Tavafın vacipleri nelerdir? TAVAFIN VÂCİPLERİ Tavafın vacipleri sekiz tanedir.
1. Tavafı abdestli yapmak
Tavaf yapan kişinin abdestsiz, cunup, Âdetli ve loğusa olmaması gerekir.
Peygamberimiz (s.a.s.) Mekke'ye geldiklerinde ilk iş olarak abdest almış, sonra da KÂ'be'yi tavaf etmiş,[1] Âdetli olan eşi Hz. Aişe'ye,
“Hac yapan kimsenin her yaptığını yap, sadece KÂ'be'yi ta­vaf etme”[2] buyurmuştur.
Tavaf esnasında abdesti bozulan kişinin tavafı bırakıp abdest alarak kaldığı yerden tavafa devam eder, dilerse tava­fı yeniden yapabilir.
Tavafı abdestsiz, cunup, loğusa veya adetli olarak ya­pan kimse henuz Mekke'den ayrılmamış ise bu tavafı yeni­den yapar. Tavafı yeniden yapmadan mîkÂt sınırlarının dışı­na cıkarsa ceza gerekir.
Şafiî, Malikî ve Hanbelî mezheplerine gore tavaf eden kim­senin cunup, Âdetli ve loğusa olmaması ve abdestli bulunması tavafın vacibi değil tavafın gecerli olmasının şartıdır. Dolayı­sıyla abdestsiz ve cunup kimse ile Âdetli ve loğusa olan hanım­ların yaptıkları tavaf gecerli olmaz. Bu eksikliğin ceza ile telafi edilmesi mumkun değildir. Mutlaka tavafın yeniden yapılması gerekir.
Malikî mezhebine gore kadının Âdet doneminde iki kana­ma arasındaki kesinti suresi temizlik hali sayılır. Dolayısıyla bu durumdaki kadının bu ara surede gusledip ibadetlerini yap­ması gerekir. Buna gore ziyaret tavafını ozel hali nedeniyle ya­pamayan ve Mekke'den ayrılmak zorunda kalan bir kadın, ara­da kesinti olması halinde gusledip ziyaret tavafını yapabilir ve her hangi bir ceza da gerekmez. [3]
Temettu haccı yapmak uzere umre ihramına girdikten sonra Âdet gorduğu icin umre tavafını yapamayan ve Ara­fat'a cıkma zamanına kadar temizlenemeyen kadın, um­resini iptal eder, hac ihramına girer ve Arafat'a gider. Bu durumda yaptığı hac ifard haccı olur. Hac menÂsikini ta­mamladıktan sonra, iptal ettiği umresini kaza eder ve ceza olarak bir dem keser.
Şafiî, MÂlikî ve Hanbelî mezheplerine gore bu durumda­ki bir kadın, umresini iptal etmez, kıran haccına niyet eder ve vakfesini yapmak uzere Arafat' a gider. Arafat donuşunde hac ve umre niyetiyle bir tavaf ve bir sa'y yapar.[4]
2. Tavafı Avret Mahalli Ortulu Olarak Yapmak
Tavaf esnasında kadın ve erkeklerin avret yerlerini ortulu tutmaları gerekir. Cahiliyyet doneminde insanlar,
KÂ'be'yi cıplak olarak tavaf ederlerdi. Resulullah (s.a.s.), KÂ'be' nin cıplak olarak tavaf edilmesini men etmiştir:
“Bu yıldan sonra hicbir muşrik haccetmez, KÂ'beyi hicbir cıplak kimse tavaf etmez.” [5]
Dolayısıyla veda ve ziyaret tavaflarını avret yerleri acık olarak yapan kimsenin, tavafı yeniden yapması gerekir. Ye­niden yapmazsa dem gerekir.
İmam Muhammed'e gore nafile tavafı avret yeri acık olarak yapan kimse, bu tavafı Mekke'de iken yeniden yap­ması daha uygundur. Ancak yeniden yapmayıp memleketi­ne donerse sadaka vermesi gerekir.
Şafiî mezhebine gore tavaf esnasında kadın ve erkeklerin avret yerlerinin ortulu olması, tavafın gecerlilik şartlarından biridir. Tavaf yapmakta olan bir kimsenin kendi kusur ve ihma­li sebebiyle avret yeri acılırsa, tavafın avret mahalli acık olarak yapılan kısmı gecersiz olur, gecersiz yapılan kısmın yeniden yapılması gerekir. Fakat kendi kusur ve ihmali olmaksızın av­ret yeri acılır ve hemen ortunurse tavafı bozulmaz.[6]
3. Teyamun
Teyamun” sağdan yapmak demektir. Hacer-i Esved'in bulunduğu koşe KÂ'be'nin sağ tarafı kabul edilir. Dolayısıy­la tavaf, KÂ'be'nin sağından, sol omuz KÂ'be'ye donuk ola­rak yapılır.
4. Tavafın İlk Şavtına Hacer-i Esved'in Hizasını Gecmeden Başlamak
Tavaf edecek kimsenin, tavafa Hacer-i Evsed'in hizası­nı gecmeden başlaması vaciptir. Hacer-i Esved'in hizasını gectikten sonra tavafa niyet ederse bu şavt gecerli olmaz.[7]
5. Tavafı Yuruyerek Yapmak
Gucu yetenlerin tavafı yuruyerek yapmaları vaciptir. Dinen gecerli bir mazereti olmaksızın tekerlekli sandalye ve benzeri araclarla yapılan tavaf gecerli olmaz, bu tavafın ye­niden yapılması gerekir. Yapılmadığı takdirde dem gerekir. Fakat gecerli bir mazeret varsa tavaf, sandalye ve benzeri bir aracla yapılabilir.
Yuruyemeyecek kadar hasta, topal, koturum ve yaşlı olmak dinen gecerli olan mazeretlerdir.
Şafiî mezhebine gore, tavafın yuruyerek yapılması vacip değil, sunnettir.[8]
6. Tavafı Hatim'in Dışından Yapmak
Tavafın Hatîm'in dışından yapılması vaciptir. Hatim'in icinden yapılan şavt gecerli olmaz, yeniden yapılması gere­kir. Cunku hatimin cevrelediği alan KÂ'be'den sayılmaktadır. Bunu Hz. Aişe'nin rivayet ettiği şu hadisten anlamaktayız:
“Peygamber (s.a.s.)'e sordum:
Hatim KÂ'be'den midir?
Evet, KÂ'be'dendir, dedi.
Oyle ise neden KÂ'be'ye dahil etmediler? Dedim.
Kavmin (Kureyşliler) KÂ'be'yi yeniden inşa sırasında Hatimi de icine alacak kadar geniş yapmak icin yeterli parayı bulamadı, dedi.
KÂ'be'nin kapısı neden yuksekte kalmış ? Dedim.
Kavmin dilediği kimselerin KÂ'be'ye girmelerine izin ver­mek, istemediği kimselere de engel olmak icin boyle yaptı. Kureyş, cahiliyet donemini henuz geride bırakmış olmasalardı ve itiraz edeceklerinden cekinmemiş olsaydım Hatim'i KÂ'be'ye da­hil eder ve KÂ'be'nin kapısını da yer seviyesine indirirdim dedi.[9]
7. Tavafı Yedi Şavta Tamamlamak
Ziyaret, veda ve umre tavaflarının ilk dort şavtını yap­mak farz, tavafı yedi şavta tamamlamak ise vaciptir.
Şafiî, Malikî ve Hanbelî mezheplerine gore tavafın yedi şavta tamamlanması farzdır.
8. Tavaf Namazı Kılmak
Her tavaftan sonra iki rekat tavaf namazı kılınır. Bu na­mazın birinci rekatında fatiha'dan sonra KÂfirun, ikinci re­katında ise İhlas suresi okunur. Namazdan sonra şu duanın okunması mustehaptır:
“Allah'ım! Burası senin beldendir. Şu da Mescid-i Haram ve saygın evindir. Ben de senin kulunum ve kulunun cocuğuyum. Buraya Senin rızanı kazanmak icin geldim. Sen de bunu bana lutfettin. Beni bağışla ve bana merhamet et. Şuphesiz sen her şeye gucu yetensin.”
Tavaf namazı tavafın vacibi değil mustakil bir ibadettir. Bu sebeple terkinden dolayı dem gerekmez. Ancak bu na­mazı kılmayan kimse, gunahkÂr olur.
Malikî mezhebine gore tavaf namazını kılmayan kimseye dem gerekir.
Şafiî ve Hanbelî mezheplerine gore tavaf namazı k ılmak sunnettir.
Tavaftan sonra eğer kerahet vakti değilse bu namaz, geciktirilmeksizin Makam-ı İbrahim'in arka tarafında kı­lınır. Ancak izdiham varsa tavaf yapanlara engel olmamak icin Mescid-i Haram'ın her hangi bir yerinde kılınması daha uygun olur. Bu namaz her hangi bir sebeple Mescid-i Haram'da kılınamazsa Harem dışında da kılınabilir.
Şafiî mezhebine gore tavaf namazı kerahet vaktinde de kılınabilir.[10]
Hanefî ve Malikî mezheplerine gore tavaf namazı kıl­madan iki tavafı peş peşe yapmak mekruhtur.[11]
Şafiî, ve Hanbelî mezheplerine gore tavaf namazı k ılmadan iki tavafı peşpeşe kılmakta bir sakınca yoktur.[12]
Dipnotlar:
[1] BuhÂrî, Hac, 62. III, 162-163
[2] BuhÂrî, Hayz 1. I, 77.
[3] MÂlik b. Enes, el-Esbahî, el- Mudevvenetu'l- KubrÂ, I, 171. Beyrut, 1999, KinÂnî, II, 767. Vehbe ez-Zuhaylî, el-Fıkhu'l-İslamî ve Edilletuh, I, 610. Di- maşk, 1997.
[4] Tirmizî, Hac, 102. III, 83-84.
[5] BuhÂrî. Hac, 67, II, 164.
[6] Nevevî, el-Mecmu', VIII, 21.
[7] KÂsÂnî, II, 130; Abdulğanî el-Mekkî, 169.
[8] Nevevî, el-Mecmu', VIII, 37. Delil olarak şu rivayeti esas almışlardır: Hz. Aişe validemiz, “Resulullah (s.a.s.) veda haccında KÂbe ’yi deveye binmiş vaziyette tavaf etti. Elindeki sopasıyla da Hacer-i Esved'i istilam ediyordu” demiştir (NesÂî, MenÂsik, 140. V, 224.)
[9] BuhÂrî, Hac, 42, II, 156.
[10] bk. Nesai, Mevakit, 41. I, 284
[11] Nevevî, el-İzah, s. 246.
[12] KinÂnî, II, 853-860; Nevevî, el-Mecmu' , VIII, 72-73.
Kaynak: Diyanet Hac İlmihali
İslam ve İhsan