Bir insanın en mukaddes varlığı olan dini ve o dinini yaşadığı vatanı tehlikeye girdiği zaman, devrin en tesirli mucadele vasıtalarıyla savaşını vermelidir. Bu uğurda olmek gerekiyorsa, olumun kucağına seve seve atılmalıdır.Ebû Hureyre radıyallahu anh ’den rivayet edildiğine gore Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şoyle buyurdu:

“En hayırlı gecim yolunu tutanlardan biri, Allah icin savaşmak uzere atının dizginlerine yapışan kimsedir. O kimse savaşa cağıran veya yardım isteyen bir ses duyunca, olumu goze alıp atının sırtında o yana doğru ucar veya olumun kol gezdiği yerlere dalar.

Yahut bir tepenin başında veya bir vÂdinin icinde koyunlarını otlatan kimsedir. Bu zÂt namazını kılar, zekÂtını verir, olunceye kadar Rabbine ibadet eder ve insanlara hep iyilik yapar.” (Muslim, İmÂret 125. Ayrıca bk. İbni MÂce, Fiten 13)

MUSLUMAN, GORDUĞU FENALIKLARLA SAVAŞMALI

Efendimiz demek istiyor ki, hayat ya normal seyrinde devam eder veya etmez. Şayet insan toplumda bir şeyler yapma gucunu kendinde buluyor ve yapabiliyorsa, kendisinden yardım istendiği zaman yardıma koşabiliyorsa, işte o zaman canı pahasına da olsa, toplumun yardımına koşmalıdır. Gorduğu fenalıklarla savaşmalı, iyilik ve guzelliğin yaşanmasını sağlamalıdır. Dinin guzelliğini bilmeyen kimselere, dindarlığın en buyuk bahtiyarlık olduğunu oğretmek icin gayret sarfetmelidir. Kendisinden bu yolda yardım isteyenlere, butun benliği ile hizmet etmelidir.

Bir insanın en mukaddes varlığı olan dini ve o dinini yaşadığı vatanı tehlikeye girdiği zaman, devrin en tesirli mucadele vasıtalarıyla savaşını vermelidir. Bu uğurda olmek gerekiyorsa, olumun kucağına seve seve atılmalıdır.

Toplum iyice bozulmuş, fitneler yayılmış, kotuluklere engel olma imkÂnı kalmamış, kısacası hizmet etme yolları busbutun tukenmişse, işte o zaman yapılacak en iyi şey, insanlardan uzaklaşmaktır. Bir tepenin başına veya bir vÂdinin koşesine, ama mutlaka halktan uzak bir yere cekilmeli ve orada Allah ’a karşı gorevlerini yapmaya calışmalıdır.

Ne kadar tenh bir koşede yaşansa bile, insanlardan busbutun kopmak mumkun değildir. Onlarla olan munasebetlerde kendi cıkarını değil, başkalarının iyiliğini ve menfaatini duşunmelidir. Kimsenin hakkını uzerine gecirmemeye gayret etmelidir.

Muellifimiz Nevevî, bu hadisten hemen sonra, insanlarla birlikte yaşamanın gereği ve onemi hakkında bir konu başlığı acmış, bu hususla ilgili goruşlerini kısaca soylemekle beraber, bu bahse dair hadis yazmamıştır.

HADİSTEN OĞRENDİKLERİMİZ

1- En iyi hayat tarzı, dine hizmet etmek ve din duşmanlarıyla savaşmaktır.

2- Kotuluklerle savaşmak mumkun olduğu surece, toplumu terk etmemek gerekir.

3- Kotuluklere engel olma imkÂnı kalmadığı zaman yapacak en iyi şey, tenh bir yerde helÂl lokma yiyerek Allah ’a ve insanlara karşı gorevinde kusur etmeyerek yaşamaktır.

Kaynak: Prof. Dr. M. Yaşar Kandemir, Riyazus Salihin, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan