
İhram nedir? İhramın rukunleri nelerdir? Harem bolgesine ihramsız girmenin cezası nedir? İhramlıya yasak olan ve olmayan şeyler nelerdir? İhram hakkında ayet ve hadisler.İhram sozlukte; “haram kılmak, kendini mahrûm etmek, saygı duyulacak yer ve zamana girmek ve bunlara saygı duymak” anlamlarına gelir. Bir hac terimi olarak şoyle tarif edilebilir: Hac veya umre yapmaya niyet eden kişinin, diğer zamanlarda mubah olan bazı fiil ve davranışları, hac veya umrenin sonuna kadar kendisine haram kılmasıdır. Namaz ibadeti “tahrîme” denilen “başlama tekbiri” ile başladığı gibi, hac ibadeti de aynı kokten gelen “ihram” sureci ile başlar. İhrama girmek bir ceşit “hacca başlama tekbiri” dir. Bununla, hac veya umre dışında yapılması mubah olan bazı şeyler haram hale gelir. Kotu soz ve davranışları bırakma, kılık-kıyafet, cinsel hayat, avlanmak ve cevredeki bitki ortusuyle ilgili olmak uzere başlıca beş grupta toplanabilen “ihram yasakları” nın ihlĂ‚li, yasağın ceşidine gore değişen cezaları gerektirir. Kurban kesmek, sadaka vermek ve oruc tutmak bunlar arasındadır.
Hanefîlere gore, ihrĂ‚m haccın ruknu değil şartıdır. Bu da niyet ve telbiye ile gercekleşir. Hac veya umreye yahut her ikisine niyet etmek ve Allah icin telbiye getirerek ihrĂ‚ma girmekle bu ibĂ‚detin sureci başlamış olur.
İHRAMIN RUKUNLERİ Hanefîlere gore ihramın niyet ve telbiye olmak uzere iki ruknu vardır. Bunlardan birini terk eden kimse ihrama girmiş olmaz. Diğer uc mezhebe gore ise ihrama girmiş olmak icin sadece niyet yeterlidir.
1) Niyet: Niyet, hac veya umre yapmaya karar vermek, hangisini yapacaksa onu belirlemekle olur. Niyeti dil ile soylemek mustehaptır. Niyet herkesin kendi ana diliyle yapılabilir. Nitekim Hz. İbrahim ve oğlu İsmail (a.s) KĂ‚be ’yi inşa ederken “Bunu bizden kabul buyur, şuphesiz sen her şeyi işitensin, bilensin.”[1] diye dua etmişlerdi. Hac ve umrenin suresi uzun olduğu icin “kolaylaştırma” istenir. Namaz gibi ibadetler kısa sureli olup boyle bir duayı gerektirmez.
Hac ve umre menĂ‚siki ihrama girmekle başlar. MîkĂ‚t yerinde boy abdesti veya namaz abdesti aldıktan sonra, kerĂ‚het vakti değilse iki rekĂ‚t ihram namazı kılınır. Bu namazın ilk rekĂ‚tında FĂ‚tiha ’dan sonra “KĂ‚firûn”, ikinci rekĂ‚tında ise “İhlĂ‚s” sûrelerini okumak daha faziletlidir. Bundan sonra, yalnız hac (ifrad haccı) yapacak olan kişi, “Allahumme innî urîdu ’l-hacce, fe yessirhu lî ve tekabbelhu minnî” (Allah ’ım! Senin rızan icin hac yapmak istiyorum. Onu bana kolay kıl ve benden kabul eyle) diye sadece hacca niyet eder. Temettu ’ haccı yapacak kimse ise, “Allahumme innî urîdu ’l-umrete fe yessirhĂ‚ lî ve tekabbelhĂ‚ minnî” (Allah ’ım! Senin rızan icin umre yapmak istiyorum. Onu bana kolay kıl ve benden kabul eyle) diye niyet eder. Arafat ’a cıkmadan once, Mekke ’de hac icin ihrama girerken de yukarıdaki gibi hacca niyet eder. Kıran haccı yapacak kimse ise umre ve haccı tek ihramla ve birlikte yapacağı icin şoyle niyet eder: “Allahumme innî urîdu ’l-umrete ve ’l-hacce, fe yessirhumĂ‚ lî ve tekabbelhumĂ‚ minnî” (Allah ’ım! Senin rızan icin umre ve hac yapmak istiyorum. Bunları bana kolay kıl ve benden kabul eyle.)
Bir kimse KĂ‚be ’yi ve cevresindeki kutsal yerleri ziyaret icin niyet edip, ihrama girdiği sırada, hacca mı yoksa umreye mi yahut her ikisine birden mi niyet ettiğini kalp ve dili ile belirlemese bile, Hanefîlere gore bu kişinin ihramı gecerli olur. Boyle bir kişinin tavafa başlamadan once, yapacağı ibadetin hac mı yoksa umre mi olduğunu belirlemesi yeterlidir. Boyle bir belirleme yapmadan tavafa başlarsa, umre icin ihrama girmiş sayılır. Tavaf yapmadan, Arefe gunu doğrudan Arafat ’a cıkarak “vakfe” yapsa, bu ihramı hac icin olur ve yapacağı hac da “ifrad haccı” olur.
ŞĂ‚fiîler ’e gore ise bu durumda, hac ve umre ile ilgili menĂ‚sikten herhangi birine, meselĂ‚ tavafa başlamadan once niyetteki belirsizliğin giderilmiş olması gerekir. Aksi durumda yapılan menĂ‚sik, hac veya umre olarak değer kazanmaz. Cunku bir ibadet ancak niyetle yapılırsa gecerli olur.
Ebû Hanîfe ve Ebû Yûsuf ’a gore, farz haccını ifa etmeyen kimse, nĂ‚file hacca niyet etse, bu haccı nĂ‚file olur. Nitekim başkası yerine hacca veya adak haccına niyet etmek de farz haccını etkilemez, niyet ettiği haccı yapmış olur. İmam Muhammed ve ŞĂ‚fiî ’ye gore ise, bu durumda nĂ‚file niyetle yapılacak hac farz yerine gecer.[2] Delil, haccı, Ramazan ayında nĂ‚file oruca niyet etmeye kıyastır. Nitekim Ramazan ayında nĂ‚file oruca niyet edilse bile, tutulacak oruc Ramazan orucu sayılır.
2) Telbiye: Hac veya umre surecinin başlama anını belirleyen, belirli sozlerin soylenmesinden ibarettir. Telbiye, bir ceşit namazdaki iftitah tekbiri yerindedir. Hz. Peygamber ’in telbiyeyi iki rekĂ‚t ihram namazı kıldıktan sonra yaptığı nakledilir.[3]
Yukarıdaki şekilde uygun niyetten sonra şu telbiye getirilir:
“Lebbeyk, Allahumme lebbeyk. Lebbeyke lĂ‚ şerîke leke lebbeyk. İnne ’l-hamde ve ’n-ni ’mete leke ve ’l-mulke, lĂ‚ şerîke lek.”[4]
Anlamı: “Cağrına uyarak sozum ve ozumle geldim Allah ’ım, emrin baş ustune. Cağrına uyarak sozum ve ozumle geldim ey hicbir ortağı olmayan sen! Emrin baş ustune. Hamd senin, nimet senin, mulk de senin. Yoktur senin hicbir ortağın.”
Niyet ve telbiyenin Farsca, Turkce veya başka bir dilde yapılması mumkun ve caizdir.[5]
Telbiyeyi ihrama girerken en az bir defa soylemek gereklidir. Ancak bu gereklilik bizzat telbiye sozcuklerini soylemek değil, Allah ’ı yuceltmek (ta ’zîm) icin soylenen sozu ifade eder. Hz. Âişe ’nin bir soru uzerine, “İhram ’a ancak tehlîl ve telbiye ile girilir.”[6] dediği nakledilmiştir. Tehlîl, kelime-i tevhîdi soylemek, yani “LĂ‚ ilĂ‚he illallah” (Allah ’tan başka hicbir ilĂ‚h yoktur) demektir.
Hanefîlere gore bir kimse mîkĂ‚tta niyet ederek telbiye getirince ihrĂ‚ma girmiş olur. Yolun iniş cıkışlarında, yol arkadaşlarıyla karşılaşmalarda, seher vaktine, yani gecenin son altıda birine ulaşıldığında ve namazlardan sonra cokca telbiye getirmek ve zaman zaman sesi yukseltmek mustahaptır. Tavaf ve sa ’y yaparken telbiye getirilmez. Kadınlar gerek telbiye gerekse diğer dua, zikir ve tesbihlerde seslerini fazla yukseltmezler.
Telbiye, MĂ‚likîler dışında coğunluğa gore, kurban bayramının birinci gunu Akabe cemresine ilk taşın atılmasıyla kesilir. Cunku Hz. Peygamber boyle yapmıştır.[7] Umre yapan ise tavafa başlayınca telbiyeyi keser.
Hanefî ve MĂ‚likîler ’e gore, henuz hac ayları başlamadan da ihrama girilebilir. Cunku onlara gore ihram haccın ruknu değil sıhhat şartıdır. Diğer ibadetlerde olduğu gibi şartın yerine getirilmesi icin vaktin girmesi gerekmez.
ŞĂ‚fiîler ’e gore ise ihram şart değil rukun sayıldığı icin, hac aylarından once ihrama girilemez. Hac aylarından once girilecek bir ihram, umre ihramı olarak gecerli olur. Cunku umre icin belli bir vakit olmadığı icin her zaman ihrama girilebilir.
HAREM BOLGESİNE İHRAMSIZ GİRMENİN SONUCLARI Hanefî ve MĂ‚likîler ’e gore ne maksatla olursa olsun, mîkĂ‚t sınırları dışından gelerek, Harem bolgesine, meselĂ‚ Mekke ’ye gidecek olan ÂfĂ‚kîler ’in, mîkĂ‚t sınırını gecmeden ihrama girmeleri gerekir. Cunku ihram, bu kutsal yere saygı icin vĂ‚cip kılınmıştır. Bu konuda hac veya umre icin gelenlerle, ticaret, ziyaret veya tedavi gibi başka maksatlar icin gelenler arasında bir fark yoktur. Bunlar hac veya umre yaptıktan sonra ihramdan cıkarlar.
Mîkat sınırını normal giysileriyle gecen kimse, bir gun veya bir gece bu şekilde kalırsa, bir gun sureyle ihram yasağını ciğnemiş sayılır, yeniden mîkate donerek ihrama girmezse, kurban cezası gerekir.
ŞĂ‚fiîler ’e gore ise, hac ve umre kastı olmaksızın uzaklardan gelenlerin (ÂfĂ‚kîler) Harem bolgesine ihramlı olarak girmeleri vĂ‚cip değil mustehap hukmundedir. Hıl bolgesi halkı hac veya umre yapmayacakları zaman, Harem bolgesine ihramsız girip cıkabilirler. Harem bolgesinde bulunanlar, ister Mekkeli isterse uzaklardan gelenlerden olsun, Hıl bolgesine, meselĂ‚ Arafat veya Cidde ’ye gittiklerinde, Harem bolgesine ihramsız donebilirler.
Doğrudan Harem bolgesine gitme kastı olmaksızın Hıl bolgesindeki herhangi bir yere, meselĂ‚ Cidde ’ye gidecek olan ÂfĂ‚kîler ’in, mîkĂ‚t sınırını ihramlı gecmeleri gerekmez. Bunlar, daha sonra Harem bolgesine, meselĂ‚ Mekke ’ye gitmek isterlerse, Hıl bolgesinde oturanların hukmune tĂ‚bi olurlar. Hac veya umre yapacaklarsa, kaldıkları yerden veya Harem sınırını gecmeden ihrama girerler. Hac veya umre kastı yoksa Harem bolgesine ihramsız girerler ve isterlerse KĂ‚be ’yi ihramsız tavaf ederler.
Medine ziyaretini hacdan once yapmak uzere mîkĂ‚t sınırını ihramsız gecenler, Cidde ’ye indikten sonra, once Mekke ’ye gitmek zorunda kalırlarsa, Cidde ’de –Harem bolgesi sınırını gecmeden- ihrama girerler.[8]
İHRAMLIYA YASAK OLAN FİİLLER İhrama giren kimselere, ihramdan cıkıncaya kadar yasak olan bazı fiil ve davranışlar vardır. Bunlara “ihram yasakları” denir. Bu yasakları aşağıdaki şekilde gruplandırmak mumkundur:
1) Vucutla ilgili yasaklar: a) Sac veya sakal tıraşı olmak, bıyıkları kesmek. Âyette şoyle buyurulur: “Kurban (hedy) yerine ulaşmadan başınızı tıraş etmeyin” [9] Bedenin diğer yerleri başa kıyas edilmiştir. Cunku, ihrĂ‚mlı kimse sacları dağınık ve toz toprak icinde olan kimse olarak tanımlanır.
b) Kasık ve koltuk altı kılları ile vucudun diğer yerlerindeki kılları tıraş etmek, yolmak veya koparmak.
c) Tırnak kesmek.
d) Suslenme amacıyla sac, sakal ve bıyıkları yağlamak, boyamak, saclara biryantin veya jole surmek, kadınlar oje ve ruj kullanmak. Vucuda veya ihram ortusune guzel koku surmek, kokulu sabun kullanmak. Hadiste şoyle buyurulur: “İhramlı kimse, koku ve za ’feranla kokulanmış elbise giymesin.” [10] Ebû Hanife ’ye gore, kokulu veya kokusuz yağ surunmek, tam bir uzvu kapsarsa ceza gerekir.
2) Giyim ve giyim eşyası ile ilgili yasaklar: Giyimle ilgili yasaklar yalnız erkeklere yoneliktir. Kadınlar normal elbiselerini giyerler, yalnız yuzlerini ortmezler.
a) Dikişli elbise ve ic camaşırı turu giyim eşyasını giymek.
Normal şekilde giymeksizin palto, pardesu gibi giyim eşyasını uzerine ortmek veya omzuna almakta bir sakınca bulunmaz. Yine bele kuşanılan kemer, omuza asılan canta, ayaklara giyilen, uzeri ve topukları acık ayakkabı veya terlik ihram yasaklarına girmez. Diğer yandan bu gibi giysileri bulamayan icin kolaylık getirilir. İbn AbbĂ‚s (r.a.), Hz. Peygamberin Arafat ’ta şoyle buyurduğunu nakleder: “Kim terlik (nalin) bulamazsa mestlerini giysin, peştemal bulamayan da fistan giysin” [11] Ancak bunları giyenlere fidye gerekir. Cunku İbn Omer (r.a.) ’den rivĂ‚yete gore, Allah ’ın Rasûlu bir soru uzerine ihrĂ‚mlının giyip giyemeyeceği şeyleri şoyle acıklamıştır: “İhramlı kimse gomlek, sarık, fistan, bornoz ve mest giyemez. Terlik bulamayan mestlerini giysin ve onların topuktan aşağısını ayırsın. Yine koku ve zaferanla kokulanmış hicbir şeyi giymesin” [12]
Mutat olan bir giysiyi bir gun veya bir gece suresince giymek ceza kurbanını gerektirir. Sure kısalınca ceza, giyme suresine gore sadakaya donuşur.[13]
ŞĂ‚fi ve Hanbelîler ’e gore, bunları giymek zorunda kalan kimseye fidye gerekmez.
b) Başı ve yuzu ortmek, takke ve benzeri şeyler giymek, başa sarık sarmak.
Hz. Peygamber hac sırasında devesinden duşup vefĂ‚t eden ihramlı sahabî icin şoyle buyurmuştur “Onun başını ortmeyiniz. O, kıyĂ‚met gunu telbiye getirerek diriltilir.” [14]
Kadın ihrĂ‚ma girince, başını ve yuzu dışında butun bedenini dikişli elbiseyle orter. Kadının yuzu erkeğin başı gibi acık tutulur. Hadiste şoyle buyurulur “İhrĂ‚mlı kadın yuzunu ortecek şekilde başını bağlamasın ve eldiven giymesin.” [15] Kadın, ihrĂ‚mda uc konuda erkekten ayrılır: Dikişli elbise giymek, mest giymek ve başını ortmek.
c) Eldiven, corap ve topukları kapatan ayakkabı giymek.
Hadislerde şoyle buyurulur: “… İhramlı kadın eldiven giymesin.” [16], “İhramlı kimse, mest giyemez. Terlik bulamayan mestlerini giysin ve onların topuktan aşağısını ayırsın.” [17] Topukları orten ayakkabı giymek ihram yasağı kapsamına girer.
3) Cinsel konularla ilgili yasaklar: a) Cinsel ilişki ve genellikle cinsel ilişkiye goturen opme, oynaşma, şehvetle tutma gibi davranışlarda bulunmak.
Kur ’an ’da şoyle buyurulur: “Kim hac aylarında ihrĂ‚ma girerek haccı kendisine farz kılarsa, hacda kadına yaklaşmak, gunah işlemek ve kavga etmek yoktur.” [18]Ayetteki; “refes ”; cinsel temas ve buna goturen davranışlar icin kullanılan kinĂ‚yeli bir sozcuktur. Hz. Peygamber şoyle buyurmuştur: “Kim hac yapar, hac sırasında cinsel temastan kacınır ve gunah işlemezse, annesinden doğduğu gundeki gibi gunahlarından kurtulur.” [19]
Hanefîlere gore, ihrĂ‚mlının evlenmesi ve nişanlanması cĂ‚izdir. Ancak zifaf hacdan sonraya geciktirilir. Cunku Rasûlullah (s.a.s) ihramlı iken Meymûne (r. anhĂ‚) ile evlenmiştir.[20] Coğunluk fakihler aksi goruşte olup onlar, Hz. Peygamber ’in Meymûne ile ihramsız iken evlendiğini soylerler[21] ve ayrıca şu hadise dayanırlar: “İhrĂ‚mlı kimse evlenemez, kendisiyle evlenilmez ve dunur de gonderilmez.” [22]
Hac icin ihrama giren kimse Arafat ’ta vakfeden once cinsel temasta bulunsa, haccı fasit olur, gelecek yıl kaza etmesi gerekir. Ayrıca ceza olarak bir kucuk baş hayvanı (dem) kurban eder. Cinsel temasa yol acacak opme, şehvetle dokunma gibi fiillerde, boşalma olsun veya olmasın bir kucuk baş hayvan kurban gerekir. MĂ‚likîler dışında, cumhûra gore bu durumda hac fĂ‚sit olmaz.[23]
b) Şehevî duyguları tahrîk edici sozler soylemek.
4) Av yasağı: Gerek Harem bolgesi icinde, gerek dışında eti yenen veya yenmeyen her turlu kara avını avlamak, avcıya avını gostermek ve avlanmasına yardımcı olmak veya av hayvanlarına zarar vermek yasaktır.
Kur ’an ’da, ihramlıya av yasağı ve bu yasağa uymayanla ilgili ceza ceşitlerini bildiren ceşitli Ă‚yetler vardır.[24]
Yaratılışı bakımından vahşî, urkek ve insandan kacan hayvanlara av hayvanı denir. Suda yaşasa bile doğup buyumesi karada olan hayvanlar kara hayvanı sayılır. Deniz hayvanlarını avlamak yasak olmadığı gibi, tavuk, koyun, sığır gibi evcil hayvanların kesilmesi de ihram yasağına girmez.
5) Harem bolgesiyle ilgili yasaklar: Mekke kenti ve cevresindeki Harem denilen bolgedeki av hayvanlarının avlanması, bitkilerinin kesilmesi veya koparılması ister ihramlı ister ihramsız herkes icin yasaktır. Bu yasakların mu ’minler icin bir ceşit cevreyi koruma eğitimi olduğunda şuphe yoktur.
6) Allah ’a karşı isyan ve insanlara karşı kotu davranışta bulunmak: Allah TeĂ‚lĂ‚ şoyle buyurur: “Hac sırasında, kadına yaklaşmak, gunah işlemek ve kavga etmek yoktur.” [25] Hadiste de, bu şekilde korunarak hac yapanın annesinden doğduğu gundeki gibi gunahlarından kurtulacağı bildirilmiştir.”[26] Âyette gecen iki terim şoyle tanımlanabilir:
1. Fusûk: Allah ’a karşı tĂ‚atten ayrılıp, ısyan sayılan şeyleri yapmak.
2. CidĂ‚l: Başkalarıyla tartışmak, hakaret ve kavga etmek. Bu tur davranışlar her zaman yasak olmakla birlikte, ihramlı iken bunlardan daha cok sakınmak gerekir.
İHRAMLI İCİN YASAK KAPSAMINA GİRMEYEN FİİL VE DAVRANIŞLAR İhramlı kişiye yukarıda belirtilenlerin dışında kalan yıkanmak, kokusuz sabun kullanmak, ihram ortusu ve giysilerini yıkamak, dişlerini fırcalamak, surme cekmek, kırılan tırnağı ve rahatsızlık veren bir kılı koparmak, diş cektirmek, kan aldırmak, yara uzerine sargı sarmak, silĂ‚h taşımak, bilezik, kupe veya saat takmak, kemer kullanmak, omuza canta asmak, gece battaniye veya yorganla ortunmek, ceket, palto vb. giysiyi soğuktan korunmak icin omuzlarına almak, şemsiye kullanmak, golgede oturmak, balık vb. su urunlerini avlamak, yılan, akrep, fare, sinek, kene gibi av hayvanı sayılmayan hayvan ve haşereler ile saldırgan kurt ve kaplan gibi yırtıcı hayvanları oldurmek yasaklar kapsamına girmez.
Dipnotlar:
[1] Bakara, 2/127. [2] İbn Âbidîn, age, IV, 483, 484. [3] Zeylaî, age, III, 21. [4] BuhĂ‚rî, Hac, 26, LibĂ‚s, 69; Muslim, Hac, 19, 147, 269, 271; DĂ‚rimî, MenĂ‚sik, 22, Tirmizî, Hac, 97. [5] İbn Âbidîn, Reddu ’l-MuhtĂ‚r terc. IV, 476. [6] MĂ‚lik, Muvatta ’, Hac, 52. [7] Nesaî, MenĂ‚sik, 229, İbn MĂ‚ce, MenĂ‚sik, 69; Ebû DĂ‚vud, MenĂ‚sîk, 27, 28; Tirmizî, Hac, 78, 79. [8] Komisyon, İlmihal, Diyanet, I, 522. [9] Bakara, 2/196 [10] BuhĂ‚rî, Hac, 21, Libas, 8, 13; Muslim, Hac, 1, 2. [11] BuhĂ‚rî, İlim, 53, Hac, 21, LibĂ‚s, 8, 13, 14, 37; Muslim, Hac, 1, 5; Tirmizî, Hac, 18, 19; NesĂ‚î, MenĂ‚sik, 30, 32-34, 37-39. [12] BuhĂ‚rî, Hac, 21, Libas, 8, 13, Muslim, Hac, 1, 2; İbn Hanbel, II, 4, 8. [13] İbn Âbidîn, age, IV, IV, 489. [14] BuhĂ‚rî, CenĂ‚iz, 20, 21; Muslim, Hac, 93, 94, 97-103; Ebû DĂ‚vud, CenĂ‚iz, 80. [15] BuhĂ‚rî, Sayd, 13; Ebû DĂ‚vud, MenĂ‚sîk, 31; Tirmizî, Hac, 18; NesĂ‚î, MenĂ‚sik, 33, 39. [16] BuhĂ‚rî, Sayd, 13; Ebû DĂ‚vud, MenĂ‚sîk, 31; Tirmizî, Hac, 18; NesĂ‚î, MenĂ‚sik, 33, 39. [17] BuhĂ‚rî, Hac, 21, Libas, 8, 13, Muslim, Hac, 1, 2; İbn Hanbel, II, 4, 8. [18] Bakara, 2/197. [19] BuhĂ‚rî, Hac, 4; Muhsar, 9, 10; Muslim, Hac, 438; Nesaî, Hac, 4; İbn MĂ‚ce, MenĂ‚sik, 3; A. İbn Hanbel, II, 229, 410, 484. [20] BuhĂ‚rî, Sayd, 12, NikĂ‚h, 30, MegĂ‚zî, 43; Muslim, NikĂ‚h, 46, 47, 48; Tirmizî, Hac, 24. [21] Tirmizî, Hac, 23, 24; DĂ‚rimî, MenĂ‚sik, 21; A.b. Hanbel, VI, 393. [22] Muslim, NikĂ‚h, 41-45; Ebû DĂ‚vud, MenĂ‚sik, 38; Tirmizî, Hac, 23; NesĂ‚î, MenĂ‚sik, 91. [23] Geniş bilgi icin bk. KĂ‚sĂ‚ni, BedĂ‚yiu ’s-SanĂ‚yi, II, 183-206, 216-219; ŞirĂ‚zî, Muhezzeb, I, 204-212; İbn KudĂ‚me, age, III, 295-344; ŞevkĂ‚nî, Neylu ’l-EvtĂ‚r, V, 8,9; Zuhaylî, age, III, 230, vd. İbnu ’l-HumĂ‚m, Fethu ’l-Kadîr, II, 255. [24] bk. MĂ‚ide, 5/1,2, 95-97. [25] Bakara, 2/197. [26] BuhĂ‚rî, Hac, 4; Muhsar, 9, 10; Muslim, Hac, 438; Nesaî, Hac, 4; İbn MĂ‚ce, MenĂ‚sik, 3; A. İbn Hanbel, II, 229, 410, 484.
Kaynak: Prof. Dr. Hamdi Donduren, Delilleriyle İslam İlmihali, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan