İnsan, sahip olduğu butun nîmetlerin hesÂbını vereceğini unutmamalıdır.
CenÂb-ı Hak şoyle buyurur:

“Biz gokleri, yeri ve bunlar arasında bulunanları, oyun ve eğlence olsun diye yaratmadık. Onları sadece gercek bir sebeple yarattık. Fakat onların coğu bilmiyorlar.” (ed-DuhÂn, 38-39)

KÂinÂtı tefekkur eden insan, Yuce Rabbimizin murÂdını kavrayıp, O ’nun her şeyi bir gÂye ile yaratarak kullarının hizmetine verdiğini idrÂk etmelidir. Sonra da CenÂb-ı Hakk ’a karşı mes ’ûliyetlerini duşunup kulluk vazifelerine ihtimam gostermelidir. Zira CenÂb-ı Hakk ’ın bu muazzam ikram ve ihsanları karşısında duygusuz ve nankor kalmak, insanlık şeref ve haysiyetiyle bağdaşmayan cok acı bir gaflettir!

İnsan, sahip olduğu butun nîmetlerin hesÂbını vereceğini unutmamalıdır. Nitekim CenÂb-ı Hak buyurur:

“NihÂyet o gun, (dunyada faydalandığınız) nîmetlerden elbette ve elbette hesaba cekileceksiniz!” (et-TekÂsur, 8)

VelhÂsıl, icinde yaşayıp da farkında olduğumuz ve olamadığımız butun ilÂhî nîmetler icin Rabbimize sonsuz bir şukur ve kulluk borcumuz vardır. Bu vazîfelerinin şuur ve idrÂki icinde olup îfÂsı yolunda gayret eden Ârif gonullere ne mutlu!..

Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Tefekkur, Erkam Yayınları, 2013
İslam ve İhsan