
Dunyada sÂhip olunan takv ve sÂlih ameller, Âhiret hayÂtımızın en hayırlı sermayesi olacaktır.
Bir cenÂzenin kabre konulmasından sonra kurtlar bedene ilişinceye kadar, hısım-akraba da tÂziyelerini hemen hemen bitirmiş olurlar. Daha sonra mirascılar mal bolme goruşmelerine başlarken, toprak da bedeni parcalayıp yok etmeye başlar. Her iki faÂliyet de bir bakıma birlikte surdurulur ve bitirilir. Bir yanda beden tuketilirken diğer bir yanda da servet dağıtılır. Bu hÂli hayretle seyreden ruh, bircok yaptığına pişman olarak elini dizine vurmak ister; ama ortada ne el kalmıştır, ne de diz!.. Yalnız ameller mustesnÂ… Dunyada sÂhip olunan takv ve sÂlih ameller, Âhiret hayÂtımızın en hayırlı sermayesi olacaktır.
Hazret-i Peygamber -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- buyurur:
“Kabir, (amellere gore) ya cennet bahcelerinden bir bahce veya cehennem cukurlarından bir cukurdur.” (Tirmizî, KıyÂmet, 26)
VelhÂsıl, kıyÂmete kadar surecek olan kabir hayÂtımız, dunyadaki vaziyetimize ve amellerimize gore şekillenecektir.
İşte olumu bir husran olmaktan kurtarıp bir zafere donuşturebilmek, onu mÂtem değil de bir “Şeb-i arûs” hÂline getirmek, olume hazırlanıp olmesini bilenlerin kÂrıdır.
Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Son Nefes, Erkam Yayınları, 2013
İslam ve İhsan