Uzmanlar, şikayet olsun ya da olmasın herkesin prostat tarama testini yaptırması gerektiği konusunda uyarıyor.
Prof. Dr. Cemil Uygur, şikayeti olsun ya da olmasın 40 yaşından sonra her erkeğin yılda bir prostat taraması yaptırması gerektiğini vurguluyor. Bu buyume yaşla birlikte bazı erkeklerde idrar yolunu sıkıştırmaya ve idrarı tam olarak boşaltamamaya neden oluyor.
Anne karnında oluşmaya başlayan prostat bezi ergenlikten itibaren artan testosteronun (erkeklik hormonu) etkisiyle buyuyor. Kanda testosteron hormonu bulunduğu surece prostat buyumeye devam ediyor. Bu durum ancak erkeğin herhangi bir nedenle yumurtalarını kaybetmesi halinde sona eriyor. "Şikayeti olan hasta 'benim prostatım var' dediğinde aslında prostatın sıkıştırması nedeniyle idrarda zorlanma yaşadığını ifade ediyor" diyen Anadolu Sağlık Merkezi Uroloji Uzmanı Prof. Dr. Cemil Uygur, prostat buyumesi ve tedavi yontemleri ile ilgili bilgiler veriyor.
Sık kullanılan tanımı "prostat buyumesi" olsa da buyumuş prostatın herkeste aynı şikayetlere yol acmadığını vurgulayan Uroloji Uzmanı Prof. Dr. Cemil Uygur, "Prostatı buyuyen her erkek hekime başvurmuyor. Cunku vucut yapısına ve kanda dolaşan erkeklik hormonunun dengesine bağlı olarak her erkeğin kendine has bir prostat yapısı bulunuyor. Prostat bezi, bir balonu andıran idrar torbasının ağzını yumruk gibi saran bir organ. Burada prostatın buyukluğu değil, idrar torbasını bir yumruk gibi sararken torbanın ağzını sıkıp sıkmadığı onem taşıyor" diyor.
"Prostat portakalı andırır"
Bu durumu bir ornekle acıklayan Prof. Dr. Cemil Uygur, "Bazen buyuk bir portakalın kabuğunu rahatlıkla soyarsınız ve ortasında parmağınızın gireceği bir acıklık kalır. İşte prostatta onemli olan, buyurken ortasında bu acıklığın kalıp kalmadığıdır. Prostatın da tıpkı portakal gibi dışında bir kabuğu, icinde de tıpkı portakal dilimleri gibi dokusu bulunuyor. Prostat buyumesi bu dilimlerden gelişirken, prostat kanseri ise coğunlukla kabuk kısmında başlıyor" diyor.
Tuvalette tam boşaltım yapılamıyor
Şikayetlerin 40'lı yaşlardan sonra başladığını ifade eden Uroloji Uzmanı Prof. Dr. Uygur, hastaların coğunlukla idrar akımının zayıflaması, sık sık tuvalete gitme isteği, tuvalette tam boşaltım yapamama, gece idrar sıkıştırmasıyla uykudan uyanma şikayetleriyle hekime başvurduğunu soyluyor.
Once kanser varlığı araştırılır
Hangi nedenle olursa olsun hekime başvuran 40 yaşın uzerindeki kişilerin muayenesinde ilk once prostat kanserinin araştırıldığını ifade eden Prof. Dr. Uygur, "Cunku kendine has belirtisi bulunmayan prostat kanseri yalnızca ileri evrede, idrar yolunda sıkışmaya neden olabiliyor" diyor. Kansere yonelik taramaların elle muayene (rektal) ile prostat kontrolu ve kanda PSA incelemesinden oluştuğunu ifade eden Prof. Dr. Uygur, "Eğer bu incelemelerin sonucunda bir risk olduğu duşunulurse, prostat biyopsisi alınarak araştırma tamamlanıyor. Kanser olasılığı ortadan kalktıktan sonra ise hastanın idrarla ilgili şikayetlerinin ne sıklıkta ve şiddette olduğu değerlendiriliyor" diyor.
Tedavi hastaya gore belirleniyor
Hangi tedavinin tercih edileceğine hastanın yaşına ve prostatın boyutuna gore karar verildiğini vurgulayan Prof. Dr. Uygur, bugun hastaların yalnızca yuzde 5-10'unda cerrahiye gereksinim duyulduğunu vurgulayarak, gunumuzde prostatın neden olduğu sıkıştırma hissini ortadan kaldıran ilacların kullanıldığını belirtiyor.
Cerrahi sonrası taramaya devam ediliyor
Cerrahi tedavide uc farklı yontem (kapalı prostat ameliyatı 'TUR', acık ameliyat ve dokuların lazerle buharlaştırıldığı 'Green Light') kullanılsa da hepsinde prostat kabuğu yerinde bırakılıyor. Bu nedenle, tedavilerin hicbiri prostat bezinde kanser gelişme riskini ortadan kaldırmıyor.
Coğu hastanın ameliyat sonrası kontrollerini ihmal ettiğini vurgulayan Prof. Dr. Uygur, "Oysa her erkeğin 40 yaşından sonra yılda bir kez prostat taraması yaptırması, cerrahi tedavi gorenlerin de ameliyattan sonra yine yılda bir kez taramalarına devam etmesi gerekiyor. Cunku cerrahi tedavi goren hastaların yuzde 15'inde 10 yıl icinde kalan dokular tekrar buyuyup kanalı sıkıştırabiliyor. Ayrıca bu cerrahi girişimler prostat kanseri riskini de ortadan kaldırmıyor" uyarısında bulunuyor.