
Hacda vekalet nasıl olur? Farz olan haccın vekalet şartları.İbadetler yalnız bedenle, yalnız mal ile veya hem beden hem de mal ile yapılanlar olmak uzere uce ayrılır.
Hangi şekilde yapılırsa yapılsın, yapılan bir ibadetin sevabı başkasına bağışlanabilir. Kendisine sevap bağışlanan kişi de bundan yararlanır.
İBADETLERDE VEKALET Başkası adına, onun yerine ibadet yapılıp yapılamayacağı, şayet yapılabilirse, bununla o kişinin yukumlu olduğu farz ve vÂcip ibadetlerin sorumluluğunun duşup duşmeyeceği hususuna gelince:
1- Namaz, oruc, itikÂf gibi sadece bedenle yapılan ibadetlerde vekÂlet mutlak olarak cÂiz değildir. Hic kimse başkası adına, onun yerine oruc tutamaz, namaz kılamaz. Bu tur ibadetlerin vekÂleten yapılması ile yukumlunun sorumluluğu kalkmaz.
2- ZekÂt, kurban, sadaka gibi yalnız mal ile yapılan ibadetlerde vekÂlet, mutlak olarak cÂizdir. Bir kimse zekÂtını bizzat verebilecegi gibi, kendi adına vermek uzere başkasını vekil de edebilir.
3- Hac gibi hem bedenî hem de malî ibadetlerde ise, yukumlunun bizzat edadan aczi halinde vekÂlet cÂizdir; aksi halde cÂiz değildir. Olum, yaşlılık, devamlı hastalık, kadınların birlikte yolculuk yapacak mahremlerinin bu- lunmayışı gibi sebeplerle bizzat haccedemeyecek kimselere vekÂleten yapılan hac, onlar adına yapılmış olur. Bu durumdaki kimselerden, uzerlerine hac farz olmuş olanların, bedel gondererek vekÂleten hac yaptırmaları gerekir. VekÂleten yapılan hac ile bunların hac borcları eda edilmiş sayılı
Uzerlerine hac farz olduğu halde, kendileri haccetmedikleri gibi, bedel de gondermeden vefat eden kimselerin ise, kendi yerlerine haccetmek uzere bedel gonderilmesini vasiyet etmeleri gerekir. Bıraktıkları mirasın ucte biri, bedel gonderilecek kişinin masrafını karşıladığı halde, mirascılar bedel gondermezlerse, Allah katında sorumlu olurlar. Mirasın ucte biri bedelin masrafını karşılamazsa veya olenin bu konuda vasiyeti yoksa, mirascılar bedel gondermekle sorumlu olmazlar. Ancak, vasiyet olmasa veya mirasın ucte biri bedel gondermeye yetmese bile, mirascılar masrafını kendileri karşılayarak onun adına hacceder veya ettirirlerse, yukumlunun hac borcu odenmiş olur. Rivayet edil- diğine gore Has‘am kabilesinden bir kadın Peygamberimiz ’e gelerek, babasının binek uzerinde duramayacak kadar yaşlı olduğunu soylemiş ve kendisinin onun adına haccedip edemeyeceğini sormuş, Peygamberimiz de buna izin vermiştir (BuhÂrî, “Hac”, 1; Muslim, “Hac”, 407).
ŞÃ‚filer'e gore ise, uzerine hac farz olduğu halde, haccetmeden vefat eden kişinin, bu konuda vasiyeti olmasa ve mirasının ucte biri hac masrafını karşılamasa bile, mirascılar mirasın tamamı ile, onun adına haccetmek veya ettirmekle yukumludur. Cunku Hz. Peygamber haccı diğer kul borclarına benzetmiş ve Allah hakkının odenmeye daha lÂyık olduğunu ifade etmiştir (BuhÂrî, “CezÂu's- sayd”, 22). Kendisine hac farz olduğu yıl, hac icin yola cıkan fakat haccedemeden vefat eden kişinin bedel gonderilmesini vasiyet etmesi gerekmez ise de uzerine hac farz olduğu yıl haccetmeyip, daha sonra hac yolculuğuna cıkan kişi haccetmeden vefat ederse, yerine bedel gonderilmesini vasiyet etmesi gerekir. Bu durumda bedel, Ebû Hanîfe'ye gore bu kişinin memleketinden, Ebû Yûsuf ve İmam Muhammed'e gore ise, vefat ettiği yerden gonderilir.
FARZ OLAN HACCIN VEKALET ŞARTLARI Farz olan haccın bedel tarafından yapılan hacla eda edilmiş sayılabilmesi icin:
1- Adına haccedilecek kişi vefat etmiş veya yaşlılık, iyileşme umidi olmayan hastalık, kadının birlikte yolculuk yapacağı mahreminin bulunmaması gibi sebeplerle, bizzat haccetmekten devamlı olarak Âciz olmalıdır. Bizzat haccetmekten devamlı olarak Âciz olduğu konusunda galip zan bulunan kişi, adına vekÂleten haccedildikten sonra haccedebilecek hale gelse bile, vekilin yaptığı hacla borcu odenmiş olur. Fakat acz hÂli gecici olan veya bizzat haccedebilecek durumda olan kişi adına vekÂleten yaptırılan hac nÂfile olur; ayrıca kendisinin haccetmesi gerekir.
2- Adına haccedilecek kişiye hac, onceden farz olmuş olmalıdır.
Uzerine hac farz olmayan kişi adına vekÂleten yapılan hac nÂfile olur. Bu kişiye daha sonra hac farz olursa, bizzat haccetmesi, hac etmekten aciz olması halinde ise, tekrar bedel gondermesi gerekir.
3- Bedel gonderilecek kişi musluman, akıllı, ergenlik cağına ulaşmış veya mumeyyiz olmalıdı Henuz buluğa ermemiş mumeyyiz cocuk, bedel olarak başkası adına haccedebileceği gibi kadının da başkası adına vekÂleten haccetmesi cÂizdir. Hanefîler'e gore bedel gonderilecek kişinin, daha once haccetmiş olması efdal ise de şart değildir. ŞÃ‚fiî ve Hanbelîler'e gore, vekilin daha once haccetmiş olması gerekir.
4- Vekil, ihrama girerken sadece gonderen adına niyet etmelidi Vekil kendisi icin de niyet eder veya birkac kişiden vekÂlet alıp her biri icin niyet ederse, kendi adına haccetmiş olur, aldığı paraları iade etmesi gerekir.
5- Vekil icin ucret şart koşulmamalıdır. Cunku hac ibadettir. İbadetler ucretle değil ancak Allah'ın rızÂsını kazanmak icin yapılır.
Vekil hacla ilgili masrafları icin kendisine verilen parayı israf etmeden ve aşırı kısmadan, normal şekilde harcar. Artan miktarı donuşunde iade eder. Bunun geri alınmayıp hediye olarak vekile bırakılmasında bir sakınca yoktur.
6- Bedel gonderilen kişinin hac masrafı, gonderen tarafından karşılanmalıdır.
Başkası adına, kendi parasıyla hacceden kişi, kendisi icin haccetmiş olur. Bu haccın sevabını başkasına bağışlayabilirse de bununla o kimsenin uzerindeki hac borcu odenmiş olmaz. ŞÃ‚filer'e gore odenmiş olur.
7- Adına haccedilen kişi, kendisi icin haccetmesini vekilden istemiş olmalıdır.
İzin veya vasiyeti olmadan, bir kimse adına başkası tarafından yapılan hac ile, o kimse uzerindeki hac borcu duşmez. ŞÃ‚filer'e gore duşer.
8- Vekil, haccı bizzat kendisi yapmalıdır.
Hastalık, tutuklanma gibi bir mazeretle gonderenin bilgi ve izni dışında, vekil gorevi başkasına devrederse, aldığı parayı iade etmesi gerekir. Ancak bu konuda yetkili kılınmışsa, yerine başkasını vekil edebilir.
9- Vekil, gonderenin isteğine uymalı, onun istediği haccı yapmalıdır.
İfrad haccı istenildiği halde, vekil temettu‘ haccı yaparsa, gonderen adına değil, kendi adına haccetmiş olur, aldığı parayı iade etmesi gerekir. İfrad haccı istenildiği halde, kırÂn haccı yaparsa, Ebû Hanîfe'ye gore hukum yine aynıdır. Ebû Yûsuf ve İmam Muhammed'e gore ise, istihsanen gonderen adına haccetmiş sayılır. Gonderen, ifrad, temettu‘ veya kırÂn haccından birini ismen belirtmeksizin, sadece "hac yapılmasını" istemişse, ifrad haccı istemiş olduğu kabul edilir. Ancak "dilediğini yap" gibi bir ifade ile secimi vekile bırakmışsa, vekil dilediği haccı yapabilir.
10- Adına haccedilmesini vasiyet eden kişi, sarfedilecek paranın miktarını ve vekilin nereden gonderileceğini belirlemişse, buna uymak Şayet belirlememişse, vasiyet edilen para veya mirasın ucte biri yeterli ise, vekil adına haccedilecek kişinin memleketinden, yeterli değilse yettiği yerden gonderilir.
11- Vekil, gonderen adına yapılacak menÂsiki tamamlamadıkca kendisi icin umre yapmamalıdır.
İster hac, ister umre icin gonderilmiş olsun, vekil ancak gonderen adına yapılacak menÂsiki tamamladıktan sonra, kendisi icin umre veya hac yapabilir. Aksi halde yolculuğu kendi adına yapmış sayılacağından aldığı parayı iade etmesi gerekir.
12- Vekil, yuruyerek değil, vasıtaya binerek haccetmelidir. Vasıta ucretini kendisine alıkoymak icin, yuruyerek haccederse, kendisi adına haccetmiş olur.
Başkası adına yapılacak nÂfile hac icin, vekilin musluman, akıllı ve mumeyyiz olması, adına haccettiği kişi icin ihrama girmesi ve haccı ucret karşılığı yapmaması şartları yeterlidir. Başkası adına hacceden vekil, haccı ifsat ederse aldığı parayı iade eder. İradî olarak işlediği cinayetler icin odenecek fidye ve ceza kurbanlarının bedellerini kendisi karşılayacağı gibi, gonderenin izniyle bile olsa, temettu‘ veya kırÂn haccı yaptığı takdirde, kırÂn ve temettu‘ hedylerini de kendi parasıyla keser. İhsÂr kurbanı ise, gonderenin parasından kesilir. Cunku bunda vekilin kusuru ve dahli yoktur.
Kaynak: İslam İlmihali 1, TDV Yayınları
İslam ve İhsan
VEKALETEN HAC NEDİR, NASIL YAPILIR?