Semûd kavminin helak olmasının sebepleri nelerdir?Semûd kavmi, helÂk edilişleri dillere destÂn olan bir kavimdir. Kur ’Ân-ı Kerîm ’in ceşitli sûrelerinde, îmÂn etmedikleri ve sayısız azgınlıklarla haddi aştıkları icin helÂk edilen bu kavimden ibretle bahsedilmektedir.
Semûd kavmi, Nûh -aleyhisselÂm- ’ın oğlu SÂm ’ın neslinden gelen Semûd ’un kavmidir. Hazret-i Hûd ’un vefÂtından sonra, Semûd ’un torunları Kuzey Arabistan bolgesine, ŞÃ‚m ile HicÂz arasında bulunan Hicr mevkîine yerleşmişlerdi. Daha sonra buradan ayrılıp Âd kavminin bolgesine yerleştiler. Semûd ’un nesli coğalıp bir kavim hÂline geldi. Kendilerine “Âd-ı SÂnî” (İkinci Âd) ismi verildi.
SAĞLAM KAYALARLA KOŞKLER YAPTILAR Semûd kavmi de, vaktiyle Âd kavminin sÂhip olduğu nîmetlere sÂhip oldular. Ancak onlar da, Âd kavmi gibi gaflet ve dalÂlete duştuler. Âd kavminin helÂkini, azgınlıkları dolayısıyla gelen azÂb-ı ilÂhîden başka bir sebebe bağlayarak gaflet mahmurluğu icinde:
“Âd kavmi, sağlam binÂlar yapmadıkları icin helÂk oldular. Zîr onlar, evleri kumlar uzerine yapmışlardı. Biz ise sağlam kayalar uzerine yaptık. Gelen fırtınalardan herhangi bir zarar gormeyiz…” dediler.
Kendilerine koşkler, saraylar inşÃ‚ ettiler. Taşları oydular, onlara yeni şekiller verdiler. Koşklerini ve saraylarını muhtelif şekillerle tezyîn ettiler. Tevhîd inancını unutup AllÂh ’a ortak koştular ve yapmış oldukları putlardan kendilerine tanrılar edindiler.
HİCBİR KAVİMDE OLMAYAN PUT YAPTILAR Kavmin reisi “Cenda” idi. Âd kavminin dûcÂr olduğu Âkıbetten ibret almayan Semûd kavmi, aralarında istişÃ‚re edip Cenda ’dan kendileri icin hicbir kavimde olmayan bir put yapmasını ric ettiler. Cenda memnun oldu. Dağa cıkıp buyuk bir kayayı yonttular. Bu kayaya goz, sığır goğsu ve at ayağı gibi şekiller verip onu altın, gumuş ve ceşitli mucevherlerle donattılar. Sonra da karşısına gecerek secde ettiler.
Bu putun ardından Semûdlular, kendilerine bir puthane yaptılar. Vedd, Cedd, Hed, Şems, Menaf, Menat, LÂt adında putlar edindiler ve bunlara tapmağa başladılar.
SEMUD KAVMİNİN HELAK OLUŞ SEBEPLERİ Kufurde direndiler ve peygamberleri ile alay ettiler. Kibirlendiler ve azgın nefslerine tÂbî oldular. Kendi goruşlerini, dînin goruşlerinden ustun gorduler. Boylece pey­gamberlerinin dÂvetine kulak asmadılar. Nasîhat dinlemediler. Deveyi katleden dokuz azgın kişiyle beraber oldular. Fesatcı kadınların sozlerine uydular. Kıtar ve Mısta ile birlikte Uneyze ve Muheyy ’nın emri altına girdiler. Fesatcı kadınlara olan bu duşkunlukleri, onları dalÂlete duşurdu. Hayır ehline buğz ediyorlardı. SÂlih -aleyhisselÂm- ’a: “Sen peygamber olmadan evvel başımıza boyle felÂketler gelmezdi!” dediler.
Duny malına aldandılar. Ahidlerini bozdular. Cunku deve mûcizesini talep etmişler ve îmÂn edeceklerine soz vermişlerdi. EmÂnete hıyÂnet ettiler. AllÂh ’ın yuce bir emÂneti olan deveyi, ahidlerine rağmen oldurduler. MÂsiyet ehlinin yaptığı gunÂha rız gosterdiler. Deveyi dokuz kişi oldur­muş, diğerleri de buna mÂnî olmamışlardı. Deve, kimsenin mulkiyetinde değildi. Âdeta bir vakıf malıydı. Sutu, bir sebîl gibiydi. SÂhibi de CenÂb-ı Hak ’tı. Fakat onlar, deveyi oldurerek buyuk bir ih­nette bulunmuş oldular. Dokuz kişinin fesÂdı, haddini iyice aşmıştı. Başkalarının mallarını zorla elle­rinden alıyorlar, kul hakkına tecÂvuzde bulunuyorlardı. Şer odakları hÂline gelmiş­lerdi. Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Nebiler Silsilesi 1, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan