
Âhirette butun amellerimizden, dunyada yararlandığımız nîmetler­den, konuşmamız gerektiği yerdeki susmalarımızdan, susmamız gerektiği yerdeki konuşmalarımızdan, butun yapıp ettiklerimizden, ibadet ve hayırlarımızın ne kadar hÂlisÂne, ne kadar riy ve başka niyetlerle karışık olduğundan hep hesÂba cekileceğiz. Orada ic dunyamızı ve hÂlimizi en net şekliyle seyredeceğiz.Şeyh SÂdî Hazretleri buyurur:
“Cennet ’e hile ile girilmez. Cunku yuzundeki perde yarın acılacaktır.”
Mucrimler bu dunyada binbir hile ve kurnazlıkla suclarını gizleyip yakalarını kurtardıklarını zannetseler de HÂkimlerin HÂkimi olan Allah TeÂlÂʼnın huzurunda, o buyuk mahkeme gununde, hicbir bahÂnenin ardına saklanamayacak, hicbir yalan-dolanla suclarını gizleyemeyecek, hicbir maske ile gercek yuzlerini ortemeyeceklerdir. Zira o gun butun sırlar ortaya dokulecek, insanın uzuvları kendisi aleyhine şÃ‚hitlik edecektir.
SIRLARIN ORTAYA DOKULDUĞU GUN
Âyet-i kerîmelerde buyrulur:
“Sırların ortaya dokulduğu gunde insan icin ne bir guc ne de bir yardımcı vardır.” (et-TÂrık, 9-10)
“Nihayet oraya geldikleri zaman kulakları, gozleri ve derileri, işledikleri şeye karşı onların aleyhine şÃ‚hitlik edecektir.
Derilerine: «Nicin aleyhimize şÃ‚hitlik ettiniz?» derler. Onlar da: «Her şeyi konuşturan Allah, bizi de konuşturdu.» derler...” (Fussilet, 20-21)
“Her insanın amelini (veya kaderini) boynuna bağladık. İnsan icin kıyÂmet gununde, acılmış olarak onune konacak bir kitap cıkarırız. Kitabını oku! Bugun sana hesap sorucu olarak kendi nefsin yeter.” (el-İsrÂ, 13-14)
“Kitap ortaya konmuştur: Sucluların, onda yazılı olanlardan korkmuş olduklarını gorursun. «Vay hÂlimize!» derler; «Bu nasıl kitapmış! Kucuk-buyuk hicbir şey bırakmaksızın (yaptıklarımızın) hepsini sayıp dokmuş!» Boylece yaptıklarını karşılarında bulmuşlardır. Senin Rabbin hic kimseye zulmetmez.” (el-Kehf, 49)
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Hak Dostlarından Hikmetler 1, Erkam Yayınları, 2013
İslam ve İhsan