
Peygamberler insanlar icinde her bakımdan bilhassa akıllı ve uyanıklık acısından en ust derecededirler. Onlar, kuvvetli bir hÂfıza, yuksek bir mantık ve ikn kabiliyetine sahiptirler.
FetÂnet sıfatı butun peygamberlerde farklı farklı tezÂhur etmiş, Hazret-i Peygamber -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- ’in ise butun hayatı bu tezÂhurlerle gecmiştir:
Bi ’setten evvel bir sel baskınında zarar goren KÂbe, Mekke ’deki kabîleler tarafından tamir edilmişti. Fakat Hacer-i Esved ’i yerine koyma meselesinde herkesin bu şerefli vazîfeye tÂlib olması sebebiyle kabîleler arasında buyuk bir ihtilÂf doğdu. Tartışmalar, işi kavga ve kanla halletme yonunde gelişirken iclerinden biri:
“–Bırakın mucÂdeleyi! MÂdem şu mes ’eleyi aramızda halledemedik, Harem kapısından ilk gelecek zÂtı aramızda hakem tÂyin edelim. Hukmune de rÂzı olalım!” teklifinde bulundu.
Tam o esnÂda Harem kapısında Âlemlerin Efendisi gorundu. Bunun uzerine herkesin yuzunu tatlı bir tebessum kapladı. Cunku gelen Muhammedu ’l-Emîn ’di.
Mes ’ele kendisine anlatılan Hazret-i Peygamber -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem-, her kabîleden bir kişi secti ve ridÂsını cıkarıp yere yaydı. Sonra Hacer-i Esved ’i ridÂsının uzerine koydurup sectiği kişilerin her birine bir ucundan tutturdu. MubÂrek taşı birlikte taşıttı. Sonra da mubÂrek elleriyle yerine koydu. Boylece eşsiz bir basîret ve firÂset bereketi sergileyerek kabîleler arası cıkabilecek muhtemel bir kavgayı onledi.
Diğer taraftan O ’nun İslÂm yolunda yaptığı muhÂrebelerde gosterdiği dirÂyet, barış antlaşmalarında bilhassa Hudeybiye ’de ortaya koyduğu firÂset, Mekke fethinde, Huneyn ’de, TÂif ’te izlediği hÂrikulÂde metod ve gosterdiği adÂlet hicbir beşerin ulaşamayacağı kabîlden yuce ve ulvî olmuştur.
Kaynak: Osman Nûri Topbaş, İslam İman İbadet
PEYGAMBERLER EN HAYIRLI ŞEYLERİ UMMETLERİNE GOSTERİRLER
İslam ve İhsan