Gonullerin îmÂn guzellikleri ve ahlÂkî fazîletlerle tezyîn edilebilmesi, ancak “kibir ve ucub”dan temizlenmesiyle mumkundur.
Geldiği yeri duşunmeden, gideceği yeri hesÂba katmadan, kendisine turlu nîmet ve imkÂnlar bahşeden AllÂh TeÂl ’nın emirlerine muhÂlefet ile kibre saplanmak, ne hazin bir gaflet ve ne korkunc bir Âhiret sefÂletidir.

Mutekebbir KisrÂları kırıp yerin dibine geciren, zÂlim Kayserleri helÂk fırtınalarıyla savuran, Firavunlara azap denizinin ortasında cÂresizlik ve acziyetin en fecîsini tattıran kibir ve ucbun, bu nevî hazin akıbetlerini hatırdan cıkarmamak îcÂb eder.

Duny ve Âhiret hayÂtına bu derecede zarar veren kibir ve ucub da, diğer menfî temÂyuller gibi -mutlak sûrette değilse de kontrol altına alınarak bertaraf edilebilir. Yeter ki, AllÂh ’ın emir ve nehiylerine lÂyıkıyla gonul verilebilsin. Zîr İslÂm, yalnız kibir ve ucbu değil, benzer butun menfîlikleri bertaraf etmek, musbet temÂyulleri de, geliştirmek husûsundaki recetelerin en mukemmellerine sÂhiptir. Bunların hayata tatbiki icin de, RasûlullÂh -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- ’in numûne-i imtisÂl hÂl ve tavırları, cok zengin bir fiilî kıstaslar deryÂsı teşkîl eder.


Mahmud SÂmi Ramazanoğlu Hazretleri buyurur:

“Şefkatli bir babaya isyan eden evlÂda mecnun derler. Merhametlilerin en merhametlisi olan CenÂb-ı Hakk ’ın emirlerine muhÂlefet eden kişiye ise ne soylense azdır!..”

HARAM GIDA VE GÂFİLÂNE DAVRANIŞLAR NEGATİF ENERJİ VERİR

YÂni AllÂh ’ın rÂzı olacağı bir hayat yaşayabilmek icin, ilÂhî emirleri doğru oğrenmek, bunları tatbik husûsunda AllÂh Rasûlu -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- ’i elden geldiğince taklîde calışmak, ayrıca butun guc ve imkÂnları AllÂh ’ın rızÂsını kazanmaya yonlendirmek şarttır. Bu, işin zÂhirî kısmıdır. Bir de mÂnevî veche vardır. O da, guzel ahlÂk sÂhibi olmak husûsunda, CenÂb-ı Hakk ’a dÂimî bir du ve iltic hÂlinde bulunarak haramlardan korunmaya calışmaktır. ZîrÂ, haram gıd ve gÂfilÂne davranışlar, negatif enerji vermek sûretiyle idrÂki matlaştırır.

Ayrıca, rûhunu tasfiye ederek mÂnen yucelmiş kimselerle berÂber olmaya da dikkat edilmelidir ki, onların rûhÂniyetinden istifÂde edilebilsin. Butun bu mÂnevî olculere riÂyet edildiği takdirde bertaraf edilemeyecek bir menfîlik yoktur.

SÂlih ve sÂdık kimselerle berÂber olmak tedbîri de, fevkalÂde ehemmiyetlidir. Zîr hÂller sÂrîdir. Kişiye, muhabbet duyduğu kimsenin kaderinden musbet vey menfî bir pay isÂbet eder. Bu yuzden kişi, unsiyette bulunduğu insanlara dikkat etmek mecbûriyetindedir. CenÂb-ı Hak Âyet-i kerîmede:

“Ey îmÂn edenler! AllÂh ’tan korkun ve sÂdıklarla berÂber olun!” (et-Tevbe, 119) buyurmaktadır. Cunku sÂdıklarla berÂberlik, onların hÂlleriyle hÂllenmek istikÂmetinde bir rûhî alışveriş imkÂnı sağlar.

Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Ab-ı Hayat Katreleri, Erkam Yayınları.
İslam ve İhsan