
Bakara Suresi 45. ayeti ne anlatıyor? Bakara Suresi 45. ayetinin meali, Arapcası, anlamı ve tefsiri...Bakara Suresi 45. Ayetinin Arapcası:وَاسْتَع۪ينُوا بِالصَّبْرِ وَالصَّلٰوةِۜ وَاِنَّهَا لَكَب۪يرَةٌ اِلَّا عَلَى الْخَاشِع۪ينَۙ
Bakara Suresi 45. Ayetinin Meali (Anlamı):Sabır ve namazla Allah ’tan yardım isteyin. Doğrusu namaz cok ağır ve cetin bir iştir. Ancak o, Allah ’a duyduğu derin saygıdan kalbi urperenlere ağır gelmez.
Bakara Suresi 45. Ayetinin Tefsiri:Sabır, ahlÂkî guzelliklerin temelidir. Kalbî amellerin en zorudur. Nefsin arzularını frenleyebilmenin, gunahlardan uzak durabilmenin ve her turlu bela ve musibetlere goğus gerebilmenin yegane ilacıdır. İmandan sonra takip edilecek yolun başı sabır, ahlÂkın başı sabır, ilmin başı sabır, amelin başı sabır, kısaca butun başarıların başı sabırdır. İnsan hem ruhen hem de bedenen nefsini terbiye edecek; sabır ve tahammule, kararlı ve metin olmaya alışacak, boylece Allah ’ın yardımının ilk sebeplerinden birini elde etmiş olacaktır. Aksi halde en ufak bir sıkıntı ve acı karşısında korkmak, sızlanmak, umitsizliğe ve gevşekliğe duşmek gibi ahlÂki zafiyetler baş gosterir. Sabır iki yonludur. Birincisi hoşa gitmeyecek durumların acısına tahammul gostererek onların guzel neticelerini beklemektir. Bu, acı ilaclarla tedavi olmaya benzer. Hoşumuza gitmese de onları kullanırız. İkincisi ise cabucak gelecek olan lezzet ve şehvetlerden uzak durarak onların hazin sonuclarından sakınmaktır. Bu ise zehirli tatlılardan sakınmak gibidir. Gorulduğu uzere sabır kalbi amellerin, namaz ise yapılması emredilen zahiri amellerin en onemlisi ve aynı zamanda en zorudur. Namaz, mu ’minin miracıdır. İlÂhî yardımın celbi icin en muhim vasıtalardan biridir. Bu sebeple yuce Rabbimiz, bu iki yolla sonsuz kudretinden yardım talep edilmesini emir buyurmaktadır. Bu sayede kula ilÂhî yardım ulaşacak, dinin emirlerini yerine getirmek ve yasaklarından kacınmak daha kolay hÂle gelecektir. Nitekim namazın bu hususiyeti ile alakalı olarak Âyet-i kerîmede:
“Namazı da dosdoğru kıl! Cunku butun şartlarına riÂyet edilerek hakkiyle kılınan namaz, insanı her turlu hayasızlıktan, dînin ve aklın kabul etmediği şeylerden alıkoyar.” (Ankebût 29/45) buyrulur.
Şu kadar var ki sabır ve namaza devam edebilmek ve bu yolla Allah ’tan yardım isteyebilmek sanıldığı kadar kolay bir iş değildir. Bilakis son derece buyuk, ağır, cetin ve zor bir durumdur. Ancak “huşû” sahiplerine ağır ve zor gelmez. “Huşû”, “Allah ’a gonulden saygı duyup bağlanmak, boyun eğip itaat etmektir.” “Huşû”, Allah korkusunun ve saygısının kalbe iyice yerleşmesi, vucudun dışına da aksederek sahibini edepli, mutevÂzı ve boynu bukuk yapmasıdır. Dolayısıyla huşû sahibi olanlar, dÂimî bir kulluk şuuru icinde ve Rablerine hep niyÂz hÂlinde olduklarından, ibÂdetlerin yorgunluk ve meşakkatini hissetmezler. Onlar, bir gun mutlaka Rablerine kavuşacaklarına ve O ’nun huzûruna doneceklerine yakînen inanmaktadırlar. Butun tutum ve davranışlarının temelinde hep bu koklu duşunce yer almaktadır. Nitekim Abdullah b. Zubeyr (r.a.), sahÂbe-i kirÂmın cokca ibÂdet edenleri arasında sayılırdı. Namazda o kadar huzura dalardı ki, dikilir kalırdı... Secdeye varır, dalar giderdi… Serce kuşları onu duvar zanneder, uzerine konardı…” (Velîler Ansiklopedisi, I, 79)
Âyet-i kerîmede bu gibi mu ’minlerin hÂlleri şoyle haber verilir:
“Onlar, yaptıkları her iyiliği ve işledikleri her ameli, kalpleri her an Rablerine donuyor olmanın haşyetiyle urpererek yaparlar. İşte onlardır hayırlı işlerde koşuşarak yarışanlar ve onlardır bu işlerde hep onde gidenler!” (Mu ’minûn 18/60-61)
Onlar işte bu inanc sayesinde Allah ’a kavuşmayı, O ’nun rızÂsına ermeyi ve boylece Âhiret kurtuluşunu dunyanın butun nimetlerinden daha ehemmiyetli gorerek, bu uğurda her turlu zorluklara kolaylıkla sabreder ve tahammul gosterebilirler.
Şimdi de İsrÂiloğulları, onceden kendilerine ihsan edilen nimetleri hatırlamaya, bu nimetlerin ellerinden cıkmasının sebepleri uzerinde duşunmeye ve İslÂm ’ı secmek sûretiyle gelecekte, husûsiyle hic kimsenin kimseye bir fayda sağlayamayacağı Âhirette daha buyuk nimetlere ermeye davet edilmektedirler:
Bakara Suresi tefsiri icin tıklayınız...
Kaynak: Omer Celik Tefsiri
Bakara Suresi 45. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler icin tıklayınız...
İslam ve İhsan