ve kotuluğe yaklaşmayın. Haklı bir sebep olmadıkca Allah ’ın oldurulmesini haram kıldığı cana kıymayın. İşte bunlar, akıl erdirmeniz icin Allah ’ın size emrettiği hususlardır.” (Enam suresi, 151. ayet)
***
Kavminin inkÂra saplanmış ileri gelenleri de: “Şuphesiz seni biz bir cılgınlık ve beyinsizlik icinde bocalar goruyoruz ve senin gercekten yalancılardan olduğunu duşunuyoruz” dediler. (Araf suresi, 66. ayet)
***
Hûd şoyle dedi: “Ey kavmim! Bende herhangi bir cılgınlık ve beyinsizlik yoktur. Bilakis ben Âlemlerin Rabbi tarafından gonderilmiş bir peygamberim.” (Araf suresi, 67. ayet)
***
Derken onların ardından hayırsız bir nesil turedi ve Tevrat onların eline gecti. Ama onlar bu kitabın Âyetlerini şu dunyanın gecici ve değersiz gecimliğine değişir, tam bir aldanmışlık icinde “Allah ’ın sevgili kulları olarak nasıl olsa bağışlanacağız!” derler. Aynı şekilde yine meşrû olmayan bir kazanc zuhur etse onu da almaktan cekinmezler. Peki onlardan, Allah hakkında doğru olandan başka bir şey soylemeyeceklerine dair o kitap gereğince sağlam bir soz alınmamış mıydı? Evet, alınmıştı. Ustelik kendileri de kitapta olanları okuyup oğrenmişlerdi. Şunu bilin ki, Âhiret yurdu, Allah ’a karşı gelmekten sakınanlar icin daha hayırlıdır. HÂl aklınızı başınıza almayacak mısınız? (Araf suresi, 169)
***
Şuphesiz ki Allah katında canlıların en şerlisi, ilÂhî gercekleri duşunup anlamayan o sağırlar ve dilsizlerdir. (Enfal suresi, 22. ayet)
***
De ki: “Eğer Allah dileseydi Kur ’an ’ı size okuyamazdım, Allah da onu size hicbir surette bildirmezdi. Kaldı ki bana vahiy gelmeden once de aranızda bir omur boyu yaşadım. HÂl aklınızı kullanıp, benim yalancı olmadığımı duşunmeyecek misiniz?” (Yunus suresi, 16. ayet)
***
İclerinde sana kulak verip dinleyenler de var. Hele bir de hic akıllarını kullanmıyorlarsa, o sağırlara sen mi gerceği duyuracaksın? (Yunus suresi, 42. ayet)
***
Bugun seni bedeninle kurtaracak ve vucudunu curumeden denizden cıkaracağız ki, senden sonra gelecekler icin bir ibret olsun! Doğrusu, insanların coğu Âyetlerimize, ibret kaynağı delillerimize karşı kayıtsızdır. (Yunus suresi, 92. ayet)
***
Oysa Allah ’ın izni olmadan hicbir kişinin iman etmesi mumkun değildir. Allah, akıllarını kullanmayanların kalpleri uzerine mÂnevî pislikler yağdırır. (Yunus suresi, 100. ayet)
***
“Ey kavmim! Tebliğime karşı sizden herhangi bir ucret istemiyorum. Benim ucretim ancak, beni bana has ozelliklerle yoktan yaratana aittir. Hic mi aklınızı calıştırmıyorsunuz?” (Hud suresi, 51. ayet)
****
Daha onceden de o cirkin işleri yapmaya alışık olan kavmi koşarak, itişe kakışa Lût ’un yanına geldiler. Lût onlara: “Ey kavmim! İşte şunlar benim kızlarım; sizin icin en temiz olanı onlarla evlenmenizdir. Allah ’tan korkun ve misafirlerime karşı beni rezil etmeyin. İcinizde aklı başında bir adam yok mu!” dedi. (Hud suresi 78. ayet)
***
Dediler ki: “Ey Şuayb! Atalarımızın tapageldiği putlarımızı bir yana bırakmamızı veya bizzat kendi mallarımızı dilediğimiz gibi kullanmaktan vazgecmemizi sana namazın mı emrediyor? Bunu senden beklemezdik. Cunku sen yumuşak huylu, vakur, aklı başında bir adamsın.” (Hud suresi 87. ayet)
***
Hic şuphesiz biz o kitÂbı, duşunup anlamanız icin Arapca bir Kur ’an olarak indirdik. (Yusuf suresi, 2. ayet)
***
Senden once gonderdiğimiz peygamberler de, başka değil, ancak senin gibi şehirlerin halkı arasından kendilerine vahyettiğimiz bir kısım erkeklerdi. İnsanlar yeryuzunde gezip de, kendilerinden oncekilerin sonu nasıl olmuş bakıp ibret almazlar mı? İyi bilin ki Âhiret yurdu, Allah ’a karşı gelmekten sakınan ve gonlu O ’nun korkusu ve saygısıla dopdolu olanlar icin şuphesiz daha hayırlıdır. HÂl aklınızı kullanmayacak mısınız? (Yusuf suresi, 109. ayet)
***
Yemin olsun ki onceki peygamberlerin, ozellikle Yûsuf ve kardeşlerinin kıssalarında selîm akıl sahiplerinin cıkaracağı nice dersler ve ibretler vardır. Bu Kur ’an, uydurulabilecek bir soz değildir. O, kendinden onceki kitapları doğrulayan, acıklanması gerekli her şeyi acıklayan, iman eden kimseler icin doğru yolu gosteren bir rehber ve rahmet olan bir kitaptır. (Yusuf suresi, 111. ayet)
***
O ’nun varlığının delillerinden biri de size, hem korkuya kapıldığınız hem de yağmur geleceği umuduyla sevindiğiniz şimşeği gostermesi ve gokten su indirerek onunla olumunden sonra yeryuzunu diriltmesidir. Gercekten aklını kullanmasını bilen bir toplum icin bunda nice dersler ve işaretler vardır. (Rum suresi, 24. ayet)
***
Buna rağmen, gercekten o icinizden nice nesilleri doğru yoldan saptırdı. Aklınızı kullanıp, ona gore davranmalı değil miydiniz? (Yasin suresi, 62. ayet)
***
Kime uzun omur verirsek onu yaratılışta baş aşağı ceviririz. Hic akıl erdirmiyorlar mı ki gidiş nereye? (Yasin suresi, 68. ayet)
***
İcinde zararlı ve sersemletici hicbir şey bulunmaz; ondan icmekle sarhoş da olunmaz. (Saffat suresi, 47. ayet)
***
Geceleri de. HÂl aklınızı kullanıp bunlardan ibret almayacak mısınız? (Saffat suresi, 138. ayet)
***
Allah, bizzat kendi hayatınızdan size bir misÂl veriyor: Hic, elinizin altında bulunan kole ve hizmetcilerinizden, size verdiğimiz nimetleri kullanma ve harcama konusunda sizinle eşit derecede yonetim hakkına sahip kıldığınız ve birbirinizin hakkına dokunmaktan cekindiğiniz gibi onların hakkına dokunmaktan da cekinip sozunu dinlediğiniz ortaklarınız var mı? Herhalde yoktur. O halde nasıl oluyor da yaratığımız olan şeyleri kendi mulk ve saltanatımızda bize ortak koşmaya kalkışıyorsunuz? İşte biz, aklını kullanacak bir toplum icin Âyetlerimizi boyle acıklıyoruz. (Rum suresi, 28. ayet)
***
Yeryuzunde birbirine komşu kara parcaları, uzum bağları, ekinler, bir kokten birkac govde hÂlinde catallı cıkan hurma ağacları ve bir kokten tek surgu halinde catalsız cıkan hurma ağacları vardır. Bunların hepsi aynı suyla sulanmaktadır. Buna rağmen canlılara sağladıkları urunler bakımından, ayrıca tat, gıda ve kalite acısından biz onları farklı farklı yapıyor ve bazısını bazısına tercih edilir kılıyoruz. Elbette bunlarda aklını kullanan kimseler icin dersler ve ibretler vardır. (Rad suresi, 4. ayet)
***
Rasûlum! Rabbinden sana indirilenin gercek olduğunu bilip de buna inananla, bunu goremeyecek kadar kor olan hic eşit olur mu? Ancak gercek akıl sahipleri, duşunup ders ve oğut alır. (Rad suresi, 19. ayet)
***
Bu Kur ’an, insanların kendilerini bekleyen tehlikelerle uyarılmaları, Allah ’ın bir tek ilÂh olduğunu bilmeleri ve gercek akıl sahiplerinin duşunup oğut almaları icin yapılmış bir duyurudur. (İbrahim suresi, 52. ayet)
***
Sonra geceyi ve gunduzu, guneşi ve ayı sizin hizmetinize O verdi. Butun yıldızlar da O ’nun emrine boyun eğmişlerdir. Gercekten bunda aklını kullanan bir toplum icin nice ibretler, dersler vardır. (Nahl suresi, 12. ayet)
***
Hurma ağaclarının ve uzum asmalarının meyvelerinden hem sarhoşluk veren bir icki hem de guzel bir rızık elde edersiniz. Şuphesiz ki bunda aklını kullanan bir toplum icin kesin bir delil vardır. (Nahl suresi, 67. ayet)
***
“Yeryuzunu size doşek yapan, orada sizin icin yollar ve gecitler acan, gokten yağmur yağdırıp su indiren yine O ’dur.” İşte biz o suyla turlu turlu bitkilerden cift cift bitiriyoruz. (Taha suresi, 53. ayet)
***
Kendilerinden once gelip gecmiş ve bugun meskenleri arasında dolaşıp durdukları onca zÂlim nesilleri helÂk etmiş olmamız, onların akıllarının başlarına gelmesine yetmiyor mu? Şuphesiz bunda, akıl sahipleri icin pek cok dersler ve ibretler vardır. (Taha suresi, 128. ayet)
***
Şimdi size oyle bir kitap indiriyoruz ki, uymanız gereken butun kÂideler onun icinde yer aldığı gibi, butun şerefiniz de o kÂideleri tatbik etmenize bağlıdır. HÂl aklınızı kullanmayacak mısınız? (Enbiya suresi, 10. ayet)
***
Yuh olsun size de Allah ’tan başka o taptıklarınıza da! HÂl aklınızı başınıza almayacak mısınız? (Enbiya suresi, 67. suresi)
***
Bu inkÂrcılar, biraz olsun yeryuzunde ibret nazarıyla gezip dolaşmazlar mı? Eğer boyle yapsalardı, belki bu sayede akledip duygulanacak kalplere ve gerceği duyacak kulaklara sahip olurlardı. Ne var ki kor olan, başlardaki gozler değil, gercekte kor olan sinelerdeki gonullerdir! (Hac suresi, 46. ayet)
***
Hayat veren de O, olduren de O ’dur. Gece ile gunduzu aksamadan peş peşe getiren de O ’dur. HÂl aklınızı başınıza almayacak mısınız? (Muminun suresi, 80. ayet)
***
Ey iman edenler! Elinizin altında bulunan koleleriniz, cÂriyeleriniz ve henuz ergenlik cağına girmemiş cocuklarınız şu uc vakitte yanınıza girmek icin sizden izin istesinler: Sabah namazından once, oğleyin elbiselerinizi cıkarıp istirahata cekildiğiniz vakit ve yatsı namazından sonra. Cunku bu uc vakit, sizin mahrem halde bulunabileceğiniz zamanlardır. Bu vakitlerin dışında, izinsiz olarak yanınıza girmelerinde ne size ne de onlara bir gunah yoktur. Cunku, ev icinde kacınılmaz olarak birbirinizin yanına girip cıkmak durumundasınız. Allah size Âyetlerini işte boyle acıklamaktadır. Allah herşeyi hakkiyle bilen, her hukmu ve işi hikmetli ve sağlam olandır. (Nur suresi, 58. ayet)
***
Cocuklarınız ergenlik cağına girdiklerinde, onlar da kendilerinden onceki buyuklerinin yaptığı gibi sizden izin istesinler. Allah size Âyetlerini işte boyle acıklamaktadır. Allah herşeyi hakkiyle bilen, her hukmu ve işi hikmetli ve sağlam olandır. (Nur suresi, 59. ayet)
***
ÂmÂ, topal ve hasta gibi ozurlulerin, evlerinizde yemek yemelerinde bir sakınca yoktur. Sizin de eş ve cocuklarınızın evlerinden, babalarınızın evlerinden, annelerinizin evlerinden, erkek kardeşlerinizin evlerinden, kız kardeşlerinizin evlerinden, amcalarınızın evlerinden, halalarınızın evlerinden, dayılarınızın evlerinden, teyzelerinizin evlerinden veya anahtarları size teslim edilmiş olup bakımını ustlendiğiniz yerlerden yahut da arkadaşlarınızın evlerinden izinsiz yiyip icmenizde bir gunah yoktur. Toplu halde veya ayrı ayrı yemenizde de bir gunah yoktur. Evlere girdiğinizde, Allah tarafından bereketli ve feyizli bir sağlık ve esenlik dileğiyle birbirinize selÂm verin. Allah, duşunup hikmetini anlamanız icin size Âyetlerini işte boyle acıklamaktadır. (Nur suresi, 61. ayet)
***
Yoksa sen onların coğunun gerceği dinlediklerini veya akılla­rını kullandıklarını mı sanıyorsun? Onlar tıpkı hayvan surusu gibidir. Hatta izledikleri yol bakımından hayvanlardan daha şaşkın durumdadırlar. (Furkan suresi, 44. ayet)
***
Bu kez MûsÂ: “O, doğunun, batının ve ikisi arasında bulunan her şeyin Rabbidir. Eğer aklınızı calıştırırsanız anlarsınız” diye cevap verdi. (Şuara suresi, 28. ayet)
***
Size verilen şeyler, dunya hayatının gecici nimeti ve susudur. Allah katındaki nimetler ise daha hayırlı ve daha devamlıdır. HÂl aklınızı calıştırmayacak mısınız? (Kasas suresi, 60. ayet)
***
Gercekten soylenen oldu ve biz aklını kullanacak bir toplum icin o şehirden geriye acık bir ibret nişÃ‚nesi bıraktık. (Ankebut suresi, 35. ayet)
***
İşte biz insanlar icin boyle misÂller veriyoruz. Fakat bunlar uzerinde ancak Âlimler akıl yorar ve onlardaki gercek mÂnaları anlayabilir. (Ankebut suresi, 43. ayet)
***
Yine onlara: “Gokten suyu indirip, olumunden sonra yeryuzunu onunla dirilten kimdir?” diye soracak olsan, mutlaka “Allah ’tır” derler. Buna karşılık sen de onlara de ki: “Butun deliller kendisinin yegÂne Rab ve İlÂh olduğunu gosteren Allah ’a hamdolsun!” Fakat insanların coğu akıllarını kullanıp gereği gibi duşunmezler. (Ankebut suresi, 63. ayet)
***
Bu Kur ’an feyiz ve bereket yuklu oyle şerefli bir kitaptır ki, onu sana, insanlar Âyetleri uzerinde derin ve etraflıca duşunsunler ve temiz akıl sahipleri ondan gereken ders ve oğudu alsınlar diye indiriyoruz. (Sad suresi, 29. ayet)
***
Katımızdan bir rahmet ve selim akıl sahipleri icin bir oğut olmak uzere biz ona ailesini ve bir o kadarını daha bağışladık. (Sad suresi, 43. ayet)
***
Şimdi duşunun, bu cehennemlik kimse mi daha iyidir; yoksa gece saatlerinde secde ederek ve ayakta durarak ibÂdet eden, Âhiret azabından sakınan ve Rabbinin rahmetini uman tertemiz bir mu ’min mi? De ki: “Hic bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Ancak gercek akıl ve idrÂk sahipleri duşunup ders cıkarırlar.” (Zumer suresi, 9. ayet)
***
Onlar ki sozu can kulağıyla dinler ve onun en guzel tarafını, sevabı en cok olanını tatbik ederler. İşte bunlar, Allah ’ın kendilerini doğru yola erdirdiği kimselerdir. Gercek akıl sahipleri de işte bunlardır. (Zumer suresi, 18. ayet)
***
Gormez misin ki Allah gokten bir su indiriyor da onu yerdeki bir takım kaynaklara akıtıp depoluyor. Sonra onunla rengÂrenk, ceşit ceşit ekinler cıkarıyor. Ardınlar o ekinler kuruyor da, sen onu solmuş sararmış vaziyette goruyorsun. Sonra da onu kuruyup ufalanan bir cope ceviriyor. Elbette butun bunlarda, gercek akıl ve idrÂk sahipleri icin dersler, ibretler vardır. (Zumer suresi, 21. ayet)
***
Yoksa onlar Allah ’tan başka şefaatciler mi edindiler? De ki: “Onlar hicbir bağımsız mulkiyet ve hÂkimiyet sahibi olmadıkları ve akıl adına hicbir şey taşımadıkları halde yine de mi onları şefaatci edineceksiniz?” (Zumer suresi, 43. ayet)
***
Şuphesiz biz onu, duşunup anlayabilesiniz ve gerekli dersleri alabilesiniz diye Arapca bir Kur ’an olarak indirdik. (Zuhruf suresi, 3. ayet)
***
Gercek akıl sahipleri icin bir doğru yol rehberi ve bir oğut olan o kitaba. (Mumin suresi, 54. ayet)
***
Sizi once toprak sonra nutfe sonra aleka safhalarından gecirerek yaratan O ’dur. Sonra sizi bir bebek olarak hayat alanına cıkarır. Ardından guclu cağınıza ulaşıncaya, sonra da yaşlılar hÂline gelinceye kadar sizi yaşatır. İcinizden bazıları daha once vefat eder. Boylece her biriniz kendisi icin belirlenen belli bir vakte erişirsiniz. Umulur ki bunlar uzerinde duşunup, Allah ’ın birliğini ve sonsuz kudretini anlarsınız. (Mumin suresi, 67. ayet)
***
Şunu bilin ki Allah, olumunden sonra yeryuzunu nasıl tekrar diriltiyorsa, aynı şekilde yer gibi katılaşmış kalplerinizi de zikir ve Kur ’an tilÂvetiyle yeniden diriltir. Şuphesiz biz, aklınızı kullanmanız icin kudretimizi gosteren delilleri boylece acıklamış bulunuyoruz. (Hadis suresi, 17. ayet)
***
Allah onlar icin Âhirette de şiddetli bir azap hazırlamıştır. Oyleyse ey iman etmiş akıl sahipleri! Allah ’a gonulden saygı besleyip O ’na karşı gelmekten sakının. Gercek şu ki Allah size neyin iyi neyin kotu olduğunu bildiren ve size oğut veren bir kitap indirdi. (Talak suresi, 10. ayet)
***
Sonra şoyle hayıflanırlar: “Eğer uyarılara kulak vermiş veya aklımızı kullanıp gercekler uzerinde duşunmuş olsaydık, şimdi şu cılgın alevli ateşin yoldaşları arasında bulunmazdık!” (Mulk suresi, 10 ayet)
***
Akıl sahibi olanlar icin, bunlarda gerceği kanıtlayan bir yemin değeri var, değil mi? (Fecr suresi, 5. ayet)
***
Allah ’ın, hayatınızın dayanağı kıldığı, koruyasınız diye sizin idÂre ve emÂnetinize verdiği gerek mulkunuz, gerekse yetimlerin mallarını bir takım aklı ermez, nereye ve nasıl harcanacağını bilmez israfcı kişilere vermeyin. Bunun yerine o mallarla boylelerinin yeme-icme ihtiyaclarını sağlayın, giyeceklerini temin edin. Kaba ve kırıcı olmaktan sakınıp onlara guzel ve yerinde sozler soyleyin. (Nisa suresi 5. ayet)
***
Gece ile gunduzun peş peşe gelmesinde, Allah ’ın gokten yağmur indirip onunla yeryuzunu olumunden sonra diriltmesinde ve ruzgÂrları değişik yonlerden estirmesinde de aklını kullanan bir toplum icin nice deliller vardır. (Casiye suresi, 5. ayet)
***
Rasûlum! Seni evinin odalarının dışından yuksek sesle cağıranlara gelince, onların coğu aklı ermez duşuncesiz kimselerdir. (Hucurat suresi, 4. ayet)
***
Onlar toplu olarak sizinle savaşamazlar; ancak mustahkem kaleler icinde veya siperlerin arkasından korka korka savaşırlar. Kendi aralarındaki catışmaları ise cok şiddetlidir. Sen onları dışarıdan birlik icinde sanırsın; halbuki kalpleri darmadağınıktır. Cunku onlar, akıllarını kullanamayan bir gurûhtur. (Haşr suresi, 14. ayet)
Kaynak: kuranvemeali.com
İslam ve İhsan