VefÂt etmek uzere olan kişinin yanında nasıl davranmalı ve konuşulmalı? Peygamber (s.a.s.) Efendimiz ’in hasta veya olumu yaklaşmış kimselerin yanında bulunma edebi konusunda tavsiyeleri...Peygamber (s.a.s.) Efendimiz hasta veya olumu yaklaşmış kimselerin yanında guzel şeyler konuşulmasını, şu hadîs-i şerîfleriyle ummetine tavsiye etmişlerdir:
“Hasta veya olunun başında bulunduğunuz zaman, hayırlı ve guzel sozler soyleyiniz. Zira melekler sizin sozlerinize «Âmîn!» derler.” (Muslim, CenÂiz, 6; Ebû DÂvûd, CenÂiz, 15)
“Bir hastanın yanına girdiğiniz zaman, ona eceli hakkında guzel şeyler soyleyip rahatlatın, umitlendirin! Bu sozler hastanın başına gelmesi mukadder olan bir şeyi geri cevirmez, ancak onun gonlunu hoş eder.” (Tirmizî, Tıb, 35/2087; İbn-i MÂce, CenÂiz, 1/1438)
OLUM DOŞEĞİNDE CENNETE GOTUREN SOZ Yine, son nefesini vermek uzere olan bir kimseye; “LÂ ilÂhe illÂllah” diyerek “telkin”de bulunmak, dînî bir vecîbedir. Zira Resûlullah Efendimiz:
“Olmek uzere olanlarınıza «لَا إِلٰهَ إِلَّا اللّٰهُ» demeyi telkin ediniz!” buyurmuşlardır. (Muslim, CenÂiz 1, 2; Ebû DÂvûd, CenÂiz, 15-16/3117)
Fakat bu vazifeyi icr ederken de son derece dikkatli, nÂzik ve yumuşak davranmak gerekir. Hastayı zorlamak veya kelime-i tevhîdi soylemesi icin aşırı ısrarcı olmak doğru değildir. Zira boylesi sıkıntılı bir anda hastayı kızdırmak, “L ilÂhe illÂllah” demeden olmesine veya -Allah korusun- îmÂna aykırı bir tavır sergilemesine sebebiyet verebilir ki, bu da en buyuk felÂketlerden biridir.[1]
Ayrıca bir mu ’min, kelime-i tevhîdi soyledikten sonra hic dunya kelÂmı konuşmadıysa -hastalığı ne kadar uzarsa uzasın- son sozu kelime-i tevhîd olmuş sayılır. Bu sebeple de Peygamber (s.a.s.) Efendimiz ’in; “Kimin son sozu, «لَا إِلٰهَ إِلَّا اللّٰهُ» olursa cennete girer.”[2] mujdesine nÂil olacağı umîd edilir. Dolayısıyla da bu durumdaki hastalara tekrar telkinde bulunmaya luzum yoktur.
Ayrıca son nefeslerini vermek uzere olanların yanında rûha huzur ve ferahlık veren guzel bir sesle Kur ’Ân okumak, bilhassa YÂsîn sûresini tercih etmek de guzel gorulmuştur.
Dipnotlar:
[1] “Eğer sekerÂt hÂlindeki şahıs, hayatı îmanla gecmiş ve hicbir kufur alÂmeti gostermemiş bir kimseyse, son anda beklenmedik şekilde kufur hÂlleri takınsa da cinnetine hamledilir ve kendisinden mu ’minlere mahsus muÂmele esirgenmez.” (Necip FÂzıl Kısakurek, Îman ve İslÂm Atlası, sf. 330, Buyuk Doğu Yay. İst. 2017) [2] Ebû DÂvûd, CenÂiz, 15-16/3116; Ahmed, V, 247; HÂkim, I, 503. Krş. BuhÂrî, CenÂiz, 1.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Ebediyet Yolculuğu, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan
EBEDİYET YOLCULUĞU (OSMAN NURİ TOPBAŞ)