
Duhan ne demek? Kur ’an ’da gecen duhan ne anlama geliyor? Peygamber -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- Efendimiz ’in kıyÂmet alÂmeti olarak bahsettiği duman ile bu sûrede zikredilen duman aynı şey mi? Bir kıyamet alameti olarak duhan nedir kısaca?KıyÂmetin on buyuk alÂmetinden biri olan “DuhÂn”, duman demektir. Kur ’Ân-ı Kerîm ’de bu isimde bir sûre de vardır. Allah Rasûlu -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- Efendimiz ’in kıyÂmet alÂmeti olarak bahsettiği duman ile bu sûrede zikredilen dumanın aynı şey olup olmadığı hususunda ihtilÂf edilmiştir. O sûrede CenÂb-ı Hak şoyle buyurur:
“Şimdi sen, goğun, acık bir duman cıkaracağı gunu gozetle. Duman insanları buruyecektir. Bu, elem verici bir azaptır. (İşte o zaman insanlar

AYETTE GECEN DUHAN NE ANLAMA GELİYOR?Bu Âyetle ilgili iki farklı goruş vardır:
Birinci goruş:
Abdullah bin Mesut -radıyallÂhu anh- ve coğunluğun anlayışına gore Mekkeli muşriklerin Muslumanlara yonelik eziyetlerini artırdığını goren Rasûlullah -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- Efendimiz, onların kıtlıkla cezalandırılması icin AllÂh ’a du etmiş, Allah TeÂl da duÂsını kabul etmişti. Boylece Mekke halkı buyuk bir kıtlığa dûcÂr oldu. Bu kıtlıkta leş ve kemik yemek zorunda kalan ve aclıktan gozlerinde fer kalmayan Mekkeli muşrikler, etrafı duman kaplamış gibi goruyorlardı. Bunun uzerine Allah Rasûlu -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- Efendimiz ’e muracaat ederek bu felÂketin kaldırılması icin AllÂh ’a du etmesini istemişler, kıtlık sona erdiği takdirde îmÂn edeceklerine dair soz vermişlerdi.
Fakat o bedbaht muşrikler, RasûlullÂh ’ın duÂsı uzerine sıkıntıları hafifleyince tekrar Muslumanlara hakaret ve eziyete başladılar. Abdullah bin Mesut ’a gore, DuhÂn Sûresi ’nde gecen dumandan maksat, o zaman muşriklerin aclıktan etrafı dumanlı gormeleridir.
İbn-i Mes ’ûd -radıyallÂhu anh- şoyle demiştir:
Kureyş Kavmi İslÂm ’a girmekte ağır davranmıştı. Bunun uzerine Peygamber Efendimiz -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- onların aleyhine du ettiler de onları bir kıtlık yakaladı. Oyle ki o yıl helÂk oldular, leş yediler, kemik kemirdiler. Ebû SufyÂn, Nebiyy-i Ekrem -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- Efendimiz ’in huzûr-i Âlîlerine geldi ve:
“–Ey Muhammed! Sen ’in getirdiklerin arasında sıla-i rahim (akrabayla ilgilenmek) de var. HÂlbuki Sen ’in kavmin helÂk olmuş vaziyettedir. Artık AllÂh ’a du et!” dedi.
Rasûlullah -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- Efendimiz veya İbn-i Mesut -radıyallÂhu anh-:
“O hÂlde semÂnın apÂşikar bir duman getireceği gunu gozetle!”[1] Âyetini okudu.
Sonra Kureyşliler tekrar kÂfirliklerine donduler. Bu donuşlerinin cezası da Allah TeÂl ’nın şu buyruğunda ifÂde edilmektedir:
“Fakat Biz buyuk bir şiddetle yakalayacağımız gun, kesinlikle intikÂmımızı alırız.” (ed-DuhÂn, 16)
Bu intikam, Bedir gunu olmuştur.
RÂvîlerden biri olan Mansûr, şunu ilÂve etmiştir:
“Rasûlullah -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- du ettiler de onlara yağmur ihsÂn olundu. Yedi gun yedi gece bol miktarda yağmura nÂil oldular. Bu kez insanlar yağmurun cokluğundan şikÂyet ettiler. Bunun uzerine Rasûlullah -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- Efendimiz:
«AllÂh ’ım, etrafımıza yağdır; uzerimize değil!” diye du buyurdular. Başlarının uzerindeki bulutlar derhÂl acılıverdi ve civar bolgelerdeki insanların uzerine yağmur yağdı.”[2]
Burada şu hususa da dikkat etmek lÂzımdır ki; Âlemlere rahmet olarak gonderilmiş olan Rasûlullah -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- Efendimiz muşriklere, kendisine eziyet ettikleri icin değil, İslÂm ’ı yalanlamaları ve AllÂh ’a başkaldırmaları sebebiyle beddu etmişlerdir. Nitekim îmÂn ile şereflenmeleri umidiyle de uzerlerindeki iptilÂnın kaldırılması icin du buyurmuşlardır. Yani Efendimiz ’in butun derdi ve arzusu, insanlığın ebedî kurtuluşuydu.
KIYAMET ALAMETİ DUHAN NE ANLAMA GELİYOR?İkinci goruş:
Abdullah bin AbbÂs ve Abdullah bin Omer -radıyallÂhu anhum- gibi bazı ashÂba gore ise bu “duhÂn”, kıyÂmetten once dunyayı saracak olan bir dumandır. İbn-i Kesîr gibi bazı mufessirler de bu goruşu tercih etmişlerdir.
Buna gore kıyÂmet yaklaştığı zaman gokten yeryuzune bir duman inecek, butun Dunya ’yı saracak ve kırk gun devam edecektir. Yeryuzu aşırı derecede ısınacaktır. Mu ’minler bu dumandan -hafif nezleye tutulmuş gibi- cok az etkilenecek, kÂfir ve munÂfıklar ise şiddetle sarsılacak, Âdeta sarhoşa doneceklerdir.[3]
Dipnotlar:
[1] ed-DuhÂn, 10.
[2] BuhÂrî, İstiskā, 13, Tefsîr, 30, 44/2. Krş. Muslim, MunÂfikûn, 39, 40; Ahmed, I, 431, 441.
[3] Bkz. Metin Yurdagur, “DuhÂn”, DiyÂnet İslÂm Ansiklopedisi, IX, 547.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Ebediyet Yolculuğu, Erkam Yayınları
KIYAMET NEDİR KISACA?
İslam ve İhsan