Mu ’minler, kıyamet gunu Allah Teala ’yı gorebilecek mi? İlahi mahkemede kimler şahitlik yapacak? Hesap gunu neler sorulacak? İşte cevabı...
Bir gun Peygamber Efendimiz ’e:

“–Ey AllÂh ’ın Resûlu! KıyÂmet gunu Rabbimizi gorebilecek miyiz?” diye sordular. ResûlullÂh -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem-:

“–Bulutsuz bir gunde, oğle vaktinde guneşi gorebilmek icin hic izdiham yaşıyor musunuz?” diye sordu. AshÂb-ı kirÂm:

“–Hayır!” deyince:

“–Bulutsuz bir gecede ayı gorebilmek icin birbirinizi itip kakar mısınız?” diye tekrar sordu. AshÂb yine:

“–Hayır y ResûlallÂh!” deyince şoyle buyurdu:

“–Nefsim kudret elinde olan ZÂt-ı ZulcelÂl ’e yemin olsun ki, Rabbinizi gorme husûsunda da hicbir itişip kakışmanız olmayacak. Tıpkı guneş ve ayı gormede itişip kakışmanız olmadığı gibi. Boylece kul, Rabbiyle karşı karşıya gelecek. AllÂh TeÂlÂ:

«–Ey filÂn! Ben sana ikrÂm etmedim mi? Seni efendi yapmadım mı? Sana zevce vermedim mi? Atı, deveyi sana musahhar kılmadım mı (hizmetine vermedim mi)? Reislik yapmana, ganimet malından dortte bir almana musÂade etmedim mi?» diye sorar. Kul:

«–Evet ey Rabbim!» der. AllÂh TeÂlÂ:

«–Peki Ben ’imle karşılaşacağını hic duşunmedin mi?» buyurur. Kul bu soruya:

«–Hayır y Rabbî!» karşılığını verir. Hak TeÂl da:

«–Oyleyse şimdi de Ben seni unutuyorum. Tıpkı (dunyÂda) senin Ben ’i unuttuğun gibi!» buyurur.

Sonra ikinci kul AllÂh ’ın karşısına cıkar. AllÂh TeÂl ona da aynı şeyleri soyler. Sonra ucuncuye de aynısını soyler. Kul, (her seferinde Rabbinin soylediklerini tasdîk mecbûriyetinde kalarak): «Evet, ey Rabbim!» der. AllÂh TeÂl da:

«–Benimle karşılaşacağını hic aklından gecirdin mi?» diye sorar. Kul:

«–Ey Rabbim, Sana, kitaplarına ve peygamberlerine inandım. Namaz kıldım, oruc tuttum, sadaka verdim!» der ve elinden geldiğince (Hak TeÂl hakkında) guzel medh u senÂlarda bulunur. AllÂh -celle celÂluhû-:

«–Dur oyleyse! Şimdi senin aleyhine bir şÃ‚hit gonderilecek!» der. Kul kendi kendine:

«–Benim aleyhime şÃ‚hitlik yapacak da kim?» diye duşunur. Kulun ağzı muhurlenir. Uyluğuna, etine ve kemiklerine: «Haydi konuşun!» denir. Uyluğu, eti ve kemikleri konuşup, onun yaptığı her şeyi anlatır. Bu, ona, ileri surebileceği bir ozur bırakmamak icindir. Bu kimse, AllÂh ’ın gazabına uğrayan munÂfıktır.” (Muslim, Zuhd, 16)

Butun ÂzÂların ve yeryuzunun şÃ‚hitlik yapacağı bir mahkemede kul, gunahlarını nasıl gizleyebilir ki? Bu yuzden orada mahcûp olmamak icin, hayatımızı cok titiz yaşamamız lÂzımdır.

Kaynak: Osman Nur Topbaş, Faziletler Medeniyeti 1, Erkam Yayınları

MAHŞERDE ALLAH'I GOREBİLECEK MİYİZ? - VİDEO


İslam ve İhsan