Sabır, guzel ahlÂkın ağırlık merkezi, îmÂnın yarısı, ferah ve saÂdetin anahtarıdır.
CenÂb-ı Hak buyuruyor:

“Ey îmÂn edenler! Sabredin, sebat gosterin, hazırlıklı ve uyanık olun. AllÂh ’tan korkun ki başarıya erişesiniz.” (Âl-i İmrÂn, 200)

Resûlullah buyurdular:

“Sabır uctur: Musîbetlere karşı sabır, kullukta sabır ve gunah işlememekte sabır…” (Suyûtî, II, 42; Deylemî, II, 416)

SABIR NEDİR?

Sabır; değişen maddî ve mÂnevî durumlar karşısında dengeyi bozmamak, îtidÂli muhÂfaza etmek, iptilÂlara tahammul gostermek, acılara katlanmak, sıkıntı ve meşakkatlere karşı soğukkanlılıkla mukÂvemet etmek, beşerî hisleri aklın ve dînin sınırları dÂhilinde sÂbit tutmak mÂnÂlarına gelir.

METÂNET NEDİR?

MetÂnet de başa gelen her turlu iptilÂya karşı metinlik, muhkemlik, dayanıklılık ve sağlamlık demektir.


Sabır, guzel ahlÂkın ağırlık merkezi, îmÂnın yarısı, ferah ve saÂdetin anahtarıdır. Cennet nîmetlerine kavuşturan buyuk bir fazîlettir. Sabır, hoşa gitmeyen ve ıztırap veren hÂdiseler karşısında muvÂzeneyi bozmadan sukûnete burunmek, Hakk ’a teslîm olmaktır.


Enbiy ve evliyÂ, sabır husûsunda da zirve ornekler sergilemiş ve AllÂh ’ın yardımına nÂil olmuşlardır. Bu sebeple onlar, sabır husûsunda da bizim orneklerimiz olmalıdır.

EBEDİYET DEVLETİ

Sabrın dunyevî tarafı acı, Âhiret tarafı cok parlaktır. Sabrın acılarını sîneye cekenler, ebediyet devleti olan cennete ve AllÂh ’ın rızÂsına kavuşurlar. Her hÂlukÂrda AllÂh ’ın emir ve yasaklarındaki nîmet, hikmet ve ilÂhî mukÂfÂtları duşunmek, sabrı kolaylaştırır.

Sabrın ilk şartı, onu gerektiren hÂdiseyle ilk karşılaşıldığında gosterilmesidir. Vaktinde gosterilmeyen bir sabrın, fazla bir mukÂfÂtı yoktur.

Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Faziletler Medeniyeti-1, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan