
İmanınızın gucunu test etmek ister misiniz?Şimdi size ilginc bir şey onereceğim: İmÂnınızın gucunu test etmek ister misiniz?
Hani trafik polislerinin yaptığı alkol testi vardır. Kişi olcum cihazına ufleyince alkol alıp almadığı, almışsa kac promil olduğu belli olur. Yine zek testleri vardır. Onu yapınca alacağınız puana gore zekÂnızın seviyesini oğrenirsiniz ya. Gelin hep beraber bir iman testi yapalım ve imanımızın guclu mu zayıf mı olduğunu tespite calışalım.
“Hocam iman kalpte olan bir şeydir. Hem halkımız para ile imanın kimde olduğu bilinmez demişler. Nasıl olceceğiz imanın gucunu?” diye soracaklar cıkabilir. Evet, ama her şeyin bir alameti var. Mesela siz yemeğin bozulmaya başladığını nereden anlarsınız? Eğer tadı değişmişse, kotu kokusu varsa oradan anlarsınız değil mi? Yağmurun yağacağını nereden anlarsınız? Ya romatizmanızın azmasından ya da ruzgÂrın şiddetli esmesi, havanın kararması, gok gurlemesinden anlarsınız. Suyun kaynamaya yakın olduğunu buharının cıkmaya başlamasından ve kucuk kabarcıklarından anlarsınız.
İMAN ZAYIFLIĞI BELİRTİLERİ Manevî dunyamızdaki değişimlerin mutlaka dış dunyaya yansıyan bir takım alametleri vardır. O alametlere bakarak kişinin ic dunyasında nasıl değişimler yaşanmaya başlandığını anlarsınız. İmanın aslı kalpte olsa da bu imanın ışığının guclu mu zayıf mı olduğunu dışa yansıyan davranışlarından belli olur.
Bir Muslumanın kalbindeki iman ışığının zayıflamaya, gucsuzleşmeye başladığını şuradan anlayabiliriz:
1. Allah ’ın kelamının ona etki etmemesi
Sağlıklı bir imana sahip olan bir kimsenin huzurunda Âlemlerin Rabbi olan Allah ’ın adı anıldığında ic dunyasında bir kıpraşma meydana gelir. O ’nun Âyetlerini okuduğunda, işittiğinde kalbindeki iman ışığının gucu artar. Sanki Âyetleri okumak ve dinlemek kalpteki iman ateşini koruklemek gibidir. Bakın Rabbimiz ne buyuruyor: “Muminler ancak, Allah anıldığı zaman yurekleri titreyen, kendilerine Allah ’ın Âyetleri okunduğunda imanlarını artıran ve yalnız Rablerine dayanıp guvenen kimselerdir.” (Enfal, 2) Mesela siz şimdi bu Âyeti okudunuz, ben de yazdım. Ben de sizler de hemen kalp dunyamıza bir donup bakmalıyız. Acaba bu Âyet bizim inancımızı guclendirdi mi?
2. Olumden etkilenmemek
Bir kimsenin imanının zayıflamaya başladığının en onemli gostergesi de olumu sıradan bir olay gibi gormeye başlamasıdır. Oysa olum, her mumini derinden sarsmalıdır. Cunku olum demek imtihanın bitmesi demektir. Hicbirimiz ne zaman oleceğimizi ve imtihanımızın nasıl sonlanacağını bilmiyoruz. Hicbirimizin imanlı olme garantisi yok, Rabbimize husnu zannımız var ama garantimiz yok. Olumun ardında ise sonsuz bir hayat var. Bir insan bunu duşunduğunde ic dunyasında bir kıpraşma olmuyorsa onun imanı zayıflamış demektir.
3. İbadetleri aksatma, tembellik etme, terk etme
İmanı guclu bir kimse ibadetlerini aksatmaz, tembellik gostermez. İbadeti terk etmek, nefsine uyup şehvetlere dalmış kimselerin yapacağı bir iştir. Rabbimiz peygamberler neslinin bu dunyadan gocmesinden sonra onların ardından gelen nesillerin peygamber yolundan sapmalarını şu şekilde ifade eder: “Onların peşinden oyle bir nesil geldi ki, bunlar namazı bıraktılar; nefislerinin arzularına uydular. Bu yuzden ileride sapıklıklarının cezasını cekecekler.” (Meryem, 59)
İbadette tembellik ve gevşeklik munafıkların yaptığı bir şeydi. Rabbimiz onların durumunu şoyle haber veriyor: “Şuphesiz munafıklar Allah ’a oyun etmeye kalkışıyorlar; hÂlbuki Allah onların oyunlarını başlarına cevirmektedir. Onlar namaza kalktıkları zaman uşenerek kalkarlar, insanlara gosteriş yaparlar, Allah ’ı da pek az hatıra getirirler.” (NisÂ, 142)
Eğer bir kimse ibadetlerini hic yapmıyorsa, daha once yaparken terk etmeye başlamışsa, aksattığında vicdan azabı hissetmiyor, bunları telafi etmek icin gayret etmiyorsa imanı zayıflamaya başlamış demektir.
Eğer bir kimse dunyevî kazanc yahut oyun-eğlence gibi işler sebebiyle Rabbine olan vazifesini aksatıyorsa orada bir sorun var demektir. Rabbimiz, bir Cuma gunu oyun ve eğlence ile gelen kervanın peşine duşup Cuma namazını terk eden ashab-ı kiramı nasıl uyarmıştı: “Onlar bir ticaret ve eğlence gordukleri zaman hemen dağılıp ona giderler ve seni ayakta bırakırlar. De ki: Allah ’ın yanında bulunan, eğlenceden ve ticaretten daha yararlıdır. Allah, rızık verenlerin en hayırlısıdır.” (Cuma, 11)
4. Gunahları onemsememe, tovbeyi geciktirme
Bir kimsenin imanı guclu ise o, Rabbinin sınırlarını ciğnediği anda derhal tovbe eder, rahatsız olur, kendine ceki duzen verir. Ama imanı zayıflamaya başlamışsa artık gunahları onemsememeye başlar. Tovbeyi “ileride tovbe ederim” diyerek geciktirir. Olumu uzak gormeye başlar.
5. Helal-haram sınırları konusunda titizlik gostermeme
Bir kimsenin imanı gucluyse butun hal ve hareketlerinde helal-haram sınırına riayet eder. Harama duşmemek icin kılı kırk yarar. Ancak iman zayıflamaya başlayınca artık harama duşmek onun icin problem teşkil etmemeye başlar. Yediğinin, giydiğinin, baktığı, dinlediği şeylerin helal olmasını onemsemez.
6. Allah icin sevme, Allah icin kızmayı terk etmek.
İmanı guclu olan kimse kimi, ne kadar, nasıl seveceği konusunda kendi nefsini olcu edinmez, Rabbinin kelamını, Resûlunun sunnetini rehber edinir. Allah ve Resûlunun “sev!” dediklerini sever, “sevme!” dediklerini sevmez. Oysa iman zayıflamaya başlayınca kişi sevgi ve nefrette kendi nefsini olcu edinmeye başlar. Rabbimiz şoyle buyurur: “Allah ’a ve ahiret gunune inanan bir toplumun -babaları, oğulları, kardeşleri, yahut akrabaları da olsa- Allah ’a ve Resûlune duşman olanlarla dostluk ettiğini goremezsin. İşte onların kalbine Allah, iman yazmış ve katından bir ruh ile onları desteklemiştir.” (MucÂdele, 22)
7. Toplumdaki zayıf durumdaki kimselere ilgi ve alaka gostermeme
Kur ’an, Mekke ’de indirilen pek cok sûrede iman yanında toplumda yetim, yolda kalmış, zayıf kimselerle ilgi ve alaka kurmayı emretmiş, iman etmeyenlerin bu kesimlere ilgi alaka gostermediğini belirtmiştir. Eğer sizde de bicare kimselere ilgi ve alaka gosterme yoksa iman zaafı başlamış demektir. Rabbimiz şoyle buyurur: “Dini yalanlayanı gordun mu? İşte o yetimi itip kakar, yoksulu doyurmaya teşvik etmez.” (Maun, 1-3)
“Hayır! Doğrusu siz yetime ikram etmiyorsunuz, Yoksulu yedirmeye birbirinizi teşvik etmiyorsunuz, Haram helÂl demeden mirası yiyorsunuz. Malı aşırı bicimde seviyorsunuz.” (Fecr, 17-20)
8. Mumin-muttaki kimselerle birlikte olmayıp kÂfirlerle, fÂcirlerle birlikte olmak
İmanı guclu bir kimse kotu kimselerle bir arada bulunmaz. Ozellikle Kur ’an ’la, İslam ’la dalga gecen, onu inkÂr edenlerle birlikte oturmaz. İyi kimselerle birlikte bulunur. Rabbimiz bu gerceği Kur ’an ’da şoyle belirtir: “O (Allah), Kitap ’ta size şoyle indirmiştir ki: Allah ’ın Âyetlerinin inkÂr edildiğini yahut onlarla alay edildiğini işittiğiniz zaman, onlar bundan başka bir soze dalıncaya (konuya gecinceye) kadar kÂfirlerle beraber oturmayın; yoksa siz de onlar gibi olursunuz. Elbette Allah, munafıkları ve kÂfirleri cehennemde bir araya getirecektir.” (NisÂ, 140)
“Ey iman edenler! Allah ’tan korkun ve sÂdıklarla (ozu sozu doğru olanlarla) birlikte olun.” (Tevbe, 119)
Allah Resûlu de “kişi arkadaşının dini uzeredir. Oyleyse sizden biri kiminle arkadaşlık ettiğine baksın” buyurarak arkadaşlığın imanın gostergesi olduğunu belirtmiştir. (Ebu Davud, “Edeb”, 19; Tirmizî, “Zuhd”, 45)
İmanımızı test edeceğimiz daha pek cok husus sayılabilir ama zaten oldukca uzayan bu yazıyı burada keselim. Artık her birimizin elinde imanımızın guclu olup olmadığını test edebileceğimiz olculer var. Rabbimiz imanlarımızı kavî, amellerimizi sÂlih, gunahlarımızı mağfur, sa ’yimizi meşkûr eylesin.
Kaynak: Soner Duman, Altınoluk Dergisi, Sayı: 405
İslam ve İhsan
İMAN NEDİR? - VİDEO