Ziyaretcimiz Beyza Aytekin tarafından, ozurlulerin emekliliğine ilişkin olarak sitemize gonderilen yazıyı ve konuya ilişkin mahkeme kararlarını yayımlıyoruz: "5434 sayılı Kanunun 39'uncu maddesinin (j) bendinde; Sakatlıkları sebebiyle ilgili mevzuat uyarınca goreve alınanlardan en az 15 yıl fiili hizmeti bulunanların istekleri uzerine emekliye ayrılabileceği hukum altına alınmıştır. Buna gore ozurlulerin emekli olabilmesi icin gerekli olan hizmet suresi 15 yıldır. Ozurlu memurlarda diğer memurlarda olduğu gibi ayrıca bir yaş şartı yoktur. Diğer taraftan, memuriyete normal statude giren ancak daha sonra ozurlu olduğunu belgelendiren kişilerin de 15 yıl hizmet yapması halinde emekli olup olamayacağı sorunu henuz tam olarak acıklığa kavuşmamıştır. 5434 sayılı Kanunun Ek Gecici 22'nci maddesi gereğince, Ankara 3. İdare Mahkemesi bu konuda ozurlulerin lehine karar verirken, Danıştay temyizen incelemede bu kararı bozmuştur. Bu konuya ilişkin duzenleme Ankara 3. İdare Mahkemesinin vereceği karara gore belirlenecektir. Ozurlu Memurların Emekliliği Ziyaretcimiz Beyza Aytekin tarafından, ozurlulerin emekliliğine ilişkin olarak sitemize gonderilen yazıyı ve konuya ilişkin mahkeme kararlarını yayımlıyoruz: "5434 sayılı Kanunun 39'uncu maddesinin (j) bendinde; Sakatlıkları sebebiyle ilgili mevzuat uyarınca goreve alınanlardan en az 15 yıl fiili hizmeti bulunanların istekleri uzerine emekliye ayrılabileceği hukum altına alınmıştır. Buna gore ozurlulerin emekli olabilmesi icin gerekli olan hizmet suresi 15 yıldır. Ozurlu memurlarda diğer memurlarda olduğu gibi ayrıca bir yaş şartı yoktur. Diğer taraftan, memuriyete normal statude giren ancak daha sonra ozurlu olduğunu belgelendiren kişilerin de 15 yıl hizmet yapması halinde emekli olup olamayacağı sorunu henuz tam olarak acıklığa kavuşmamıştır. 5434 sayılı Kanunun Ek Gecici 22'nci maddesi gereğince, Ankara 3. İdare Mahkemesi bu konuda ozurlulerin lehine karar verirken, Danıştay temyizen incelemede bu kararı bozmuştur. Bu konuya ilişkin duzenleme Ankara 3. İdare Mahkemesinin vereceği karara gore belirlenecektir.
5434 sayılı Kanunun Ek Gecici 22'nci maddesinde; "Sakat olup sakatlarla ilgili mevzuattan yararlanmaksızın ve 25/8/1971 tarihli ve 1475 sayılı İş Kanununun 25 inci maddesine gore tescili yapılmaksızın T.C. Emekli Sandığına tabi gorevlere giren ve bedensel ve zihinsel yeteneklerindeki eksiklik nedeniyle calışma guclerini en az % 40 oranında yitirdiği sağlık kurulu raporu ile belgelenen ve 15 yıl ve daha fazla fiili hizmeti olanlar da 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununun 39 uncu maddesine, 13/11/1981 tarih ve 2559 sayılı Kanunla eklenen (j) fıkrası hukmunden yararlanırlar." hukmune yer verilmiştir.
Bu maddedeki şartları şu şekilde formule edebiliriz.
Memurun;
1- Bu hukumden faydalanabilmesi icin sakat olması,
2- Sakatlarla ilgili mevzuattan yararlanmaksızın ve 25/8/1971 tarihli ve 1475 sayılı İş Kanununun 25 inci maddesine gore tescili yapılmaksızın T.C. Emekli Sandığına tabi gorevlere girmesi, yani işe girmeden once sakat olduğunu belgelemesi,
3- Bedensel ve zihinsel yeteneklerindeki eksiklik nedeniyle calışma guclerini en az % 40 oranında yitirdiği sağlık kurulu raporu ile belgelemesi,
4- 15 yıl ve daha fazla fiili hizmeti olması,
gerekmektedir.
Bu madde dikkatli bir şekilde incelendiği takdirde sakat olup da sakatlarla ilgili mevzuattan yararlanmaksızın Emekli Sandığına tabi gorevlere girenlere ilişkin bir duzenleme getirmiştir. Kaldı ki sakatların sınavlarının ayrı olması ve kurumların belirli oranlarda(%3 oranında) sakat calıştırma zorunluluğu sakatlara tanınmış bir ayrıcalıktır. Bu nedenle sakat olmayan personelle aynı sınava girerek başarılı olanların emeklilikle ilgili haktan faydalandırılmamaları adaletsiz bir uygulama olacaktır. Ayrıca, bu maddenin yururluğe girmesinden sonra memuriyete girenler icin uygulanamayacağı hususunu madde metninden cıkarmak mumkun değildir. Madde metninde belirli bir tarihle sınırlandırma da soz konusu değildir. Şunu da belirtmek gerekir ki sakat olarak girmeyip de memuriyette sakatlananlar icin herhangi bir hak getirmemektedir. Bu hususun bir eksiklik olduğunu duşunuyoruz ve T.C. Emekli Sandığı Kanununda duzenlenmesi daha uygun olacaktır.


Aşağıda bu konu ile ilgili olarak verilmiş bulunan idare mahkemesi kararı ve bu kararı bozan Danıştay kararı bulunmaktadır. Şunu da belirtmek gerekir ki Danıştay 11. Dairesinin vermiş olduğu kararda Danıştay Tetkik Hakimi ve Danıştay Savcısı İdare Mahkemesinin kararının yerinde olduğu goruşunu savunmuşlardır. Ancak, bu kararların ikisi de kesin değildir. Şayet idare mahkemesi kararında direnirse (ısrar ederse) konu İdari Dava Daireleri Genel Kurulunda goruşulur ve nihai kararı orası verir ve karar kesinleşir. Ankara 3. İdare Mahkemesi Kararı
Sakatlığı nedeniyle, 2559 ve 2889 sayılı Yasalardan yararlandırılarak emekliye ayrılması yolundaki başvurusunun reddine ilişkin 19.11.1998 gun ve 6.3.311.052 sayılı davalı idare işleminin; İş ve İşci Bulma Kurumunca işe girmeden once sakatlık tespiti icin gonderildiği Bolu Devlet Hastanesi Sağlık Kurulunca %40 sakat olduğunun belirtildiği, yasaları bilememesi sebebiyle sakatlık kontenjanından değil sınava katılıp memuriyete başladığı, aynı hastalıktan GATA tarafından askerliğe elverişli değildir raporu verildiği, sakatlığının Bolu Vergi Mahkemesi kararı ile de tecil edildiği, sakatlığının kalıcı olması nedeniyle bu Yasalardan yararlandırılması gerektiği one surulerek iptali icin Ankara 3. İdare Mahkemesi nezdinde acılmış olan E:1999/367, K:1999/1295 Nolu davada, soz konusu mahkemenin kararı:
Turk Milleti Adına
Dava, davacının sakatlığı sebebiyle 2559 ve 2889 sayılı Yasalardan yararlandırılarak emekliye ayrılması yolundaki başvurusunun reddine ilişkin 19.11.1998 gun ve 6.3.311.052 sayılı davalı idare işleminin, davanın ozeti bolumunde yer alan nedenlerle iptali istemiyle acılmıştır.
5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununun 39 uncu maddesine 2559 sayılı Kanunun 3 uncu maddesi ile eklenmiş (j) fıkrasında, "sakatlıkları sebebiyle ilgili mevzuat uyarınca goreve atananlardan en az 15 yıl fiili hizmeti bulunanların istekleri uzerine" emekliye sevk edilecekleri hukum altına alınmıştır.
Uyuşmazlık konusu olayda davacının fiili hizmetinin 15 yılı aştığı konusunda bir tartışma bulunmamaktadır. Dava ve tahsis dosyası iceriğine gore adı gecen ilk defa sakatlık tecili yapılmaksızın memuriyet gorevine başlamıştır. Hal boyle olunca, yukarıda anılan yasanın acık hukmu karşısında davacının emekliye sevk edilebilme olanağı bulunmamaktadır.
Ote yandan, sakatlık tescili yapılmaksızın goreve girenlerden anılan 39/j maddesi hukmunden yararlandırılması amacıyla 2889 sayılı Kanun ile 5434 sayılı Yasaya eklenen ek gecici 22 nci madde de ise; sakat olup sakatlarla ilgili mevzuattan yararlanmaksızın ve 25.08.1971 tarihli ve 1475 sayılı İş Kanununun 25 inci maddesine gore tescil yapılmaksızın T.C. Emekli Sandığına tabi gorevlere giren ve bedensel ve zihinsel yeteneklerindeki eksiklik nedeniyle calışma guclerini en az %40 oranında yitirdiği sağlık kurulu raporu ile belgelenen ve 15 yıl ve daha fazla fiili hizmeti olanlar da 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununun 39 uncu maddesine 2559 sayılı Kanunla eklenen (j) fıkrası hukmunden yararlanırlar" hukmu yer almıştır.

Anılan maddenin gecici bir hukum olduğu, 2889 sayılı Yasada yururluk tarihinden sonra girenleri de kapsayacağı yolunda bir hukum bulunmadığı davalı idare tarafından iddia olunmakta ise de, anılan Yasada belirli bir sureye yonelik olarak uygulanabileceği yolunda bir duzenlemenin yer almadığı, anılan maddenin bu haliyle 5434 sayılı Yasada halen mevcut olduğu, dolayısıyla davacı gibi anılan Yasanın yururluk tarihinden sonra goreve girenleri de kapsayacağı sonucuna varılmıştır.
Davacının sakatlık tescili yapılmaksızın memuriyet gorevine başladığı, hizmet cetveline gore borclanılmış sigortalı hizmetleriyle birlikte fiili hizmet muddetinin 15 yılı aştığı ve dosya iceriğinde bulunan Bolu Devlet Hastanesi Sağlık Kurulu Raporlarına, GATA sağlık kurulu raporuna ve Bolu Mahkemesinin davacı hakkındaki (sakatlık indirimi) kararında bahsolunan Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu raporuna gore sakatlık derecesinin %40'ın uzerinde bulunduğu acık olduğundan adı gecenin 2889 sayılı Yasa hukumlerinden yararlandırılması zorunluk icermektedir.
Her ne kadar Ankara Numune Hastanesinin 21.06.1994 tarihli Sağlık Kurulu Raporunda adı gecenin arızasının malulen emekliliği gerektirecek olcude olmadığı belirtilerek bu goruşe Sandık Sağlık Kurulunca da itibar edilmiş ise de, davacının mevcut durumu ve eldeki Sağlık Kurulu raporlarına gore 2889 sayılı Yasa hukmunden yararlandırılması gerektiğine gore; adı gecenin başvuru tarihindeki sağlık şartlarını sakatlık derecesi acısından inceleyip ya da ilgili bilimsel kuruluşlar vasıtasıyla incelettirip neticesinde uyuşmazlık hakkında nihai kararın verilmesi gerekirken aksi yonde tesis edilen işlemde hukuki isabet gorulmemiştir. Acıklanan nedenlerle dava konusu işlemin iptaline...
Davalı idare tarafından, soz konusu mahkeme kararının incelenerek bozulması istemiyle Danıştay 11. Dairesinde acılmış bulunan E:2000/6618, K:2003/1678 nolu davada vermiş olduğu karar:
Turk Milleti Adına
5434 sayılı Emekli Sandığı Kanununun 39/j maddesinde, sakatlıkları sebebiyle ilgili mevzuat uyarınca goreve alınanlardan en az 15 yıl fiili hizmeti bulunanların istekleri uzerine emekliye sevk edilebilecekleri hukme bağlanmış, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 53 uncu maddesi hukmu uyarınca 27.07.1983 gunlu, 18117 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yururluğe konulan, Sakatların Devlet Memurluğuna Alınma Şartları ile Hangi İşlerde Calıştırılacakları Hakkında Yonetmeliğin olay tarihinde yururlukte bulunan 6 ncı maddesinde, kurum ve kuruluşların calıştırmak zorunda oldukları sakat elaman sayısını ve bunları hangi kadrolarda calıştıracaklarını Devlet Personel Başkanlığı ile İş ve İşci Bulma Kurumuna bildireceği hususuna değinilmiş, 8. maddesinde bu kişilerin, İlk Defa Devlet Memurluğuna Atanacaklara Uygulanacak Sınav Yonetmeliğinde belirlenen esaslar dairesinde Devlet Personel Başkanlığınca gercekleştirilecek sınav sonucunda atanacakları belirtilmiş, 6 ncı maddesinin son fıkrasında da, bu şekilde atananların takip ve kontrolu icin bir ay icinde İş ve İşci Bulma Kurumuna bildirileceği kuralına yer verilmiştir.

22.09.1983 tarihinde yururluğe giren 2889 sayılı Yasayla ekli 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu'nun ek gecici 22 nci maddesinde ise, sakat olup sakatlarla ilgili mevzuattan yararlanmaksızın ve 1475 sayılı İş Kanununun 25 nci maddesine gore tescili yapılmaksızın Emekli Sandığına tabi gorevlere girenlerin de 5434 sayılı Yasanın 39/j maddesi hukmunden yararlanabilecekleri hukme bağlanmıştır.
Yukarıda yer verilen mevzuat hukumlerinin birlikte incelenmesinden, sakatlıkları sebebiyle istihdam edilecek personelin 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 53. maddesi ve bu madde hukmu uyarınca yururluğe konulan Yonetmelik hukumlerinde yer verilen usul ve yonteme gore goreve alınanların ancak 5434 sayılı Yasanın 39/j maddesinden yararlanabildikleri, 2889 sayılı Yasayla getirilen duzenlemenin ise, gecici mahiyette olduğu ve ancak bu yasanın yururluk tarihinden once, ilgili mevzuatlarından yararlanmaksızın goreve başlatılanları kapsadığı, bunun gecici bir duzenleme olduğunun, 5434 sayılı Yasanın 39/j maddesinde bir değişiklik yapılmamış olmasından da gorulduğu, nitekim 5434 sayılı Yasaya "Ek gecici madde" olarak eklenmiş olmasının da, maddenin belirtilen niteliğinin bir gereği olduğu anlaşılmaktadır.
Olayda ise, 2889 sayılı Yasanın yururluk tarihinden cok sonra 1985 yılında işe girdiği anlaşılan ve işe girdiğinde ilgili mevzuattan yararlanmadığı, başka bir anlatımla atamasının yukarıda belirtilen mevzuat hukumleri uyarınca yapılmadığı gorulen davacının, 5434 sayılı Yasanın 39/j maddesinden yararlandırılmasına olanak bulunmamaktadır.
Bu durumda, mevzuata aykırı bulunmayan dava konusu işleme karşı acılan davanın reddi gerekirken, işlemin iptali yolunda verilen idare mahkemesi kararında usul ve yasaya uyarlık gorulmemiştir.
Acıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabuluyle, Ankara 3. İdare Mahkemesinin 15.12.1999 gun ve E:1999/367, K:1999/1295 sayılı kararın bozulmasına, 14.04.2003 tarihinde oybirliği ile karar verildi.