Mahşerde hayvanların hesabı nasıl olacak? İslam tarihinden hayvan misalleri.Peygamber sallÂllÂhu aleyhi ve sellem Efendimiz bir hadîs-i şerîflerinde hayvanÂtın dahî hesÂba tÂbî tutulacağını bizlere şoyle haber vermişlerdir:
“KıyÂmet gunu (uzerinize yuklendiğiniz) hakları mutlak (gercek) sahiplerine vereceksiniz. Hatt boynuzsuz koyun icin boynuzlu koyundan kısas alınacaktır.” (Muslim, Birr, 60; Tirmizî, KıyÂmet, 2/2420)
Nitekim bir gun Resûlullah sallÂllÂhu aleyhi ve sellem Efendimiz ’in yanında iki koyun otlamaktaydı. O esnÂda koyunların biri diğerini boynuzladı ve yavrusunu duşurmesine sebep oldu. Bu hÂdiseyi muşÃ‚hede eden Resûlullah sallÂllÂhu aleyhi ve sellem Efendimiz tebessum buyurdular. Kendisine:
“‒Ey AllÂh ’ın Resûlu, nicin tebessum ettiniz?” diye sual edildiğinde ise şu mukÂbelede bulundular:
“‒Şu koyunun hÂline taaccub ettim! Canım kudret elinde olan ZÂt ’a yemin ederim ki, kıyÂmet gunu diğerine kısas yapılarak onun hakkı alınacak!” (Ahmed, V, 172)
Rasûlullah sallÂllÂhu aleyhi ve sellem Efendimiz ’in bu beyanları, hem bu hÂdisenin zÂhirî mÂnÂsıyla hakikî olarak vukū bulacağının bir işaretidir, hem de bizler icin temsilî bir oğut mÂhiyetindedir. Yani hic kimsenin hakkının bir başkasında bırakılmayıp hayvanlar arasında vÂkî olan haksızlıkların bile eksiksiz bir sûrette karşılığını bulacak olması, bizleri ne kadar ciddî bir hesÂbın beklediğini tahayyul ve tefekkur etmemizi de gerekli kılmaktadır.
Dolayısıyla, verilen bu haberden kendimize ders cıkarmalı, kul ve hayvan haklarını ciğnemekten var gucumuzle kacınmalıyız. Hic kimsenin hakkını yememeye gayret etmeli, buna ilÂveten HÂlık ’ın şefkat nazarıyla mahlûkÂta bakış tarzı kazanarak butun yaratılanlara engin bir şefkat, merhamet ve muhabbetle yaklaşmalıyız.
Unutmamalıyız ki butun mahlûkÂt, insana hizmet ve ibret olarak yaratılmış ve yine insana emÂnet edilmiştir. Bu sebeple onlara merhametle yaklaşmak ve onların hukukunu korumak, insan icin bir vicdan borcudur. Hayvanlara haksızlık etmek ise kıyÂmette karşımıza cıkacak ağır bir vebÂldir.
Bir keresinde Hazret-i Âişe radıyallÂhu anh VÂlidemiz hırcın bir deveye binmişti. Hayvanı sÂkinleştirmek icin onu sert bir şekilde ileri geri goturmeye başladı. Resûlullah sallÂllÂhu aleyhi ve sellem Efendimiz, Hazret-i Âişe ’ye:
“−Hayvana yumuşak davran! Cunku yumuşaklık nerede bulunursa orayı guzelleştirir. Yumuşaklığın bulunmadığı her davranış cirkindir.” buyurdu. (Muslim, Birr, 78, 79)
MAHLUKATA ŞEFKAT EcdÂdımız Osmanlılar da, mahlûkÂta şefkat ve onların haklarına riÂyet hususunda ornek almamız gereken sayısız fazîlet misalleri sergilemişlerdir.
Nitekim ecdÂdımız, hayvanlara haddinden fazla yuk taşıtmayı kÂnunla yasaklamışlardır. Hatt bazı zÂbıta kuvvetleri, bu yasağı ihlÂl edenleri takip edip hayvanı dinlendirmek ve sahibine de cez olarak aynı yuku taşıtmakla vazifelendirilmiştir.
KÂnûnî Sultan Suleyman HÂn ’ın “SuleymÂniye CÂmii ve Kulliyesi” inşÃ‚ edilirken yuk taşıttırılan hayvanlar hakkındaki bir dizi fermÂnı da, bu hassÂsiyetin bir nişÃ‚nesidir. Bu fermanlar cercevesinde calıştırılan at, merkep ve katırların dinlenme ve cayırda otlama saatlerine riÂyet edilmiş, hicbir mahlûkÂtın hakkına tecÂvuz edilmemesine Âzamî gayret gosterilmiştir. KÂnûnî ’nin bu muazzam mÂbedin inşÃ‚sında kul ve hayvanÂt haklarına boylesine titizlik gostermesi, belki de SuleymÂniye CÂmii ’ndeki o k‘bına varılmaz rûhÂniyetin temel sÂiklerinden biridir.
KARINCA HUZURA VARINCA Yine bir gun KÂnûnî Sultan Suleyman, sarayın bahcesindeki armut ağaclarını kurutan karıncaların oldurulebilmesi icin ŞeyhulislÂm Ebu ’s-Suûd Efendi ’den aşağıdaki beyitle fetv ister:
Dırahta ger ziyÂn etse karınca,
Zararı var mıdır Ânı kırınca?
HunkÂrın bu fetv talebi uzerine, Ebu ’s-Suûd Efendi de bir beyitle şoyle cevap verir:
Yarın Hakk ’ın dîvÂnına varınca,
Suleyman ’dan hakkın alır karınca!
HAYVANLARIN MAHŞERDE HESAPLAŞMASI NASIL OLACAK? İbn-i AbbÂs radıyallÂhu anh; “Vahşî hayvanlar toplanıp bir araya getirildiğinde.” (et-Tekvîr, 5) Âyet-i kerîmesiyle ilgili olarak;
“Her şey haşredilecek, hesap icin Mahşer meydanına toplanacak, hatt sinekler bile!” buyurmuştur.[1]
Butun mahlûkat Mahşer meydanında toplandıktan sonra hesaplar gorulmeye başlanacaktır. LÂkin hayvanlar arasındaki dÂvÂlar, insanlardan evvel hukme bağlanacaktır. Bu hesaplaşmanın neticesinde butun hayvanat tekrar toprak olacaktır.
Âyet-i kerîmede buyrulur:
“Yeryuzunde yuruyen hayvanlar ve (gokyuzunde) iki kanadıyla ucan kuşlardan ne varsa, hepsi ancak sizin gibi topluluklardır. Biz o kitapta hicbir şeyi eksik bırakmadık. Nihayet (hepsi) toplanıp Rab ’lerinin huzûruna getirileceklerdir.” (el-EnʻÂm, 38)
Ebû Hureyre radıyallÂhu anh bu Âyet-i kerîme hakkında şoyle buyurur:
“KıyÂmet gunu butun mahlûkat Mahşer meydanına toplanır. Hayvanlar, bocekler, kuşlar ve her şey… AllÂh ’ın adÂleti tam olarak tahakkuk eder, hatt boynuzsuz koyunun hakkı bile kendisine zarar veren boynuzlu koyundan alınır. Sonra CenÂb-ı Hak hayvanlara; «Toprak olun!» buyurur. İşte o zaman (bu hÂli goren) kÂfir kimse (hesÂba cekilecek olmanın dehşetinden); «Ah keşke ben de (şu hayvanat gibi) toprak olsaydım!»[2] diyecektir.” (HÂkim, Mustedrek, II, 345/3231. Krş. HÂkim, IV, 619/8716)
Hic şuphesiz ki bu hÂl, o gunku pişmanlık, utanc ve korkunun ne raddeye varacağını gostermektedir!
HAYVANLARIN HAKLARI Hayvanların haklarının bile birbirlerinden inceden inceye alınacak olması, insanoğlunu ne derin bir tefekkure dÂvet etmektedir!
Nitekim Osmanlı ŞeyhulislÂmlarından KadızÂde şoyle der:
“İnsan, haksızlık yaptığı kimselerle dunyada helÂlleşmediyse, Âhirette hak sahibi hakkını ister. Ustelik hak sahibi hayvan veya kÂfir ise iş daha da zordur. Zira hayvana ve kÂfire mu ’minin sevaplarından verilmez. KÂfirin gunahı da mu ’mine yuklenmez. Dolayısıyla bu ikisinden bilhassa sakınmak ve kacınmak lÂzımdır.”[3]
Dipnotlar:
[1] İbn-i Kesîr, Tefsîr, (et-Tekvîr, 5). [2] Bkz. en-Nebe, 40. [3] Bkz. Birgivî VasiyetnÂmesi KadızÂde Şerhi, s. 128.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Ebediyet Yolculuğu, Erkam Yayınları


İslam ve İhsan