
Askeri Yuksek İdare Mahkemesinin kararı
Askeri Yuksek İdare Mahkemesi, memura hatalı olarak yapılan odemenin, memur maaşından kesilemeyeceğine karar verdi.
Yuksek mahkeme kararında, Danıştay'ın 1973 tarihli kararına atıfta bulunuldu ve soz konusu kararın bu tur durumlar icin uygulanamayacağı değerlendirmesinde bulunuldu.
İŞTE AYİM KARARI
Karar Dairesi:AYİM.1.D.
Karar Tarihi:30.01.1990
Karar No: 89/563E.
Karar No: 90/31K.
OZETİ:Hatalı yapılan fazla odeme ilgili acısından sebebsiz zenginleşme teşkil edeceğinden, ancak idarenin adli yargı nezdinde acacağı bir alacak davası sonunda, bu alacağını tahsil etmesi mumkun olup; ozluk haklarından re'sen kesinti yapılamaz.
Foca Cıkarma Filo K.lığı Amf.Dz.P.A.K.lığında gorevli iken, İzmir Uzunada Dz.K.lığına atanan davacının, atanması dolayısıyla, harcırahını tahakkuk ettirmeyen Cıkarma Filo K.lığının olumsuz işleminin iptali icin AYİM'de dava actığı, AYİM 1.Dairesince 5.4.1988 gun e 1988/128 K.sayılı kararla davacının atandığı Focaİzmir arasında duzenli servis araclarının olmaması gerekcesiyle atanmanın aynı memuriyet mahalli icinde mutalaa edilemeyeceği kanaatına varılarak iptal kararı verilmesi uzerine davacıya 24.6.1988 tarihinde 71.500,T1. harcırah tahakkuk ettirilmesine rağmen, dava dosyasındaki belgeler ve Foca Mal Mudurluğu ve Foca Cıkarma Filosu K.lığı yazılarından davacıya 29.9.1988 tarihinde 73.300,T1. tutarında harcırahın yanlışlıkla ve eskisinden altı bin lira farkla ikinci defa odendiği anlaşılmaktadır.
Davacı, bu farklı odemenin İzmir Uzunada harcırahı olabileceğini duşunduğunu, kendisinin yol actığı bir hata bulunmadığı gibi hilesin iride soz konusu olmadığını, odemenin yapılmasından altı ay sonra ve Haziran 1989 tarihinde maaşından kesilmesi suretiyle anılan meblağın geri alınması yoluna gidilmesine rıza gostermemiş olduğu halde aylığından kesinti yapılamayacağım iddia etmektedir.
Yukarıda ozetlenen uyuşmazlık konusunun karara bağlanabilmesi icin iki sorunun ayrı ayrı cozumlenmesi gerekmektedir.
Bunlardan birinci sorun, davacıya odenmiş olan ve mukerrer odeme olduğu tartışmasız, bu nedenle davacının hakkı olmayan bir para niteliği taşıdığı kuşkusuz olan 77.300, Tl. sının davacıdan bir daha geri istenip istenemeyeceğidir.
İkinci sorun ise; İdarenin bir kamu gorevlisine hata sonucu odediği parayı o kamu gorevlisinin aylığından kesinti yapmak suretiyle tahsil etme yetkisine sahip olup olmadığıdır.
Hatalı odemelerle ilgili Danıştayın 22.12.1973 tarihli, Yargılayın 27.1.1973 tarih ve 6 Esas 2 Karar sayılı İctihatları Birleştirme kararlan incelendiğinde, idarenin yaptığı hatalı odemelerin idari dava acma suresi icinde istenebileceği, bu sure gectikten sonra odenemeyeceği sonucuna ulaşılmaktadır. Askeri Yuksek İdare Mahkemesi de bu goruş doğrultusunda benzer kararlar vermiştir.
Ancak bu ictihadı birleştirme kararları, sadece, kamu gorevlilerinin aylıklarını duzenleyen sistemin tumden değiştirilmesi nedeniyle kamu gorevlileri hakkında yapılan intibak işlemlerine ilişkin bulunmaktadır. O tarihe kadar uygulanan aylık sisteminden vazgecilerek yepyeni bir aylık sistemine gecilirken kamu gorevlilerinin bu yeni sistem icerisindeki yerlerini belirlemek ve bundan boyle aylıklarını o gune kadar soz konusu olmayan derece ve kademe esasına gore odenmesini sağlamak icin yapılan intibaklarda buyuk yanlışlıklar olmuştur. Ancak bu yanlışlıklar kamu gorevlisinin, bir aylık sisteminden cıkarılıp, diğer aylık sistemine gecirilmesi sırasında yani aylığı itibariyle tabi tutulduğu statunun değiştirilmesi, yeni statuye sokulması sırasında meydana gelmiştir. Bilindiği gibi, intibak işlemi bir şart (Koşul) işlemdir. Bu koşul işlemle, ilgili kamu gorevlisi, 657 Sayılı Devlet Memurları kanunu veya 926 Sayılı T.S.K.'leri Personel Kanunlarının ongorduğu aylık sisteminin icindeki yerini bulur. Daha sonraki aylıklarının odenmesi artık yeni sistem icinde yerini bulmuş, derece ve kademesi saptanmış kişi hakkında tesis edilen oznel veya dar anlamda subjektif bir işlemdir. Boylece dikkat ceken nokta, her iki ictihadı birleştirme kararında beyan edilen goruş ve sonucların koşul işlemlere dayalı odemelerle ilgili oluşudur. Bu tur odemelerle ilgili olarak kişilerden idarece bir iade isteminde bulunabilmenin idari dava acma suresiyle sınırlı tutulması yerindedir.
Buna karşılık bir kamu gorevlisine yanlış tahakkuk sonucu aylığının yahut yan odemesinin veya tazminatının fazla odenmesi, harcırahının fazla hesaplanması, dava konusu olayda olduğu uzere harcırahın iki kez odenmesi gibi durumlarda, fazladan odenen paranın idari dava acma suresi gectikten sonra o kamu gorevlisinden istenemeyeceğini soylemenin ne hukuki ne de mantıki bir dayanağı olamaz. Kanuna uygun olmayan bu tur odemelerin odeme yapılan kişiye ait olacağı, istenemeyeceği yolundaki iddiaların hicbir meşru dayanağını bulmak mumkun değildir. Kişiler kendilerine ait olmayanı geri vermek durumundadırlar. Bu duşunce sebepsiz zenginleşme muessesesinin temelini oluşturur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu bu konuyu incelemiş ve verdiği kararda (Yarg.Huk.Gen.Krl. 5.12.1984, E.1982/13,387, K.1984/997, Yarg.K.D.1985/8, Sh.11401143) aynı goruşu paylaşmıştır.
Gercekten şart tasarrufa dayanılarak memura yapılmış olan fazla odemelerin mutlak butlan, yokluk durumları ayrık olmak ve kişinin gercek dışı beyanı veya hilesi ile sebebiyet vermemiş olması kaydıyla idarenin yanlış şart tasarrufu (ozellikle yanlış intibak ve terfi işlemleri gibi) ancak iptal davası suresi icinde geriye yurur bicimde geri alınabilecek, bu sure gectikten sonra yanlış tasarrufun geri alınması halinde geri alma gunune kadar doğmuş durumların, parasal sonucları da dahil olmak uzere, hukuken kazanılmış durum olarak tanınması gerekir. Bunun sebepsiz zenginleşme hukumlerine dayanılarak geri istenmesi mumkun değildir. Ancak bu kuralın idare tarafından yapılan tum odemelere uygulanması halinde idarenin sebepsiz zenginleşme kuralından hicbir zaman yararlanamaması ve kamu gorevlilerine yapmış oldukları tum yanlış (hatalı) odemelerin idare tarafından, gerek odeme yapılan kişilerden ve gerekse odemeyi yapanın gorevlilerden geri alınamaması gibi bir sonuc doğar ki, idareyi işlemez e iş goremez birduruma sokacak olan bu tur bir sonucun hukukca savunulması mumkun değildir.
Yukarıda acıklanan ayrık durumlar dışında, herhangi bir şart tasarrufa dayanmayan salt yanlış odemelerin idare tarafından Borclar Hukukunun sebepsiz zenginleşme kurallarına dayanılarak geri istenebileceğinin kabulu gerekir.
Boylece davacıya ikinci defa odenen 77.300 TL. tutarındaki harcırah sebepsiz zenginleşme hukumlerine gore idare tarafından adliye mahkemelerinde acılacak bir dava ile istenebilmelidir.
Birinci sorunu cozumledikten sonra, idare hatalı odeme yaptığını beyan ederek dava konusu meblağı kendiliğinden aylıktan kesip kesemeyeceği bicimindeki ikinci sorunun cozumune gelmiş bulunuyoruz.
Danıştayın 22.12.1973 tarihli ictihadı Birleştirme Kararında bu konu tartışılmıştır. Bu kararla, idarenin bir adli yargı karan olmadan geri alma kararı verebileceği, geri alma ve bunun sonucu olarak geri alma kararlarına yapılacak itirazların idari yargı yerinde cozumleneceğini hukme bağlamıştır.
Aşağıda acıklanan nedenlerle bu karara katılmak mumkun değildir.
Gercekten, kamu gorevlilerinin aylık ve odenekleri ile diğer ozluk işlerinin kanunla duzenleneceği (Any.m.128/2) ilkesi, aynı zamanda, ozluk haklarında yapılacak kesintilerin kanuniliği prensibini de beraberinde getirmiştir. Bu kamu gorevlisi guvencesinin kacınılmaz bir sonuc ve gereğidir. Kamu gorevlilerinin aylık ve diğer ozluk haklarından kanunlarda (193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu, 5434 Sayılı T.C.Emekli Sandığı Kanunu, 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu, 205 sayılı Ordu Yardımlaşma Kurumu Kanunu vb.) ozel hukum bulunan haller ile kesinleşmiş yargı kararlan uzerine kesinti yapılabilir. Yasal ya da kesinleşmiş yargı kararı gibi bir baz ve dayanak bulunmaksızın, idarenin kamu gorevlisinin aylık ve ozluk haklarından kendiliğinden devlet alacağına mahsuben kesinti yapması hukuki sayılamaz. Bu yonden olsa olsa kamu otorite ve gucune dayanılarak yapılan usulsuz bir tahsil olur.
İdarenin, akitten, haksız fiil ve sebepsiz zenginleşmeden doğan alacakları hakkında 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulu Hakkındaki Kanunun uygulanamayacağı aynı kanunun 1.maddesinde acık olarak belirtilmiş bulunmaktadır. Yanlışlıkla davacıya ikinci defa harcırah tahakkuk ettirildiğine gore, borc sebepsiz zenginleşmeye dayanmaktadır. O halde, bu tur bir borcun doğrudan doğruya ilgilinin aylığından kesilmesi yasal olarak mumkun değildir. Başka bir anlatımla acık bir yasa hukmu bulunmadığı veya kesin mahkeme kararı olmadığı hallerde memur aylığından kesinti yapılması olanaksızdır.
Hukuki sorunun cozumlenmesinde onemli olan bir konuda şudur. 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununun 2670 Sayılı Kanunla değişik 12.maddesi ikinci fıkrasında devlet memurlarının haksız fiilleri sonucu idarenin zarara uğraması halinde bu zararın, ilgili ve memura odettirileceği, anılan hukmun ucuncu fıkrasında da odettirilme esasları duzenlenmiş, belirli bir limiti gecmeyen zararların memurun kabul etmesi halinde idarece tahsil edileceği belirtilmiş bulunmaktadır. Memurun rıza gostermemesi halinde yahut zararın limiti aşması halinde yargı yerinden hukum alınması zorunludur, nitekim yine Devlet Memurları Kanunun 2270 sayılı Kanunla değişik 15.madde ikinci fıkrası uyarınca, Bakanlar Kurulunun 27.6.1983 gun ve 83/6510 sayılı karan ile cıkarılan yonetmeliğin (R.G. 13 Ağustos 198318134) S.maddesinde odettirmenin sulhun yahut hukmen sağlanacağı belirtilmiştir. Bu duzenlemelerin Amme Alacaklarının Tahsili Usulu Hakkındaki Kanunun 1.maddesi ile tam bir uyum icinde olduğu acıktır.
Devlet Memurunun haksız fiil ile idareyi zarara uğratması halinde devlet alacağının hukmen tahsili esasının benimsendiği hukuk duzenimizde, devlet memurunun ya da daha geniş, bir terimle kamu gorevlileşirinin idare aleyhine sebepsiz zenginleşme sağladıkları durumlarda farklı duşunmenin; idarenin, alacağını kendiliğinden ve aylıktan kesinti yapmak suretiyle geri alabilmesini kabul etmenin imkanı bulunmamaktadır.
Yukarıda acıklanan nedenlerle;
1. Davacı Dz.P.Kd.Utğm. ................'ın aylığından kendiliğinden kesinti yapılması işleminin, idarenin bu yolda işlem tesis edebilme yetkisi bulunmadığından, İPTALİNE, ancak idarenin sebepsiz zenginleşme kurallarına dayanarak adli yargı yerine başvurma hakkının saklı tutulmasına,
2. Yetkisi bulunmadığı halde, rızası dışında ve emir verilmek suretiyle tahsil edilen 77.300 TL. (yetmişyedibinucyuz Tl.) nin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine;
3. Hukum altına alınan 77.300 TL.'sına (Yetmişyedibinucyuz lira) dava tarihi olan 10 Temmuz 1989 tarihinden odeme tarihine kadar %30 oranında yasal faiz yurutulmesine;
kararara.com