Memur olarak calışmakta iken ayrılıp SSK'lı veya Bağ-Kur'lu olarak calışmaya devam edenlere, memur olarak calıştıkları doneme ilişkin ikramiyeleri odenmemekteydi. Bu konudaki engel duzenleme 2009 yılında Anayasa Mahkemesince iptal edilmişti. Ancak daha sonra olumlu bir duzenleme beklenirken, iptal edilen duzenlemenin aynısı, TBMM'de kabul edilmiştir. TBMM tarafından kabul edilen bu yeni yasal duzenleme de, ikinci defa Anayasa Mahkemesince iptal edilmiştir. Hali hazırda, memur olup da ayrılan ve 9 Temmuz 2011'den sonra emekli olacaklara, memurluktaki hizmetlerinin karşılığı olan ikramiyelerinin odenmesinin onunde yasal bir engel bulunmamaktadır. Peki 9 Temmuz'dan once emekli olanlar ne yapacak? devamı icin başlığa tıklayınız. OLAYIN GECMİŞİ
2829 sayılı Yasa'nın 12. maddesi şoyledir:
?Son defa T.C. Emekli Sandığına tabi gorevlerden emekliye ayrılan ve kendilerine bu Kanunun 8 inci maddesi uyarınca birleştirilen hizmet sureleri uzerinden aylık bağlananlara, T.C. Emekli Sandığına tabi daire, kuruluş ve ortaklıklarda prim veya kesenek odemek suretiyle gecen surelerinin toplamı uzerinden, 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu hukumlerine gore emekli ikramiyesi odenir."
Bu maddede yer alan "Son defa T.C. Emekli Sandığına tabi gorevlerden emekliye ayrılan ve ...? ibaresinden dolayı memurluktan istifa edip, son 3,5 yıl kuralından dolayı SSK veya Bağ-Kur'dan emekli olanlara, memur iken calıştıkları doneme ait ikramiyeleri odenmemekteydi. Bu yasal duzenleme, Danıştay 11. Dairesi (E.2005/40) ve Ankara Bolge İdare Mahkemesince (E.2002/33) defi yoluyla Anayasa Mahkemesine goturulmuştur. Anayasa Mahkemesi soz konusu duzenlemeyi iptal etmiştir. İptal kararı 5 Haziran 2009 tarihli Resmi Gazetede yayımlanmıştır. Tıklayınız.


Ancak, 19.06.2010 tarihli ve 27616 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 5997 sayılı Kanun 14 uncu maddesi ile konu yeniden duzenlenmiş ve iptal edilen duzenlemenin aynısı, 5434 sayılı Kanuna eklenmiştir. Bu hukum de yine Anayasa Mahkemesinin gundemine gelmiş ve yeniden iptal kararı verilmiştir. Ustelik bu yeni iptal kararında, idareye duzenleme yapmak icin bir sure de tanınmamıştır. (Tıklayınız.)
DAVA ACANLAR İKRAMİYELERİNİ ALACAK
Konunun Anayasa Mahkemesine taşındığı sure icinde dava acmış olanlar, Anayasa Mahkemesinin bu yeni kararı doğrultusunda, memur olarak calıştıkları surelere ait ikramiyeleri almaları mumkundur.

DAVA ACMAYANLARIN DURUMU
1982 tarihli Turkiye Cumhuriyeti Anayasasının 153. maddesinin 5. fıkrasında "İptal kararları geriye yurumez" hukmu yer almaktadır. Bu hukme gore, Anayasa Mahkemesi kararları, 9 Temmuz 2011'den onceki olaylara uygulanmayacaktır. (Dava acanlar haric)
Ancak, Danıştay İkinci Dairesinin harcırahlara ilişkin 2004/ 7942 esas Nolu kararında, Anayasa Mahkemesinin iptal kararları sonrasında, idareye başvurarak olumsuz cevap alanların da adava acabileceği ve bu davanın suresi icinde acılacağının kabul edilmesi gerektiğine karar verilmiştir. Bu karar, şuanki olayla birebir aynıdır. Dolaysıyla dava acılıp ikamiyelerin alınması mumkundur. Ancak, burada bir kac hususu belirtmek gerekmektedir:
1- Yeni bir yasal duzenleme yapılıp geriye doğru odeme ongorumediği surece, dava acmadan emekli ikramiyesini almak mumkun değildir. Dava acabilmek icin de once SGK'ya dilekce ile başvurarak talep etmek daha sonra da verilecek olumsuz cevap uzerine idare mahkemesinde dava acmak gerekmektedir.
2- Dava acabilmek icin avukat tutmak zorunlu değildir. Onemli olan iyi bir dava dilekcesidir. Ancak hak kaybına uğramamak icin davaların bir avukat aracılığı ile acılması yararlı olacaktır. İdare mahkemesinde acılacak bir davanın masrafı 70 YTL civarındadır. Kamu kurumları, davaları, ozel avukat ile değil hukuk muşavirlerinin ve kamu avukatlarının savunma dilekceleri takip ederler. İdari mahkemelerinde acılacak davaların buyuk kısmında duruşma olmaz. Dava, dosyalar uzerinden sonuclandırılır. Dava kaybedilse dahi, Kamu, kendini ozel bir avukatla savunmadığı icin, ayrıca 300 YTL'lik gibi bir avukat vekalet ucreti, odenmek zorunda kalınmaz.

3- Tum Anayasa Mahkemesi ve Danıştay kararlarına rağmen "dava acmak, davanın kazanılacağı anlamına gelmemektedir". İdare mahkemesi hakiminin hem zaman aşımı hem de Danıştay'ın yeni yorumu konusunda ikna olması gerekmektedir. İkna olmayan hakimler davayı sure aşımından reddecektir. Ancak dava, sure aşımından reddolsa dahi, suresi icerisinde, mahkeme kararında gosterilen Bolge İdare Mahkemesi veya Danıştay'a temyiz etmek gerekmektedir.

BİR KAC NOT
1- Yukarıda yer alan tum acıklamalar sadece, devlet memuru iken, sigortalı veya bağ-kur lu calışmak suretiyle aylık bağlanmış olan/olacaklara ilişkindir. Bu duzenleme sigortalı, bağ-kur lu hizmetleri olmayan devlet memurlarının veya bu hizmetleri olmakla birlikte son defa devlet memurluğu gorevinde bulunmakta iken emekliye ayrılan kişilere emeklilik ikramiyesi odenmeyeceği sonucunu getirmemektedir. Bu durumdaki kişiler, yukarıda acıklanan konu kapsamına dahil olmayıp, 5434 sayılı T.C.Emekli Sandığı Kanununun 89 uncu maddesinin birinci cumlesine gore emeklilik ikramiyelerini alabileceklerdir.
2- Yeni bir yasal duzenleme yapılmadığı surece, bugun itibariyle, 9 Temmuz 2011'den sonra emekli olacakların (ister SSK, ister Bağ-Kur uzerinden) memur olarak calıştıkları surelere ilişkin emekli ikramiyelerini almaları mumkundur. Ancak emekli ikramiyesinin alınması, emekliliğe hak kazanma sırasında olabilecektir. Kişi emekli olmaya hak kazanmadığı surece, memurluktaki hizmet suresine denk gelen ikramiyesini alması mumkun değildir.

3- TBMM, bu konuda yeni bir yasal calışma yapması durumunda, 5434 sayılı T.C.Emekli Sandığı Kanunu Ek Madde 82'yi de gozden gecirmesinde fayda olacağını soyleyebiliriz. Bu madde, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun yururluk tarihi olan 2008 yılı Ekim ayı başından sonra ilk defa devlet memurluğu gorevine giren kişilerden, bu gorevlerinden ayrılarak sigortalı veya bağ-kurlu calışmak suretiyle aylık alma şartlarını yerine getirenlere Devlet memurluğu hizmet surelerine karşılık emeklilik ikramiyesi odenmesini engelleyen hukum niteliğindedir. Bir anlamda iptal edilen hukumle aynıdır.