Olumu nasıl karşılamalıyız? “Kişi yaşadığı hÂl uzere olur ve olduğu hÂl uzere haşrolunur” hadisinin anlamı.Hayat, Âdeta bir bardağı dolduran damlalar gibidir. Son nefes de, bardağı taşıran son damladır. Bardaktaki suyun berraklığı, damlaların berraklığına bağlıdır. CenÂb-ı Hakk ’ın huzûruna tertemiz cıkabilmek icin, o damlaların gunah ve mÂsiyet camuruyla kirletilmemesi elzemdir.
Son nefesteki mÂnevî hÂlimizin en buyuk habercisi, şu anki nefeslerimizi nasıl kullandığımızdır. Oyleyse bu fÂnî Âleme guzel ved edebilmek icin, alıp verdiğimiz her nefesin, son nefese hazırlık mÂhiyeti taşıması zarurîdir. Zira:
“Kişi yaşadığı hÂl uzere olur ve olduğu hÂl uzere haşrolunur.” buyrulmuştur. (MunÂvî, Feyzu ’l-Kadîr Şerhu ’l-CÂmii ’s-Sağîr, V, 663)
Yani dunya hayatında yaşadığımız ibadet, muÂmelÂt ve ahlÂk ile alıp verdiğimiz butun nefeslerin mÂnevî keyfiyeti, son nefesimizin bir nevî pusulası hukmundedir. Aynı zamanda Âhiretteki hÂlimizin daha bu dunyadaki tercumÂnı gibidir.
Şu hÂdise bu hakîkati ne guzel îzah eder:
Behlul DÂn Hazretleri, yol uzerindeki bir vîrÂnenin yıkılmak uzere olan iyice eğilmiş duvarına bakıp Âkıbetini tefekkure dalardı. Yine bir gun endişe ile bakarken duvar birden cokuverdi. Behlul DÂn Hazretleri ’nin yuzunu bir surur ifÂdesi kapladı. Onun bu sevincine mÂn veremeyen insanlar merakla sebebini sorduklarında:
“−Gormediniz mi, duvar meyilli olduğu tarafa yıkıldı!” dedi.
“−Peki bunda şaşılacak ne var?” dediklerinde ise şu hikmetli cevÂbı verdi:
“−MÂdem dunyadaki her şey nihÂyetinde meylettiği tarafa yıkılıyor, benim de meylim Hakk ’a doğrudur, o hÂlde ben de olunce Hakk ’a varırım. Ey ahÂlî! Rukû ve secdelerimizle Hakk ’a meylimizi artıralım ki, başka yonlere yıkılmayalım!..”
SON NEFESTE NE İLE MEŞGUL OLMAK İSTİYORSAN HÂce Ubeydullah AhrÂr Hazretleri şoyle nakleder:
“Bir aziz zÂt, dunyadan ayrıldıktan sonra BahÂuddîn Nakşibend Hazretleri ’ni ruyasında gormuş ve ona:
«–Ebedî kurtuluşumuz icin ne yapalım?» diye sormuş. HÂce Hazretleri şu cevÂbı vermiş:
«–Son nefeste neyle meşgul olmak gerekiyorsa onunla meşgul olun!» Yani, son nefeste nasıl ki tamamen Hak TeÂl ’yı duşunmeniz lÂzımsa, hayatınız boyunca da o şekilde uyanık olunuz!”[1]
Şu bir hakîkattir ki, CenÂb-ı Hakk ’a tahsis edilmesi gereken gonuller, hayatta iken daha ziyÂde ne ile meşgul olmuş ise, olurken de ekseriyetle onunla meşgul olmuşlardır. Yani yaşadıkları hÂl uzere olmuşlerdir. Bunun sayısız misalleri vardır:
Mesel meşhur hadis Âlimlerinden Abdulazîz RevvÂd Hazretleri, başından gecen ibret verici bir hÂdiseyi şoyle anlatmıştır:
“Medîne-i Munevvere ’de idim. Bir gece Mescid-i Nebî ’ye gidiyordum. Bir kadın telÂşla yaklaşıp:
«–Ey efendi! Eğer sevap kazanmak istiyorsan yardıma gel! Şurada bir hasta var, can cekişiyor, olmek uzere. Ona şehÂdet kelimesini telkin etsen, soyletsen!» dedi.
Hemen oraya gittim. Olmek uzere olan adama kelime-i şehÂdeti soyletmek icin ne kadar uğraştıysam da bir turlu soyletemedim! Bir ara gozlerini acıp:
«–Kac defÂdır bunu soyle diyorsun. Ben, bu kelime-i şehÂdetten ve İslÂm dîninden, hayli zamandır yuz cevirdim. Şimdi de bir turlu soyleyemiyorum.» dedi ve cok gecmeden oldu.
Adamın kim olduğunu ve hÂlini araştırdığımda, onun devamlı olarak şarap icen bir kimse olduğunu oğrendim. Kendi kendime, Resûlullah -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- Efendimiz ’in; «Şarap icmeyi Âdet edinen, puta tapan gibidir.»[2] buyurması elbette doğrudur, dedim.”
Demek ki karanlık bir hayatın, nurlu bir olumu olmaz!..
OLEN KİŞİNİN SON ANLARI Rebî bin Haysem Hazretleri de bu husustaki bir muşÃ‚hedesini şoyle nakletmektedir:
“Bir keresinde can cekişen bir adamın yanında bulunmuştum. Ben; «LÂ ilÂhe illÂllah!» deyip telkin verdikce o, sanki kelime-i tevhîdi duymuyor, parmaklarıyla para sayar gibi birtakım hesaplar yapıyordu. (Yani son nefesini, yaşadığı hÂl uzere veriyordu.)”
Oyleyse; “Olum ile nerede ve hangi hÂlde karşılaşmak istiyoruz? Olum meleğiyle mutlak olan randevumuz, acaba hangi manzara icinde gercekleşecek?..” İşte bir mu ’minin yureği dÂim bunun endişesi icinde olmalıdır. Zira;
CÂmide secde ederken, helÂlinden rızkını kazanmak icin calışırken, sÂlihler meclisinde bulunurken, bir yalnızın dert ortağı veya bir kimsesizin kimsesi olurken, Allah rızÂsını tahsil icin kazancını CenÂb-ı Hakk ’ın kullarına infÂk ederken olmek de var; fakat -Allah korusun- butun bunların zıddına, uygunsuz bir yerde iken, bir kalbe diken batırırken, hakkı savunmak yerine bÂtılın taraftÂrı olurken, nefsÂnî bir ofke Ânında, suflî arzuların pencesinde, Allah duşmanlarıyla veya fÂsıklarla dostluk hÂlinde, şerri seyrederken, harama dalmışken olmek de var!..
HER İNSAN OLDUĞU HAL UZERE DİRİLTİLİR Hic şuphesiz insan da, olduğu hÂl uzere diriltilecektir. Nitekim Abdullah bin Amr -radıyallÂhu anh- bir defasında:
“‒Ey AllÂh ’ın Resûlu, bana cihÂd ve gaz hususunda mÂlûmat verebilir misiniz?” diye sormuştu.
Allah Resûlu -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- Efendimiz şoyle buyurdular:
“‒Ey Abdullah bin Amr! Eğer sen sabrederek ve sevÂbını sadece Allah ’tan bekleyerek ihlÂsla savaşırsan, Allah da seni sabreden ve sevÂbını sadece Allah ’tan uman ihlÂslı bir kişi olarak diriltir.
Eğer sen gosteriş yapmak, malının ve cesaretinin cokluğuyla ovunmek icin savaşırsan, Allah TeÂl da seni gosteriş yapan ve ovunen, mağrur bir kimse olarak diriltir.
Ey Abdullah bin Amr! Hangi hÂl uzere savaşırsan veya oldurulursen Allah TeÂl da seni o hÂl uzere diriltir!” (Ebû DÂvûd, CihÂd, 24/2519; HÂkim, II, 95/2437)
Bu husustaki diğer hadîs-i şerîfler de şoyledir:
“İnsanlar kıyÂmet gununde, oldukleri hÂl uzere diriltileceklerdir.” (Muslim, Cennet, 83)
“Allah TeÂl bir kavme azÂb etmek istediğinde, orada bulunanların hepsine azap isÂbet eder, sonra her biri amellerine gore diriltilir.” (Muslim, Cennet, 84)
Dipnotlar:
[1] ReşahÂt, s. 130. [2] İbn-i MÂce, Eşribe, 3.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Ebediyet Yolculuğu, Erkam Yayınları


İslam ve İhsan
Olume Hazır mıyız? Neden Herkes Uzulerek Olecek?
Olumle Son Bulmak Yok, Olum Bir Elbise Değiştirmektir
Olum Anında Şeytan, İnsana Allah TeÂlÂ'yı İnkar Etmesini mi Telkin Ediyor?