İman nedir, kaca ayrılır? İcmali ve tafsili iman ne demektir?İman; Allah TeÂl tarafından bildirilen ve Hz. Muhammed'in (s.a.v.) tebliğ ettiği emir ve yasakların hepsini kalp ile tasdîk, dil ile ikrÂr etmektir.
İman, inanılacak hususlar acısından icmÂlî ve tafsîlî iman olmak uzere ikiye ayrılır.
1. İCMALİ İMAN İnanılacak şeylere kısaca ve toptan inanmak demektir. İmanın en ozlu ve en kısa şekli olan icmÂlî iman, tevhid ve şehadet kelimelerinde ozetlenmiştir.
Tevhid kelimesi: L ilÂhe illallah Muhammedun Resûlullah (Allah'tan başka hicbir Tanrı yoktur. Muhammed O'nun elcisidir) cumlesidir. Şehadet kelimesi de: Eşhedu enl ilÂhe illallah ve eşhedu enne Muhammeden abduhû ve resûluh (Ben Allah'tan başka hicbir Tanrı olmadığına, Muhammed'in O'nun kulu ve elcisi olduğuna inanır ve tanıklık ederim) ifadesidir.
İmanın ilk derecesi ve İslÂm'ın ilk temel direği budur. Gercekte Allah'ı yegÂne Tanrı tanıyan, Hz. Muhammed'i O'nun peygamberi olarak kabullenen kişi, diğer iman esaslarını ve Peygamberimiz ’in getirdiği dini de toptan kabullenmiş demektir. Cunku diğer iman esasları bize Hz. Peygamber aracılığıyla bildirilmiştir. Oyleyse Allah elcisini tasdik etmek, getirdiği hukumleri de tasdik etmek demektir. İnanılacak şeyler ayrı ayrı soylenmediğinden dolayı bu imana icmÂlî (toptan) iman denmektedir. Mumin sayılabilmek icin, icmÂlî iman yeterli olmakla birlikte, İslÂm'ın diğer hukumlerini ve inanılması gerekli olan şeylerin her birini kişinin teker teker oğrenmesi zorunludur.
2. TAFSİLİ İMAN
İnanılacak şeylerin her birine, acık ve geniş şekilde, ayrıntılı olarak inanmaya tafsîlî iman denilir. Tafsîlî iman uc derecede incelenir:
Birinci derece, Allah'a, Hz. Muhammed'in Allah'ın peygamberi olduğuna ve Âhiret gunune kesin olarak inanmaktır. Bu, icmÂlî imana gore daha geniştir. Cunku burada Âhirete iman da yer almaktadır.
İkinci derece, Allah'a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, Âhiret gunune, oldukten sonra tekrar dirilmeye, cennet ve cehennemin, sevap ve azabın varlığına, kaz ve kadere ayrı ayrı inanmaktır. Tafsîlî imanın ikinci derecesi amentude ifade edilen prensiplerdir.
Ucuncu derece, Hz. Muhammed'in Allah katından getirdiği, bize kadar da tevÂtur yoluyla ulaştırılan butun haberleri ve hukumleri tasdik etmektir. Bir başka ifadeyle, mÂnası apacık (muhkem) Âyet ve mutevÂtir hadislerle sabit olan hususların hepsine ayrı ayrı, Allah ve Resulu'nun bildirdiği ve emir buyurduklarını da icine alacak şekilde butun ayrıntıları ile inanmaktır. Bu durumda namaz, oruc, hac ve diğer farzları, helÂl ve haram olan davranışları oğrenip butun bunların farz, helÂl ve haram olduklarını yurekten tasdik etmek tafsîlî imanın ucuncu derecesini oluşturur.
Musluman olmayan bir kimse, icmÂlî iman ile İslÂm'a girmiş olur. Bu iman uzere olurse neticede cennete girer. Fakat tafsîlî iman ile muslumanın imanı yucelir, olgunlaşır, sağlam temeller uzerine oturur. Bir insanın, Allah'ı ve O'ndan geleni gonulden tasdik ettikten sonra, Hz. Peygamber'in acıkladığı buyruk ve yasakları butunuyle, farzı farz, haramı haram bilerek oğrenmesi, kabullenmesi ve uygulaması gerekir. Tafsîlî imanın ucuncu derecesi, zarûrÂt-ı diniyye denilen ve inanılması zorunlu bulunan butun inanc, ibadet, muÂmelÂt ve ahlÂk hukumlerine inanmayı icermektedir.
Kaynak: İslam İlmihali 1, TDV Yayınları


İslam ve İhsan