
Ziyaret eden kimse, Medine ’de kaldığı surece bu mubarek beldenin azameti, İslamiyet acısında taşıdığı onem, Hz. Peygamber (s.a.s.) ’in hayatındaki yerini daima goz onunde bulundurur. Kainatın Efendisinin hicret yurdu olan bu topraklarda onun yaşadığı ornek hayatın hatırasını yaşamaya calışır. Vahyin indiği bu yerlerde Resulullah ’ın dolaştığı, belki de şu anda bulunduğu yerde Kainatın Efendisinin de bulunmuş olduğunu duşunur ve onunla aynı havayı solumanın hazzını tadar.
Mumkun mertebe beş vakit namazı Mescid-i Nebevi ’de kılmaya ve imkan oldukca oruclu bulunmaya gayret eder, bu mustehaptır. Her fırsatta tasaddukta bulunur. Boyle bir fırsatın bir daha ele gecemeyeceği duşuncesi ve bilinci ile hareket eder.
Medine ’de bulunan mubarek mekanlar ziyaret eder. Medine ’den ayrılma vakti gelen ziyaretci, Mescid-i Nebi ’de iki rekat namaz kılar, dilediği gibi dua eder. Resululah ’ın kabrinin yanına gelerek yukarıda zikredilen duaları okur, arzu ettiği başka dualar yapar, bu mekanlara yeniden ulaşmayı Allah ’tan diler. Mescitten ayrılırken;
“Allah ’ım! Resulunun haremine yaptığım bu ziyareti son ziyaretim kılma. Mekke ve Medine haremlerine yeniden kolaylıkla gelmemi sağla. Dunya ve ahirtette afiyet icinde olmayı ve bağışlanmayı bana nasip et ve bizi ailelerimize guvenlik icinde ve bol kazanclı kimseler olarak dondur” diye dua eder.
KAYNAK: Diyanet Hac İlmihali, DİB Yayınları, 2013, Ankara
İslam ve İhsan