
Bir Musluman ahiret icin ne gibi hazırlıklar yapmalıdır? Hak dostlarından ebediyet yolcularına ikazlar...Resûlullah -sallĂ‚llĂ‚hu aleyhi ve sellem- Efendimiz buyurur:
“CebrĂ‚il -aleyhisselĂ‚m- bana geldi ve şoyle dedi:
«–YĂ‚ Muhammed! İstediğin kadar yaşa, mutlakĂ‚ oleceksin. İstediğini sev, mutlaka ayrılacaksın. İstediğin şeyle amel et, ancak onun karşılığını elde edeceksin.
Bil ki muʼminin şerefi, geceleri kāim olmasında (yani seher vakitlerini ihyĂ‚ etmesinde); izzeti ise insanlardan mustağnî kalmasındadır.»” (HĂ‚kim, IV, 360-361/7921)
PEYGAMBER EFENDİMİZİN SOZLERİ “Beş şey gelmeden once beş şeyi ganimet bil:
1. İhtiyarlığından once gencliğini,
2. Hastalanmadan once sıhhatini,
3. Fakirliğinden once zenginliğini,
4. Meşgul zamanlarından once boş vakitlerini ve
5. Olumunden once hayatını!” (BuhĂ‚rî, Rikāk, 3; Tirmizî, Zuhd, 25)
“Kimin endişesi Ă‚hiret olursa, Allah onun zenginliğini kalbine koyar, işlerini dağınıklıktan kurtarır ve dunya ona boyun eğerek gelir. Her kimin kaygısı da dunya olursa, Allah, fakirliği onun gozu onune koyar, kendisini derbeder eder ve dunyadan da kendisine ancak takdîr edildiği kadar gelir.” (Tirmizî, Sıfatu ’l-KıyĂ‚me, 30)
“Âdemoğlu «malım, malım...» deyip duruyor... Ey Âdemoğlu! Yiyip tukettiğin, giyip eskittiğin veya sadaka olarak verip sevap kazanmak uzere onden gonderdiğinden başka malın var mı ki?!.” (Muslim, Zuhd, 3-4; Tirmizî, Zuhd, 34)
“İnsanoğlunun bir vĂ‚di dolusu altını olsa, bir vĂ‚di daha ister. Onun gozunu topraktan başka bir şey doyurmaz...” (BuhĂ‚rî, Rikāk, 10)
“Namaza durduğunda sanki son namazın gibi kıl! Yarın pişman olacağın şeyi soyleme; insanların (gĂ‚filĂ‚ne) arzu ettikleri şeylere arzu duymayı bırak!” (İbn-i MĂ‚ce, Zuhd, 15)
“Cehennemliklerden olup, dunyada pek mureffeh hayat yaşayan bir kişi kıyĂ‚met gununde getirilip Cehennem ’e bir kere daldırılır. Sonra:
«–Ey Âdemoğlu! Sen hayırlı bir gun gordun mu? Herhangi bir nîmete nĂ‚il oldun mu?» denilir. O kişi:
«–Hayır, vallĂ‚hi Rabbim! Oyle bir şey gormedim.» der.
Cennetliklerden olup, dunyada insanların en yoksul olanı getirilir, Cennet ’e bir kere daldırılır. Ona da:
«–Ey Âdemoğlu! Sen herhangi bir yoksulluk ve sıkıntı gordun mu? Hic zorluk ve darlık cektin mi?» denilir. O kişi de:
«–Hayır, vallĂ‚hi Rabbim! Hicbir yoksulluk ve sıkıntı gormedim, zorluk ve darlık cekmedim.» der.” (Muslim, MunĂ‚fikûn, 55)
“İki goz vardır ki, onlara Cehennem ateşi değmez:
1. Allah icin ağlayan goz,
2. Allah yolunda nobet tutarak uyanık sabahlayan goz.” (Tirmizî, FedĂ‚ilu ’l-CihĂ‚d, 12/1639)
“Ben Ă‚hirete sizden once gideceğim ve sizin icin hazırlık yapacağım; sizin Allah yolundaki hizmetlerinize şĂ‚hitlik edeceğim. Buluşma yerimiz Kevser Havuzuʼnun yanıdır. Ben şu bulunduğum yerden Kevser Havuzuʼnu gormekteyim. Ben sizin AllĂ‚h ’a şirk koşmanızdan korkmuyorum. Ama dunya hırsından dolayı birbirinizle didişip cekişmenizden korkuyorum.” (BuhĂ‚rî, MegĂ‚zî, 17; Muslim, FedĂ‚il, 31)
“İyi biliniz ki ben sizden once gidecek ve sizi bekleyeceğim! Dikkat ediniz; (yarın Ă‚hirette) sizinle buluşma yerimiz Kevser Havuzu ’nun başıdır. Yarın benimle buluşmak isteyen, elini ve dilini gunahtan ceksin!..” (BuhĂ‚rî, SalĂ‚t, 80; İbn-i Sa‘d, II, 227)
HZ. EBUBEKİR ’İN (R.A.) SOZLERİ Hazret-i Ebûbekir -radıyallĂ‚hu anh- buyurur:
“Dunya mu ’minlerin pazarı, gece ve gunduz sermĂ‚yeleri, sĂ‚lih ameller ticaret malları, Cennet kazancları, Cehennem de zararlarıdır.”
“Nerede herkesin hayran olduğu o guzel yuzlu insanlar?
Nerede gencliğine mağrur olan yiğitler?
Nerede ihtişamlı şehirler kurup etrafını yuksek surlarla ceviren hukumdarlar?
Nerede harp meydanlarında mağlûbiyet tanımayan kahramanlar?
Zaman, hepsini curutup yerle bir etti. Hepsi kabrin karanlıklarına gomulup gitti.
Acele edin, acele edin! Vakit gecmeden aklınızı başınıza alın da olum otesine bir an evvel hazırlanın!
Kendinizi kurtarın, kendinizi kurtarın!”
HZ. OMER ’İN (R.A.) SOZLERİ Hazret-i Omer -radıyallĂ‚hu anh- buyurur:
“Âhiretin yanında dunya nedir ki?! Ancak tavşanın bir defa sıcraması misĂ‚li bir şeydir.”
“Dunyaya dĂ‚ir arzularını azalt ki hur olarak yaşayasın! Gunahları azalt ki olum sana hafif gelsin!”
HZ. OSMAN ’IN (R.A.) SOZLERİ Hazret-i Osman -radıyallĂ‚hu anh- buyurur:
“Dort şey vardır ki zĂ‚hiri fazîlet, bĂ‚tını ise farzdır:
1. SĂ‚lihlerle oturup kalkmak fazîlet, onlara uymak farzdır.
2. Kur ’Ă‚n okumak fazîlet, onunla amel etmek farzdır.
3. Kabirleri ziyaret etmek fazîlet, ona hazırlanmak farzdır.
4. Hastayı ziyaret etmek fazîlet, ondan ibret almak ise farzdır.”
“En buyuk kayıp, sahibinin Ă‚hiret seferi icin azık hazırlayamadığı uzun bir omurdur.”
“Dunya duşuncesi kalpte karanlıktır, Ă‚hiret duşuncesi ise kalpte nurdur.”
“En akıllı insan; nefsini hesĂ‚ba ceken, onu iyi idĂ‚re eden, olumden sonrası icin amel işleyen ve kabir karanlığı icin AllĂ‚h ’ın nûrundan istifĂ‚de edendir.”
HZ. ALİ ’NİN (R.A.) SOZLERİ Hazret-i Ali -radıyallĂ‚hu anh- buyurur:
“Dunya nîmeti olarak İslĂ‚m sana kĂ‚fîdir. Meşguliyet olarak ibadet ve tĂ‚at icinde olmak sana kĂ‚fîdir. İbret olarak da olum sana kĂ‚fîdir.”
“Canlarınız icin Cennetʼten başka bir karşılık ve değer yoktur. Oyleyse canlarınızı ancak Cennet karşılığında satın!”
“Kişinin kıymeti; istek ve arzularının kıymeti kadardır.”
“Nîmetin tamamına erişmek; İslĂ‚m uzere olebilmektir.”
“Ovunmek Âdemoğlunun neyine? Evveli nutfe, sonu cîfedir! Ne rızkını yaratabilir ne de kendini helĂ‚kten kurtarabilir.”
“Nefesler, ecele doğru atılan adımlardır.”
“Diken tohumları ekilen bir tarladan, gul desteleri derlenemez.”
Hazret-i Ali -radıyallĂ‚hu anh- kabirleri cokca ziyaret ederdi. Bir gun kendisine:
“‒Nedir bu hĂ‚lin ey Ali, kabirleri komşu edindin?!” dediklerinde şu cevĂ‚bı verdi:
“‒Onların sĂ‚dık komşular olduğunu gordum! Zira hicbir kotuluk yapmıyorlar ve Ă‚hireti hatırlatıyorlar!”
MUAZ BİN CEBEL ’İN (R.A.) SOZLERİ Muaz bin Cebel -radıyallĂ‚hu anh- oğluna şoyle nasihat etmiştir:
“Yavrum, namaz kıldığın vakit, onu kıldığın son namaz olarak duşun! Bir daha boyle bir namaz vaktine yetişeceğini umid etme!..”
“Oğlum! Muʼmin olan bir kimsenin iki hayırlı iş arasında olmesi lĂ‚zımdır. Yani muʼmin, bir hayırlı işi yaptığı zaman, ikinci hayırlı işi yapmak niyetinde olmalı, araya kotu bir amel karıştırmamalıdır.”
EBU ’D DERDA ’NIN (R.A.) SOZLERİ Ebu ’d-DerdĂ‚ -radıyallĂ‚hu anh- buyurur:
“Uc haslet olmasaydı dunyada kalmak istemezdim:
1. Alnımı yere koyarak gece-gunduz Yaratan ’ıma secde etmek.
2. Gunun en sıcak anlarında (oruc tutarak) susuzluğa katlanmak.
3. Meyvenin iyisi secildiği gibi sozlerin iyisini secen kimselerle (yani hikmet ehliyle beraber) oturmak.”
İMAM ŞAFİ HAZRETLERİʼNİN SOZLERİ İmĂ‚m ŞĂ‚fi Hazretleri buyurur:
“Ey dunya ve dunyanın susuyle şeref bulduğunu zanneden! Olum binĂ‚ya da gelecek, binĂ‚ edene de... Kimin izzeti dunya ve susuyse, bilsin ki izzeti pek az, zevĂ‚le mahkûm ve fĂ‚nî... Bil ki dunyanın hazineleri altındandır. Sen; îman, amel-i sĂ‚lih ve hayır-hasenattan hazineler biriktir!..”
“Kervanların yolculukta ev inşĂ‚ etmeleri, akıl kĂ‚rı mıdır?..”
“Ehl-i dunyanın yakınlığı, sağlam adamı hasta eder.”
“Dunya sevgisi ile Allah sevgisini bir arada tutarım diyen, yalan soyler.”
MEVLANA HAZRETLERİʼNİN SOZLERİ Hazret-i MevlĂ‚nĂ‚ Hazretleri buyurur:
“Ey hakîkat yolcusu! O gun gelip catmadan, kıyamet kopmadan hakîkat padişahı (olan Rabbin) ile dostluk kur da, o felĂ‚ket gununde senin elinden tutsun. Zira o gun, O ’nun izni olmadan senin elinden tutacak kimse yoktur. O gun insan; kardeşinden, anasından, babasından, ehlinden ve oğullarından kacacaktır. O hĂ‚lde Hak ile dostluğu iyi anla ve bil ki dostluk, son nefes(te îman selĂ‚metin)in tohumudur.”
“Mala-mulke fazla sarılma ki, vakti gelince kolayca bırakabilesin. Hem kolayca verip gidesin, hem de sevap kazanasın. Sen, seni sımsıkı tutana sarıl ki, evvel de Oʼdur, Ă‚hir de Oʼdur. Oʼnu bulmak istiyorsan, gonul gemini batıracak ne kadar nefsĂ‚nî sıklet varsa hepsini icinden cıkarıp at ki, sĂ‚hil-i selĂ‚mete vĂ‚sıl olasın.”
“Dunya hayatı bir ruyadan ibĂ‚rettir. Dunyada servet sahibi olmak, ruyada define bulmaya benzer. Dunya malı, nesilden nesile aktarılarak yine dunyada kalır.”
“Olum meleği, gĂ‚fil zenginin canını almakla onu uykudan uyandırır. O kimse, gercekte sahibi olmadığı bir mal icin dunyada cektiği sıkıntılara hayretle Ă‚h vĂ‚h eder ve bin pişman olur. LĂ‚kin iş işten gecmiş, her şey bitmiştir.”
“Sen varlığını, malını ve mulkunu guzelce infĂ‚k et de, bir gonul al! Ki o gonlun duĂ‚sı, mezarda, o kapkara gecede sana ışık versin, nûr olsun!..”
“Bu dunyada yediğin ve ictiğinden bir miktarını hayrın icin azalt ki, ileride Kevser Havuzuʼnu bulasın. VefĂ‚ toprağına bir yudumcuk doken kişiden, saĂ‚det avı nasıl kacabilir?..”
“Dunyaya gonul verenler, tıpkı golge avlayan avcıya benzerler. Golge nasıl onların malı olabilir? Nitekim budala bir avcı, kuşun golgesini kuş zannetti de, onu yakalamak istedi. Fakat dalın uzerindeki kuş bile bu ahmağa şaştı kaldı.”
“DuĂ‚ ve ibadet, Allah ile olmaktır. Allah ile olan kimse icin omur de hoştur, olum de!..”
ŞEYH SADİ ŞİRAZİ ’NİN SOZLERİ Şeyh SĂ‚dî Hazretleri buyurur:
“Akıllı bir adama sormuşlar:
«‒Bahtiyar kime derler ve bedbaht kimdir?»
O da şu cevĂ‚bı vermiş:
«‒Bahtiyar o kimsedir ki; yer, (gerektiği kadar sarf eder) ve eker. Bedbaht da ona derler ki (harcamayıp biriktirir) olunce de bırakıp gider.»”
“Babam, Rabbine rûhunu teslim ederken, bana şu nasihatte bulundu:
«Oğlum! Seni Allahʼtan uzaklaştıran her turlu nefsĂ‚nî arzu, korkunc bir ateştir, ondan sakın! Cehennem ateşini kendin icin alevlendirme. O ateşte yanmaya tĂ‚katin yoksa, bugunden sabır ile o ateşe su dok!»”
“Bir bedevî gordum. Oğluna diyordu ki:
«‒EvlĂ‚dım! KıyĂ‚met gunu sana, “Ne kazandın?” derler. “Hangi neseptensin?” demezler! Yani amelini sorarlar. “Baban kimdir?” demezler...»”
“Akıllı insanlar, mallarını, paralarını obur cihĂ‚na giderken yanlarında gotururler. (Yani onceden Allah yolunda infĂ‚k ederler.) Ancak hasislerdir ki, hasretini cekerek burada bırakır giderler.”
“Senin boyunduruğun altında olan, emrine tĂ‚bî ve hizmetine Ă‚mĂ‚de koleye bile luzumsuz yere ve haddinden fazla ofkelenme! Sen de haddini bil ve aşırı gitme! Zira Mahşer gunu kole Ă‚zĂ‚d olur, serbest bırakılır ve onun efendisi olan sen zincire vurulursan, bu senin icin en buyuk rezilliktir!..”
EBU HAZİM HAZRETLERİʼNİN SOZLERİ Ebû HĂ‚zim Hazretleri buyurur:
“Kendisi sebebiyle olumu kerih/sevimsiz gorduğun amellerini tespit edip onları terk et! Ondan sonra ne zaman vefĂ‚t etsen sana zarar vermez.”
İbrahim bin Edhem Hazretleriʼne:
“–Yaptığımız duĂ‚lar nicin kabul olmuyor?” diye sorulduğunda Hazret şu cevĂ‚bı verir:
“–Şundan dolayı kabul olmaz:
1. CenĂ‚b-ı Hakkʼı bilirsiniz, buyruğunu tutmazsınız.
2. Peygamberʼi bilirsiniz, sunnetlerini yerine getirmezsiniz.
3. KurʼĂ‚n okursunuz, amel etmezsiniz.
4. Hak TeĂ‚lĂ‚ʼnın nîmetlerini yersiniz, şukretmezsiniz.
5. Cennetʼi bilirsiniz, onu istemesini bilmezsiniz.
6. Cehennem vardır dersiniz, ondan lĂ‚yıkıyla sakınmazsınız.
7. Olum vardır dersiniz, hazırlanmazsınız.
8. Olulerinizi kendi ellerinizle kabre koyarsınız, ibret almazsınız.
Bu kadar fenĂ‚lıkla duĂ‚nız nasıl mustecĂ‚b olsun?!”
HĂ‚tem-i Esam Hazretleriʼne:
“–Biz, nasıl ve ne zaman dunyaya ibret gozuyle bakanlardan olabiliriz?” diye sorduklarında, Hazret şu karşılığı vermiş:
“–Dunyada her şeyin sonunun harap, herkesin gideceği yerin de toprak olduğunu gorduğunuz zaman! Bir kimsenin evinden veya yakınından bir cenĂ‚ze cıkar da o kimse bundan ibret almazsa, ona ne ilmin, ne hikmetin, ne de vaaz ve nasihatin bir faydası olur!..”
Ebû HĂ‚tim Hazretleri buyurur:
“Kardeşim, dort şeyi dort yere ertelersen Cennetʼe girersin:
1. Uykuyu kabre,
2. Rahatı SırĂ‚tʼa,
3. Ovunmeyi MîzĂ‚nʼa,
4. Nefsin arzularını da Cennetʼe.”
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Ebediyet Yolculuğu, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan