
CenÂb-ı Hak, imtihan maksadıyla yarattığı dunya hayatını zıtlar uzerine tesis etmiştir. Bu sebeple guzel de bulunacaktır, cirkin de; hayır da bulunacaktır, şer de…
CenÂb-ı Hak buyuruyor:
“Hani Rabbin meleklere demişti ki: "Ben kupkuru bir camurdan, şekillenmiş kara balcıktan bir insan yaratacağım. Ona şekil verdiğim ve ona ruhumdan uflediğim zaman, siz hemen onun icin secdeye kapanın!" Meleklerin hepsi de hemen secde ettiler.” (Hicr, 28,29,30)
CenÂb-ı Hak, imtihan maksadıyla yarattığı dunya hayatını zıtlar uzerine tesis etmiştir. Bu sebeple guzel de bulunacaktır, cirkin de; hayır da bulunacaktır, şer de… Bu dunyanın bir parcası olarak yaratılan ve bu tezatlar arasında kalan insanoğlu da, kendi nefsine yerleştirilen takv ve fucur, hayır ve şer duyguları arasında her an imtihandan gecmektedir. Bu sayede kimileri gonul Âlemini guzelleştirmekte ve hayra meyletmekte; kimileri de ic dunyasını cirkinleştirerek şerrin, yani kotuluğun bendesi hÂline gelmektedir.
Rasûlullah (sav) buyurdular:
“AllÂh TeÂlÂ, Âdem ’i yeryuzunun her tarafından aldığı bir tutam topraktan ya­ratmıştır. Bu sebeple Âdemoğullarının, o topraklara izÂfeten bir kısmı kırmızı, bir kısmı beyaz ve siyah, bir kısmı da bu renklerin karışımındaki bir renkte; bir kısmı yumuşak, bir kısmı sert, bir kısmı iyi huylu, bir kısmı kotu huylu olarak (yÂni muhtelif istîdÂd, husûsiyet ve karakterde) dunyÂya gelmiştir.” (Ebû DÂvud, Sunnet, 16; Tirmizî, Tefsîr, 2/2955; Ahmed, IV, 400)
MevlÂn Hazretleri, her insanın icinde mevcut olan bu farklı husûsiyetleri şu şekilde tasvir etmektedir:
"İnsanın ic dunyası bir ormana benzer. Orada hayır ve şerrin her ceşidi bulunur. AllÂh ’ın sana lutfu olan “Ona, Rû­hum­dan (kud­re­tim­den bir sır) uf­le­dim” (el-Hicr, 29) Âyetinden haberin varsa, bu ilÂhî nefesten feyz alıyorsan, insan; yani ondaki bu karışık, acÂyip duygu ve hissiyÂt karşısında uyanık ol!.."
Kaynak: Osman Nûri Topbaş, İnsan Denilen Muamma, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan