
Cuma namazı nerede ve ne zaman farz oldu? Hadisler ışığında Cuma namazının nerede ve ne zaman farz olduğu…İbn Hacer ’e gore Cum ’a Mekke ’de farz olmuştur. Fakat Muslumanların azlığı ve acıktan namaz kılacak derecede guclu olmamaları nedeniyle Mekke ’de Cum ’a kılmak mumkun olmamıştır. Ancak şartlar tahakkuk etmeden Cuma ’nın farz kılınması garip gorunmektedir.Bu nedenle diğer Âlimler, Mekke ’de Cum ’a icin sadece izin verilmiş olabileceği kanaatindedirler. İbn Abbas ’ın şu rivayeti de bu goruşu desteklemektedir:
-“Rasûlullah (s.a.s.), hicret etmeden once Cum ’a namazının kılınması icin izin verilmiştir. Fakat Mekke ’de Cum ’a kıldırmaya gucu olmadı. Onun icin, daha once Medine ’deki Muslumanlara İslÂm ’ı oğretmek icin gonderilmiş olan Mus ’ab İbn Umeyr ’e mektup yazarak:
-“Yahudilerin acıktan Zebur okudukları gune bak, siz de kadınlarınızı ve oğullarınızı toplayın da zeval vaktinden sonra Allah ’a iki rekÂt (namaz) ile takarrub edin.”
Bu emir uzerine Mus ’ab, Medine ’de ilk Cum ’a kıldıran kişi olmuştur. Bu gorevi Peygamber Medine ’ye gelinceye kadar surdurmuştur.”
(Suyutî, ed-Durru'l-Mensûr, VI, 218, DÂre Kutnî'den naklen: İbn Sa'd, Tabakat, III, 118).
Mus ’ab (r.a.) ’ın Cum ’a namazı kıldırdığı ilk cemaatin sayısı, on iki idi.
İbn Hacer ’in Cum ’a namazının Mekke ’de farz kılındığı halde, orada kılınmayışını sayı azlığına bağlanmasının gecerli olabilmesi ihtimali uzaktır. Cunku Cum ’a namazının kılınabilmesi icin kırk kişinin varlığı gerekecek olsa bile, bu sayıda Musluman o tarihlerde bir araya rahatlıkla gelebilirdi.
Ancak Cum ’a namazının acık kılınması gereği ve Rasûlullah ile Muslumanların o sıralarda gizlenmiş bulunmaları nedeniyle kılamamış olmaları duşunulebilir. Kanaatimize gore bu, sıradan bir izin olarak da değerlendirilemez. Cunku Yuce Allah ’ın ve Rasûlu ’nun izinleri bile emir gibi uyulması gerekli hukumlerdir. Ozellikle bu konu ibadetlerle ilgili olursa emir durumu daha gucludur. Bu konuda cihada izin veren (el-Hacc, 22/39) ayetini goz onunde bulundurabiliriz.
Diğer taraftan Cum ’a namazının farziyetini bildiren ayet (CumÂ, 62/9-11) bilindiği gibi Medine ’de ve Hicret ’ten sonraki yıllarda nazil olmuştur.
Bu durum ise bizlere abdestin farziyeti ile ilgili ayetin nuzulunu hatırlatmaktadır. Namaz icin abdest almak bilindiği gibi peygamberliğin ilk donemlerinde farz kılındığı halde, ilgili ayet daha sonraları Medine ’de nazil olmuştur.
Demek oluyor ki bazı hukumler teşri edilirken, ilgili olan ayet, daha sonra inmiş olabilir. Bu, hukmu pekiştirmek icin olabildiği gibi, nuzul icin gerektirici bir munasebete kadar bekletilmesi ve boylece daha etkileyici bir hal alması hikmetine de dayalı olabilir.
Cuma ’yı ilk kıldıranların Es ’ad İbn ZurÂre ile Mus ’ab İbn Umeyr oldukları hakkındaki rivÂyetlerin arasını birleştirmek gerekirse; Mus ’ab ’ın, Medine ’nin merkezinde ve Peygamber ’in (s.a.s.) emri uzerine Cum ’a namazı kıldırdığı; Es ’ad ’ın ise Medine yakınında bir yerde ve Peygamber ’in (s.a.s.) emri gelmeden kıldırdığı soylenebilir.
Hz. Peygamber (s.a.s.) ’in kıldırdığı ilk Cum ’a namazı, Ranuna ’ denilen yerde SÂlim İbn Avf mescidindedir. Hz. Peygamber (s.a.s.) Medine ’ye hicret buyurduğunda ilk olarak Kuba ’da Amr İbn Avfoğullarına misafir oldu. Orada pazartesi, salı, carşamba ve perşembe gunleri kalıp, Kuba Mescidi ’nin temelini attı; sonra Cum ’a gunu Medine ’ye gitmek icin yola cıktı. Benu SÂlim yurduna gelince Cum ’a namazı vakti girmişti. Orada hutbe okuyup ilk defa Cum ’a namazını kıldırdı.
Bu, Hz. Peygamber ’in kıldırdığı ilk Cum ’a namazıdır. Cum ’a ’yı farz kılan Âyet bundan once nÂzil olmuştur. Medine haricinde ilk Cum ’a namazı kılınan yer de Bahreyn ’de “CevÂsa” da Abdi Kays Mescidi ’dir.
İslÂm ’da Cum ’a gununun dunyanın başlangıcına, sonuna ve Âhirete kadar uzanan bir yeri ve değeri vardır. Diğer semÂvi dinlerde de Cum ’a gunune dikkat cekilmiş, fakat onlar bunu terk ederek başka gunlere yonelmişlerdir.
Ebû Hureyre ’den Allah Rasûlû ’nun şoyle dediği nakledilmiştir:
“Bizler, bizden once kitap verilenlere gore en sonuncusuyuz. Kıyamette ise en one gececeğiz. Onlar, Allah ’ın kendilerine farz kıldığı bu Cum ’a gununde ihtilafa duştuler. Allah onu bize gosterdi. Diğer insanlar bu konuda bize uyuyorlar. Ertesi gun Yahudilerin, daha ertesi gun ise Hristiyanlarındır. ”
(BuhÂrî, Cum'a, 1; Muslim, Cum'a hadis no: 856. Muslim'in lafzı az farklıdır).
Yine Ebû Hureyre ’den şoyle dediği rivÂyet edilmiştir:
“Rasûlullah (s.a.s.) ’a Cum ’a gunune nicin bu adın verildiği sorulduğu zaman şoyle cevap vermiştir: “Babanız Âdem ’in yaratılışı o gunde oldu. Kıyamet o gunde kopacak, yeniden dirilme ve insanların hesap icin yakalanması o gunde olacaktır. Cum ’a gununun uc saatinin sonunda oyle bir an vardır ki, o anda dua edenin duası kabul olunur. “
(Ahmed b. Hanbel, İstanbul 1981, II, 311)
Kaynak: İslam Ansiklopedisi
İslam ve İhsan