
İyilik yapanlara iyilik, fenÂlık yapanlara da fenÂlık yapmak meziyet değildir. Asıl meziyet, kotuluk yapanlara da iyilik yapabilmektir. Zîr iyilik yapılan kimse duşmansa dost olur; ortadaysa yakınlaşır; yakındaysa muhabbet ve samîmiyeti ziyÂdeleşir.Kotuluğune iyilikle mukÂbele edilen kimse icin bu iyilik, bir daha o kotuluğe donmemesi icin bir perde olur.
Hazret-i MevlÂn bu nebevî ahlÂkı şoyle îzah eder:
“Bilesin ki, AllÂh ’ın rahmeti, her zaman kahrından ustundur. Bu bakımdan her peygamber, kendisine karşı gelen duşmanlarına gÂlip gelmiştir.”
“BelÂyı gidermenin cÂresi, zulmetmek değildir. Onun cÂresi; affetmek, bağışlamak ve kerem eylemektir. «Sadakalar belÂyı defeder.» nebevî îkÂzı seni uyandırsın. Artık hastalık ve belÂları tedÂvi usûlunu iyi anla!..”
AF FAZİLETİ
Peygamber Efendimiz, mucrimleri kolayca cezÂlandırabileceği pek cok durumda, onların ıslÂhı ve ebedî kurtuluşu icin af fazîletini sergilemiştir. Zîr asıl mÂrifet ve gercek buyukluk, intikam alabilecek guc ve fırsat ele gectiği anda nefsi dizginleyip af ve ihsanda bulunabilmektir. Nitekim hadîs-i şerîfte buyrulur:
“Yiğit dediğin, gureşte rakibini yenen kimse değildir. Asıl yiğit, kızdığı zaman ofkesini yenen kişidir.” (BuhÂrî, Edeb, 76)
Bu fazîlete dÂir Âyet-i kerîmede şu mujde verilmektedir:
“Bir kotuluğun cezÂsı, ona denk bir kotuluktur. Kim de bağışlar ve sulhu temin ederse, onun mukÂfÂtı AllÂh ’a Âittir…” (eş-ŞûrÂ, 40)
NEBEVİ AHLAK
Hat ve kusurları affetmenin de otesinde, sulh, sukûn, dostluk ve kardeşliğin tesis edilebilmesi icin kotuluğe dahî iyilikle muÂmele edebilmek, Resûl-i Ekrem Efendimiz ’in alÂmet-i fÂrikası idi. O ’nun ummeti olarak bizler de bu hasletlere sahip olmalıyız. Kusurları affetmeyi ve barışmayı yalnızca bayramlara hasretmek, kÂmil mu ’minlere yakışmaz. Bunu bir tabiat-ı asliye hÂline getirmek, îmanda kemÂlin alÂmetidir.
Peygamber Efendimiz ’in bu husustaki yuksek ufkunu gosteren şu hadîs-i şerîfler, butun Muslumanlara eşsiz bir ahlÂk olcusu takdîm etmektedir:
“Hicbiriniz; «Ben insanlarla beraberim, eğer insanlar iyilik yaparlarsa ben de iyilik yaparım, kotu davranırlarsa ben de kotu davranırım.» diyen şahsiyetsiz kimselerden olmasın! Aksine insanlar iyilik yaparlarsa iyilik yapmak, kotu davranırlarsa haksızlık etmemek icin nefsinizi terbiye edin.” (Tirmizî, Birr, 63)
“Seninle ilgisini kesenden sen ilgini kesme! Sana vermeyene sen ver! Sana kotuluk edeni bağışla!” (Ahmed ibn-i Hanbel, Musned, IV, 148, 158)
“Nerede olursan ol, Allah ’tan sakın. Kotuluğe karşı iyilik yap ki, kotuluğun kokunu kesesin. İnsanlara karşı da guzel ahlÂk ile muÂmele et!” (İ. Canan, Kutub-i Sitte, c.5, s.304)
“Cennet bahcelerine bakan koşkler gordum ve CebrÂîl ’e -aleyhisselÂm-:
«–Bunlar kimin icindir?» diye sordum. O da:
«–Her turlu kin, nefret ve ofkeyi bastırıp icine gomenlere ve insanların kusurlarını hoş gorup bağışlayanlaradır.» dedi.” (Ali el-Muttakî, no: 7016; AvÂrif, s. 253)
Kaynak: osmannuritopbas.com
NEFRETİ AŞMANIN TEK YOLU
https://www.islamveihsan.com/nefreti-asmanin-tek-yolu.html
İslam ve İhsan