
İslam'ın mumin bir kulda istediği ve aslında muslumana en cok yakışan iki haslet olan iffet ve hayÂya nedir? Ne anlama gelir? İffet ve hay yoksunluğunun zararları nelerdir?Erkeklerle kadınlar arasında hayÂ, iffet, edep ve nezÂketin hÂkim olması cok muhim bir meseledir.
“O (felÂha eren mu ’minler), iffetlerini korurlar; ancak eşleri ve mÂlik oldukları (cÂriyeleri) hÂric. (Bunlarla munÂsebetlerinden dolayı) kınanmış değillerdir. Şu hÂlde, kim bunun otesine gitmek isterse, işte bunlar, haddi aşan kimselerdir.” (el-Mu ’minûn, 5-7)
İFFET NEDİR? İffet, nefsi her turlu şehvetlerden ve suflî arzulardan muhÂfaza etmektir. Bu, insana Âit bir husûsiyettir. İnsanı diğer mahlûkattan ayıran en muhim vasıftır. İffetin kaybedilmesi; insanlık haysiyetini zÂyî etmek ve diğer mahlûkÂtın durumuna duşmek demektir.
HAYA NEDİR? Îmandan bir şûbe olan hay ise, kotu ve cirkin sayılan şeylerden uzak durmak, tavır ve davranışlarda olculu olmak, herhangi bir işte haddi aşmamaktır. Hay duygusu butun hayırların temeli, her turlu kotuluk ve cirkinliğin zıddıdır.
CenÂb-ı Hak, iffet sahibi kullarından şoyle bahseder:
Allah Resûlu iffete o kadar ehemmiyet vermiştir ki, kadınlardan bilhassa iffetlerini muhÂfaza hususunda bey ’at almıştır.[1] Butun mu ’minlere hitÂben de:
“Kim bana iki cenesi arasındaki (dili) ile iffet ve nÂmusunu koruma sozu verirse, ben de ona cennet sozu veririm.” buyurmuştur. (BuhÂrî, RikÂk, 23)
Resûlullah hay ile ilgili de şoyle buyurmuştur:
“Hay îmandandır ve hayÂlı olan kimse cennettedir! HayÂsızlık ise kalbin katılığındandır; kalbi katı olan da cehennemdedir!..” (BuhÂrî, ÎmÂn, 16)
“Hay ve îman bir aradadır; biri gittiğinde diğeri de gider!” (TaberÂnî, Evsat, VIII, 174; Beyhakî, ŞuÂb, VI, 140)
Erkeklerle kadınlar arasında hayÂ, iffet, edep ve nezÂketin hÂkim olması cok muhim bir meseledir. Erkek ile kadının gayr-i meşrû alÂkası daha cok, “bakış”la başlar. Bu sebeple musluman erkek ve kadınların birbirlerine şehevî nazarlarla bakmamaları, tesetture riÂyet etmeleri emredilmiştir. Birbirleriyle konuşmak durumunda kaldıklarında da başlarını onlerine eğmeleri, birbirlerini cezb edecek soz, tavır ve hÂllerden sakınmaları emredilmiştir.[2]
“GOZLERİNDE ZİNA İZLERİ VAR” Enes (r.a.) ken­di ri­v­ye­ti­ne go­re; bir gun Haz­ret-i Os­man ’a (r.a.) gi­der­ken yol­da bir ka­dın go­rur. Ka­dı­nın gu­zel­li­ği ak­lı­na ta­kı­lır. Bu du­şun­ce ile Haz­ret-i Os­man ’ın (r.a.) ya­nı­na gi­rer. Onu go­ren Haz­ret-i Os­man (r.a.):
“–Ey Enes! Goz­le­rin­de zi­n iz­le­ri var.” der. Buna cok şa­şı­ran Enes (r.a.):
“–Al­lÂh ’ın Ra­sû­lu ’nden son­ra va­hiy mi ge­li­yor?” di­ye so­rar. Haz­ret-i Os­man (r.a.) ise:
“–Ha­yır, bu bir ba­sîret ve doğ­ru bir firÂsettir.” bu­yu­rur.[3]
HAYÂSIZLIĞIN ZARARLARI HayÂsızlığın toplumda yayılmasını isteyenler, vatan ve milletlerine karşı en buyuk kotuluğu yapmış olurlar. Kendileri de zararların en buyuğune uğrarlar. Cunku hayÂsızlık, Allah Resûlu ’nun bildirdiğine gore, helÂk sebebidir:
“Hic şuphesiz Azîz ve Celîl olan Allah, bir kulu helÂk etmek istediği zaman, ondan hayÂyı cekip alır. HayÂyı alınca, o kul ancak gazaba uğrayan biri olur. Gazaba uğradığı zaman, kendisinden emÂnet (guvenilirlik) kaldırılır. EmÂnet kaldırılınca, o ancak hÂin olur. HÂin olduğu zaman, kendisinden rahmet kaldırılır. Rahmet kaldırılınca, o ancak lÂnete uğrar ve mel ’ûn olur. LÂnete uğradığı ve mel ’ûn olduğu zaman da, kendisinin İslÂm ile olan bağı koparılır!” (İbn-i MÂce, Fiten, 27)
Her hususta olduğu gibi kılık kıyafet hususunda da dînimizin koymuş olduğu olculere dikkat etmek îcÂb eder. Allah Resûlu şoyle buyurur:
“Cıplaklıktan sakınınız! Yanınızda, sizden hic ayrılmayan (melekler) vardır. Bunlar, sadece ihtiyac giderirken ve kişi eşine yaklaştığında sizden ayrılırlar. Onlardan utanınız ve onlara iyi davranınız.” (Tirmizî, Edeb, 42/2800)
Dipnotlar:
[1] Bkz. el-Mumtehine, 12. [2] Bkz. en-Nûr, 30-31. [3] Ku­şey­rî, Ri­s­le, Beyrut 1990, sf. 238.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Hakk'a Adanmış Genclik, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan