MÂʽûn sûresi dini inancı olmayan kişilerin karakteristik ozelliklerini cok net ozetler.Kişinin iman sahibi olup olmadığı davranışlarından anlaşılır. Bir Arap atasozu “her kap icindekini dışarı sızdırır” der. İci iyi olanın dışı da guzeldir. Dışı guzel olanın icinde de hayır vardır.
DİNİ İNANCI OLMAYAN KİŞİLERİN KARAKTERİSTİK OZELLİKLERİ Bu zaviyeden MÂʽûn sûresi dini inancı olmayan kişilerin karakteristik ozelliklerini cok net ozetler:
Dini yalanlayanı gordun mu? İşte o, yetimi iter, kakar. Yoksulu doyurmayı teşvik etmez. Vay haline o namaz kılanların ki Kıldıkları namazın değerine aldırış etmezler. Gosteriş yaparlar onlar, MÂʽûna da engel olurlar. Bu yedi ayette MÂʽûn sûresi din ve dindarlık ile ilgili kavramları duzeltebileceğimiz mukemmel bir hayat metodu bizlere sunmaktadır. Dindarlık, alışılagelmiş birtakım rituelleri yerine getirmekten ibaret değildir. Bir yureğe iman yerleşti mi, butun benliğine, azalarına ve başkaları ile olan ilişkilerine doğal olarak bu iman yansır. Ama aksi bir durum soz konusu olur da Allah ’a olan iman insanın icinden sokulup atılırsa o artık, insan suretinde vahşi bir yaratığa donuşur, her turlu zulum ve azgınlık tezahurleri onda gorunur.
Din butuncul bir yapıdır; bir kısmını alıp bir bolumunu terk etmek olmaz. Dini oluşturan ibadetler, ritueller ile fertlerin birbirleri ile olan ilişkileri eşsiz bir şekilde ic ice gecmiş butuncul bir yapıyı oluşturur. Boylece beşerin yaşamasına ve yeryuzunun imarına uygun bir hayat nizamı meydana gelir. İşte bu hakikati MÂʽûn sûresi gayet acık bir şekilde anlatır.
MAUN NEDİR? Nedir MÂʽûn? Verdiğinde bir şey kaybetmeyeceğin iyiliktir… Bir icimlik su, bir yakımlık ateştir: Allah inancı olmayan, egonun tavan yaptığı kimselerin dunyalarında iyilik ahmaklık olarak gorulduğunden bu kadarını bile veremezler. Ahiret inancları olmadığından iyilik yapmanın ne anlama geldiğini idrak edemezler. Bu yuzden ihtiyaclarının olmadığı, atacakları şeyleri bile veremezler. Cope atarlar, denize dokerler, yakarlar… Ama iyilik olsun diye veremezler. Cunku sadaka/iyilik burhandır. Kişinin ahirete inandığının gostergesidir.
Normal kodlarında bir insanın havsalasının alamayacağı bir durum bu: zahmetsizce yapılabilecek bir iyiliği bile reddetmek. Bu yuzden sûre son derece şaşkınlık ifade eden bir giriş ile başlar: Gordun mu? Olacak iş mi? Dini yalanlıyor, mutlak bir hakikati reddediyor! Hesabı, cezayı kabullenmek istemiyor. Yaptıklarının yanına kÂr kalacağını zannediyor. İşlediği gunahların sorumluluğunu bu yuzden ustlenmiyor. Dolayısıyla ahlaki değerlere inanmayan kimsenin ahiret inancı da olmuyor. Cunku her şeyin karşılığının hesap gunu goruleceğine inanan bir kimse kimseye haksızlık yapamaz. Nitekim Ebû Hureyre (radıyallahu anh) ’dan rivayet edildiğine gore Hz. Peygamber (Aleyhisselam):
- “VallÂhi imÂn etmiş olmaz. VallÂhi imÂn etmiş olmaz. VallÂhi imÂn etmiş olmaz” buyurur. Bunun uzerine sahÂbîler:
- “Kim imÂn etmiş olmaz, y Rasûlallah?” diye sordular.
- “Yapacağı fenalıklardan komşusu guven icinde olmayan kimse!” (BuhÂrî, Edeb 29; Muslim, ÎmÂn 73) buyurdu.
Dini reddetmekle topluma zararlı bir fert olma arasındaki ilişkiyi ayet-i kerime muazzam bir edebî uslupla beyan etmektedir: Hesap gununudini inkÂr eden kimdir bildin mi? Şayet tanımıyorsan bil ki, o; kapısına sığınmış olan yetimi itip kakan, aşağılayıp ezen kişidir.
Bu nasipsiz, miskini, fakiri yedirmeyi de teşvik etmiyor. Cimriliğin zirvesinde; kendi yedirmediği gibi yedirebilecek olanları da teşvik etmiyor. Oysa miskin sadece karnını doyurmak peşinde, saklamaya para istemiyor, yiyecek yemek dileniyor. Karnı tok kimse, zorlansa bile yiyemez. Bu yuzden yemek isteyen birinin karnını doyurmamak kadar aşağılık bir cimrilik olamaz.
Sûrenin yarısı inkÂrcı kÂfirlerden bahsederken diğer yarısı munafıkları konu edinir. Zahiren namaz kılan, mumin gorunen bu kimselerin ic dunyalarındaki cirkinliği yine namazları ele verir. Kıldıkları namaz munafık olduklarını percinler. Goruntude kalan bu namaz onların aleyhine doner; yazıklar olsun o namaz kılanlara… Kıldıkları gercek bir namaz olsaydı onların hali boyle olmazdı. Cunku namaz insanı cirkinlik ve kotuluklerden alıkoyar. İc dunyaları kararmış olanlar ise namazı bir def-i bela kabilinden kılar, onemsemez. Namazı gunluk telaşelerinin arasına sıkıştırırlar. Bedenleri namazda ise de gonulleri boş işlerdedir. İşleri gucleri gosteriştir, riyakÂrlıktır. Boyle bir namaz, Allah TeÂl ’ya sunulabilecek nitelikte bir ibadet olamaz.
Sûrenin bitişinde onların hasislik ve cirkinliklerine tekrar atıfta bulunur Yuce Mevla: Onlar cope atacakları değersiz şeyleri bile insanlara veremezler. Fıtratları iyilik yapmaya musait değil, tamamen kotuluğe odaklanmıştır. Kazara bile bir iyilik yapıp bir insan evladının duasını alamazlar. Bu nasıl kara bir talihsizliktir!
Sûrenin başında da sonunda da infaka; Allah icin verebilmeye değinilir. Cunku gercek mumin Allah TeÂl ’ya iman etmiştir; varını yoğunu Allah icin seferber eder. Bu sûrede ortaya konulan kıstas şudur ki: servet sahibi Allah icin servetini harcayabiliyorsa hak uzeredir. Harcayamıyor, eli titriyor, cimrilik yapıyor ve Allah icin infakta bulunamıyorsa helak olmuştur.
Musluman bir toplumda dayanışma ve kaynaşma fertler arasındaki muhabbeti ve bağlılığı artırır. İhtiyac sahiplerine basit bir iyilik bile toplumsal birliği ayakta tutar. Ama buna bile engel olunması halinde toplumsal cokuş başlar. Boyle bir toplumda muhabbet ruhu kaybolmuştur. Toplumda ferdiyetcilik hÂkim demektir. Herkeste enaniyet zirve yapmıştır. Bir ileri aşamada ise toplum fertleri arasında kin, nefret ve duşmanlık duyguları yerleşir. Bunun da tabii sonucu ayrılık ve kopuş başlar. Bu ise beşer arasındaki insanlık cephesinin duşmesine yol acar ve anarşinin onu alınmaz hale gelir.
MÂʽûn sûresinin ayetleri birkac cumleden oluşsa da cok yoğun anlamlar taşır. Her yer ve zaman icin eşsiz bir eğitim numunesi sunar. İman ve kufur kavramlarının bilinen anlamlarını tersyuz edip İslam dininin butun insanlık icin taşıdığı hayır ve rahmeti izhar eder: Mumin olmak varlık Âleminin yararına calışmaktır. Vesselam…
Kaynak: Ahmet Hamdi Yıldırım, Altınoluk Dergisi, Sayı: 442
İslam ve İhsan
MAUN SURESİ OKU, DİNLE, TAKİP ET