Anne-babanın sorumlulukları nelerdir? Anne ve babanın evladına karşı gorevleri.Bugun hem kendi istikÂmetimize dikkat etmeli, hem de bilhassa ciğerpÂrelerimiz olan evlÂtlarımızı AllÂhʼın birer emÂneti bilip kucuk yaşlarından itibaren mÂnevî terbiyeleriyle guzelce alÂkadar olmalıyız.
ANNE-BABANIN GOREVLERİ En merhametli anne-baba; evlÂdını Kur ’Ân ve Sunnet terbiyesiyle, asıl istikbÂl olan Âhirete hazırlayan anne-babadır. İnsanın, evlÂdına bırakabileceği en kıymetli mîras, guzel bir İslÂm şahsiyet ve karakteridir.
Cocuklara ve genclere gosterilecek şefkat ve merhamet, hayatı sadece bu dunyadan ibaretmiş gibi gorerek onların karınlarını doyurup guzel elbiseler giydirmek, nefislerini eğlendirmek, ten rahatlarını temin etmek değildir. BilÂkis asıl şefkat ve merhamet, onların evvel ruhlarını doyurmaktır. Boylece ebedî istikbÂllerini bir azap faslı olmaktan kurtarıp sonsuz bir saÂdet baharı kılacak mÂnevî değerleri gec kalmadan şahsiyetlerine kazandırmaktır.
Bu itibarla, AllÂhʼa ve Âhirete îmÂn eden merhametli bir anne-baba, evlÂtlarının dunya ile Âhiret saÂdeti karşı karşıya geldiğinde, hic tereddut etmeden dunyayı elinin tersiyle iter ve Âhireti tercih eder. Deryayı bırakıp damlanın tÂlibi olma ahmaklığına duşmez.
“–EvlÂtlarım bu dunyada tıka basa doysun da, isterse Âhirette zehir-zıkkım yesin!” diyemez.
“–Bugun dunyevî istikbÂli parlak olsun da, varsın Âhirette yuzu karalardan olsun!” diyemez...
Gunumuzde ise evlÂtların iyi bir istikbÂli olsun diye dunyevî tahsillerine buyuk bir ehemmiyet verilip bu yolda gereken “vakit, nakit ve emek” fazlasıyla sarf edilirken, onların ebedî saÂdetini temine medÂr olacak dînî tahsillerine ise -maalesef- luzûmu kadar ehemmiyet verilmiyor. Dunyevî diplomalar yanında, uhrevî diplomalara dikkat edilmiyor. Cocukları yaz tatilinde bir-iki aylığına kalabalık bir cÂmiye gondermek, kÂfî zannediliyor. HÂlbuki dînî tahsili bu kadar basit gormek, kalpteki îman zaafının acı bir gostergesidir.
O hÂlde bugun bilhassa mutedeyyin anne-babalar, başlarını iki ellerinin arasına alıp duşunmelidir:
İstikbÂli veren kim? Gercek istikbÂl dunyada mı, Âhirette mi?.. Acaba evlÂtlarımızın guzel bir eğitim alıp şu fÂnî hayat carşısında iyi bir noktaya gelmesini arzu ettiğimiz kadar, ebediyet yurdu Âhirette de guzel bir makÂma ermelerini arzu ediyor muyuz? EvlÂtlarımız gercekten bizim evlÂdımız olarak mı yetişiyor? Onların şahsiyet ve karakterini hangi cevreler şekillendiriyor? Onların gonullerinde, ideallerinde, hedeflerinde hangi modeller, hangi şahsiyetler var? Cocuklarımız mı televizyon, internet, bilgisayar ve cep telefonlarını kullanıyor; yoksa bu cihazlar mı evlÂtlarımıza kumanda ediyor?!. Elbette her anne-baba, yavrusunu en guzel kıyafetler icinde gormek ister. Fakat Âhiret inancına sahip bir ebeveyn, evlÂdını obur Âlemde Cennet ipeğinden atlas kaftanların mı, yoksa Cehennemʼin yalaz yalaz ateşinin mi saracağı endişesiyle daha fazla meşgul olur. Bu yuzden yavrularına tesettur hassÂsiyeti kazandırabilmek icin, daha kucuk yaşlarından itibÂren onları CenÂb-ı Hakk ’ın rÂzı olacağı olculer icinde giyinmeye alıştırır. Peki bizler, yavrularımızın toplum icine cıkarken, fÂnîler tarafından garipsenmemesi icin giyim-kuşamlarına gosterdiğimiz îtin ve dikkati, acaba ilÂhî huzûra cıkacağı gundeki vaziyetleri icin de sergileyebiliyor muyuz? EvlÂtlarımızın zÂhirî gorunuşunu guzelleştirmek icin gosterdiğimiz gayretler mi, yoksa gonul dunyalarının Kur ’Ân ve Sunnet ikliminde yeşermesi icin sergilediğimiz gayret ve fedakÂrlıklar mı daha on plÂnda? HÂlbuki CenÂb-ı Hakk ’ın kullarında değer verdiği asıl husûsiyet, Âyet-i kerîmede şoyle bildiriliyor:
“…Muhakkak ki Allah katında en keremliniz (değerli olanınız), en cok takv sahibi olanınızdır…” (el-HucurÂt, 13)
Hadîs-i şerîfte de şoyle buyruluyor:
“Hic şuphesiz ki Allah TeÂlÂ, sizin bedenlerinize ve sûretlerinize bakmaz; ancak kalplerinize nazar eder.” (Muslim, Birr, 33)
Yani ebediyet yolculuğumuzda bize ve evlÂtlarımıza fayda sağlayacak olan, ne bedenî guc-kuvvettir ne de zÂhirî guzelliktir; ancak îman, takv ve sÂlih amellerdir...
VelhÂsıl, yarın ıssız bir kabirde ağır bir nedÂmetle yapayalnız kalmamak ve evlÂtlarımızın du ve istiğfÂrına nÂil olabilmek icin, bugun fırsat elde iken yavrularımızı Kur ’Ân ’ın feyz ve rûhÂniyetiyle yetiştirmeye gayret etmeliyiz. EvlÂtlarımızın terbiyesiyle yakından alÂkadar olmalı, onların tertemiz yureklerine Allah ve Peygamber sevgisini, Kur ’Ân ve Sunnet kulturunu aşılamalıyız. MÂrifetin iltifÂta tÂbî olduğu gerceğinden hareketle, yavrularımızda mÂnevî guzelliklerin neşv u nem bulması icin, onları hediye ve iltifatlarla teşvik etmeliyiz.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Ebediyet Yolculuğu, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan
ERKEĞİN VE KADININ ÂİLEDEKİ SORUMLULUKLARI