Kelime olarak “İhram”, haram kılmak demektir. Normal durumlarda yapılması dinen yasaklanmamış olan bazı iş ve davranışların, hac ve umre yapacak kişiler icin belli bir sure yasak kılınması anlamına gelir. Soz konusu yasaklar, umreye niyet edip ihrama girmekle başlarİhrama girmek, en başta tum dunyevî ayrıcalıklardan soyunmayı ve butun insanlarla eşitlenmeyi simgeler. İhrama giren kişi, bu hareketiyle makam-mevki, mal-mulk, sosyal ve ekonomik statu gibi tum ayrıcalıkları bir kenara bıraktığını, dunyaya ait ne varsa hepsini terk etmeye hazır olduğunu gostermektedir.
Allah katında herkesin eşit olduğunu sembolize eden iki basit giysiye burunmuş olarak ihramlı, sanki oldukten sonra dirilişteki toplanma alanına yurumektedir. Artık orada ne malı vardır, ne mulku, ne makamı vardır, ne mevkii. Yanında yalnızca o zamana kadar işledikleri kalmıştır. Kacınılmaz olarak o zamana kadar işlediklerinin sonuclarıyla karşılaşacaktır. Kişi bu hÂliyle, yalın ve yalnız bir şekilde tek başı-na sadece Rabbine kul olduğunu artık daha rahat gorebilir. Boyle bir durumda onu değerli kılacak tek şeyin, Rabbine ve O ’nun koyduğu değerlere bağlılık olduğunun bilincine varabilir.
O ana kadar kıymet olcusu olarak bildiği her şey; servet, makam, milliyet, cinsiyet, beşerî ustunlukler olarak ne varsa hepsi ihramın rengi icinde erir. Renksiz, dikişsiz, rozetsiz, bayraksız bu elbise, kişiyi dunyevî butun guc ve imkÂnlardan soyutlar. İşte bilincli bir kişi, bu diriliş senaryosunu ya-şamak suretiyle bundan sonraki hayatında gercek dirilişe daha iyi hazırlanma sozunu verir kendi kendine ve ruhunda kalbî bir dirilişi gercekleştirir.
KÂbe ’de arzu edilen ruhî yenilenmeyi sağlayabilmek icin, ihrama girerken yalnızca elbiseleri değil, kişi, icindeki her turlu manevî kir ve pası, ruhuna yuk teşkil eden butun ağırlıkları da sokup atmalıdır. Tum dunyalık kaygıları bir tarafa bırakıp ruhunu arındırmaya tam anlamıyla yoğunlaşmalıdır. Elbiselerini cıkarıp beyaz iki parca beze burunurken o gunekadar icine sıkıntı veren, gonlunu rahatsız eden, kalbine ağır-lık veren ne varsa hepsinden soyunmalı ve kutsal iklime oyle girmelidir.
Aslında ihram, sadece zahirî bir kıyafet değişikliği değil, insanın yaşama ve davranış biciminin koklu bir değişikliğe uğramasına yol acması gereken bir eylemdir. Nitekim ihramlı kişi, bu kıyafeti taşıdığı sure icinde başka zamanlarda kendisine meşru olan bir dizi davranıştan uzak durmak zorundadır. Bu program dışı hayat, kişinin gecici kaygı, alışkanlık ve bağımlılıklarından kurtulmasına ve kendisiyle hesaplaşmasına imkÂn tanıyan onemli bir fırsattır.
İhram yasaklarındaki espriyi doğru anlamak gerekmektedir. Bu, sadece Muslumanlara veya insanlara karşı değil, canlı ve cansız hemen hicbir şeye zarar vermeme bilinci vermeye yonelik bir uyarı eğitimidir. Hayvanlar, bitkiler ve hatta Allah ’ın mu ’minlere bahşettiği butun tabiat ve cevre dokunulmaz bir sit alanıdır ihramlı icin artık. Hicbir kimseye, hicbir şeye zarar vermeyeceksiniz; bir otu, ciceği bile koparamayacaksınız, kuşu dahi korkutmayacaksınız.
İhramın bu soylenenlere benzer pek cok hikmeti dile getirilmektedir. Onemli olan boyle bir bilincle ihrama girebil-mektir. Boyle bir bilince sahip olmadan veya bu doğrultuda bir bilince erişme amacı taşımadan ihrama girmek, ihramla hedeflenen gayelerin gercekleşmesine yardımcı olmaz.
Kaynak: Dr.Ekrem Keleş, Umre Rehberi, Diyanet İşleri Başkanlığı
İslam ve İhsan