
Yecuc ve Mecuc nedir, kimlerdir? Yecuc ve Mecuc nerede? Yecuc ve Mecuc ortaya cıktı mı? Yecuc ve Mecuc ne yapacak? Kıyamet alametlerinden Yecuc ve Mecuc ’un ortaya cıkması ve sonrasında olacaklar...DeccÂl ’den sonra belki de en buyuk fitne, “Ye ’cûc ve Me ’cûc” fitnesidir. Kur ’Ân-ı Kerîm ’de iki yerde Ye ’cûc ve Me ’cûc kavminden soz edilmektedir:
Biri; bozgunculuk yapan Ye ’cûc ve Me ’cûc kavminin Zulkarneyn AleyhisselÂm ’a şikÂyet edilmesi, onun da bu zorbaların bulunduğu yeri demir kutleleriyle tıkayarak bir daha dışarı cıkamayacak şekilde onlerine bir set yapması hÂdisesidir.[1]
Diğeri ise, Ye ’cûc ve Me ’cûc kavminin onundeki seddin acılıp her tepeden akın etmelerini bildiren şu Âyet-i kerîmelerdir:
“Ye ’cûc ve Me ’cûc (sedleri yıkılıp onleri) acıldığı zaman, her dere ve tepeden boşanırlar.” (el-EnbiyÂ, 96)
“Ve gercek vaad (olum, kıyÂmet) yaklaştığında, inkÂr edenlerin gozleri acılıp donakalır: «Eyvah bize! Bundan once gaflet icindeydik, hem de zÂlimdik.» (derler.)” (el-EnbiyÂ, 97)
Bu iki kabîle, yeryuzune dağılacak ve bir sure yeryuzunde bozgunculuk yapacaklardır.
İYİLER DE HELAK OLUR MU? Mu ’minlerin annesi Zeyneb bint-i Cahş -radıyallÂhu anhÂ- ’nın anlattığına gore, Nebî -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- bir gun korkudan titreyerek onun yanına girdi ve:
“–Allah ’tan başka ilÂh yoktur. Yaklaşan şerden dolayı vay Arab ’ın hÂline! Bugun Ye ’cûc ve Me ’cûc ’un seddinden şu kadar yer acıldı!” buyurdular ve başparmağı ile şehÂdet parmağını birleştirerek halka yaptılar.
Bunun uzerine Zeyneb VÂlidemiz:
“–Ey AllÂh ’ın Resûlu! İcimizde iyiler de olduğu hÂlde helÂk olur muyuz?” diye sordu.
Resûl-i Ekrem -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- Efendimiz:
“–Kotuluk ve gunahlar coğaldığı vakit, evet!” buyurdular. (BuhÂrî, Fiten 4, 28; Muslim, Fiten, 1)[2]
Bu hadîs-i şerîfin şerhlerine bakıldığında; “gunahlar coğaldığında vukū bulacak helÂk”in yalnızca Ye ’cûc ve Me ’cûc zamanına has olmayıp umûmî bir hukum olduğu, dolayısıyla kotuluklerin arttığı her zaman icin gecerli bulunduğu anlaşılmaktadır.
YECUC VE MECUC OLAYI Allah Resûlu -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- Efendimiz şoyle buyurmuşlardır:
“(Îs AleyhisselÂm DeccÂl ’i oldurdukten sonra) Allah TeÂlÂ, Îs AleyhisselÂm ’a vahyederek; «Kimsenin olduremeyeceği kullar yarattım; diğer kullarımı toplayıp Tûr ’a gotur!» buyurur.
Allah TeÂlÂ, Ye ’cûc ve Me ’cûc ’u yeryuzune gonderir. Onlar tepelerden suratle inip giderler. Onculeri Taberiye Golu ’ne varıp golun butun suyunu icer. Arkadan gelenler oraya vardıklarında; «Bir zamanlar burada cok su varmış.» derler.
Îs AleyhisselÂm ile yanında bulunan mu ’minler, Tûr Dağı ’nda mahsur kalırlar. Onlardan her biri icin bir okuz başı, sizin bugunku paranızla yuz altından daha kıymetli olur. Îs -aleyhisselÂm- ile yanındaki mu ’minler, bu belÂdan kendilerini kurtarması icin Allah TeÂl ’ya yalvarırlar. Allah TeÂl da Ye ’cûc ve Me ’cûc ’un enselerine kurtcuklar musallat eder; hepsi bir anda olup giderler.
Ardından Îs AleyhisselÂm ile mu ’minler Tûr Dağı ’ndan inerler. Ye ’cûc ve Me ’cûc ’un kokmuş cesetlerinin olmadığı bir karış yer bulamazlar. Îs -aleyhisselÂm- ile yanındaki mu ’minler, bu belÂdan da kendilerini kurtarması icin Allah TeÂl ’ya yalvarırlar.
Allah TeÂlÂ, deve boyunları gibi iri kuşlar gonderir. Bu kuşlar, onların kokmuş cesetlerini alarak CenÂb-ı Hakk ’ın dilediği yere goturup atarlar.
Sonra Allah TeÂlÂ, hicbir evin ve cadırın engel olamayacağı bol bir yağmur gonderir. Bu yağmur yeryuzunu ayna gibi pırıl pırıl temizler.
Daha sonra yeryuzune; «Meyveni bitir, bereketini getir.» diye emredilir. O gun bir grup insan, tek bir nar ile doyar, kabuğuyla da golgelenir. Otlamaya gonderilen hayvanların sutu de bereketlenir. Bir devenin sutu kalabalık bir grubu, bir ineğin sutu bir kabîleyi, bir koyunun sutu bir cemaati doyurur.[3]
Onlar boyle yaşayıp giderken Allah TeÂl tatlı bir ruzgÂr gonderir. Bu ruzgÂr onları koltuk altlarından sarmalayıp her mu ’min ve muslimin rûhunu alıp goturur. Yeryuzunde insanların en fenaları kalır. Onlar merkepler gibi birbiriyle tepişip herkesin gozu onunde cinsî munÂsebette bulunurlar ve kıyÂmet onların uzerine kopuverir.” (Muslim, Fiten, 110)[4]
Dipnotlar:
[1] Bkz. el-Kehf, 94-98. [2] Ayrıca bkz. BuhÂrî, Enbiy 7, MenÂkıb 25; Ebû DÂvûd, Fiten, 1; Tirmizî, Fiten, 23; İbn-i MÂce, Fiten, 9. [3] CenÂb-ı Hakk ’ın, bu onunde durulmaz barbarları, enselerine kurtcuklar musallat ederek bir anda mahvetmesi, daha sonra yeryuzunu Âdeta yeniden ihy ederek yaşamaya daha elverişli hÂle getirmesi, şuphesiz ki Âlemlerin Rabbi ’nin sonsuz kudret ve azametinin ayrı bir nişÃ‚nesidir. [4] Ayrıca bkz. Tirmizî, Fiten, 59; İbn-i MÂce, Fiten, 33.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Ebediyet Yolculuğu, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan